Uzaylı filmlerinden fırlamış gibi görünen bazı deniz canlılarının sırrı çözülmeye başlıyor. Bilim insanları, 1880’lerden bu yana bilinen ancak yetişkin formları hiçbir zaman gözlemlenemeyen mikroskobik facetotectan larvalarının aslında parazit yaşam tarzına sahip olabileceğini belirledi.
Danimarka Doğa Tarihi Müzesi’nden Niklas Dreyer ve ekibi, Japonya yakınlarındaki okyanus yüzeyinden topladıkları 3 binden fazla larvayı inceleyerek genetik bir soy ağacı çıkardı. Çalışma, bu canlıların kabuklular ailesine bağlı olduğunu ve özellikle deniz tarağı benzeri türlerle akrabalık taşıdığını ortaya koydu.
Her ne kadar beklenildiği kadar yakın akraba olmasalar da, facetotectan larvalarının kanca benzeri yapıları ve büyüme hormonuna verdikleri tepkiler, onların içten parazit olarak yaşadığını güçlü biçimde gösteriyor. Yani bu canlılar, serbest yüzen bebek evrelerinin ardından henüz bilinmeyen bir deniz canlısının içine girerek yaşamlarını sürdürüyor.
Bazı deniz kabuklularının, özellikle yengeçlerde, ev sahibinin üreme yeteneğini yok ettiği biliniyor. Hatta erkek yengeçler bile enfekte olduklarında “dişi” gibi davranmaya başlıyor. Yeni bulgular, facetotectanların da benzer bir biyolojik stratejiyle hareket ettiğini düşündürüyor.
Araştırmacılar, bu durumun “yakınsak evrim” örneği olduğunu söylüyor. Yani farklı türler, aynı çevresel baskılar sonucunda benzer özellikler geliştirmiş durumda. Dreyer ve ekibi, “Verilerimiz, parazitizmin serbest yaşayan atalarından bağımsız biçimde birçok kez ortaya çıktığını destekliyor” ifadelerini kullandı.




