DİRİLİŞ POSTASI / GÖKHAN EREK

İsrail, Gazze’de savaş suçu işleyerek sivil vatandaşları katletmeye devam ederken, ABD, İngiltere başta olmak üzere Batı ve Avrupalı devletlerden İsrail’e destek açıklamaları sürüyor. İngiltere’nin, Hamas ve İsrail çatışmalarını bahane ederek Güney Kıbrıs’ta bulunan üssüne yığınak yapması ve Almanya özel kuvvet birliklerine bağlı askerlerin gelmesi ise olası bir savaşa hazırlık olarak yorumlanıyor.

Peki İngiltere Güney Kıbrıs’taki üslerine neden askeri teçhizat yığıyor, İngiltere’nin amacı savaşın cephesini genişletmek mi, Türkiye’nin, Akdeniz’e çıkış kapısı Kıbrıs ile bağlantı koparılmaya mı çalışılıyor, İngiltere’nin, Kıbrıs’taki amacı ne, Akdeniz’deki hazırlıklar büyük bir savaşın habercisi mi, Almanya’nın, özel kuvvetlere ait birliklerini yollaması nasıl yorumlanmalı?

Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emete Gözügüzelli, Diriliş Postası’na değerlendirdi.

MAKSAT ÇOK BAŞKA!

Doç. Dr. Emete Gözügüzelli, İngiltere’nin, Güney Kıbrıs’ta bulunan üslerinin, bugüne kadar Orta Doğu’da yürütülen ABD’nin yaptığı operasyonlarda ev sahipliği yapan iki merkez olduğunu söyleyerek, “Fakat bugün durumun biraz daha farklı olduğunu ve üslerin silahlanma programı gerek Güney Kıbrıs’ın, ABD tarafından silahlandırılması gerek Ege’de yapılan silahlandırma faaliyetleri, Suriye, Irak ve diğer üsleri ABD’nin yoğun bir silahlanma programı içerisine girmesi, bu sadece Filistin İsrail meselesi hasebiyle olabilecek bir konu olmadığı, bunun dışında daha farklı küresel nitelikli çıkarların Akdeniz’de özellikle hakimiyet kurma maksadıyla icra edilmek istendiği anlaşılmaktadır.” İfadelerini kullandı.

İNGİLTERE AKDENİZ’DE HAKİMİYET KURMA ADIMLARI ATIYOR!

İngiltere’nin, Kıbrıs’ta bulunan üslerine yaptığı yığınağın, Filistin’deki çatışmalar için olduğunu söylemenin mümkün olmadığını belirten Doç. Dr. Emete Gözügüzelli, sözlerini şu şekilde sürdürdü, “Akdeniz’de hâkimiyet kurmak adına ilerleyen süreçte, bir caydırıcı unsur olma, bir güç yapılanması içerisinde varlığını gösterme ve buna yönelik adımlar atılması izlenmektedir.” 

Doç. Dr. Gözügüzelli, İngiltere’nin geçmişteki politikalarında, ‘Böl ve Yönet’ kavramının fiili olarak uygulandığını hatırlatarak, “Bugün geldiğimiz noktada özellikle de İsrail’e apaçık bir koşulsuz desteğin ortaya konması ve Netanyahu'nun sadece ön planda tutularak Orta Doğu’da yeniden çizilmek istenen sınırların arka planda destekleyici güç olarak yer almasının  hedeflenmesi elbette sıradan değil.” şeklinde konuştu.

BÖLGE HALKI ETKİSİZLEŞTİRİLECEK!

İsrail ve Netanyahu'nun, bulundukları bölgede Arz-ı Mev’üd’u gerçekleştirme amacının olduğunu söyleyen Doç. Dr. Gözügüzelli, “ Bunun için özellikle Gazze’nin, topyekün işgal edilmesi ve buna dayalı olarak hareket edilmesi kademeli bir şekilde ne gerekiyorsa, bu işgalin, o bölge halkının etkisizleştirilerek kontrol altına alınması, en büyük arzularından bir tanesidir. Bu nedenle son dönemlerde ciddi gaz rezervlerinin keşfedildiği Akdeniz gibi bir coğrafyada üstünlük kurmak ,enerji güvenliği ve enerji ihtiyacını teminat altına almak adına önemli bir Avrupa beklentisidir.” ifadelerini kullandı.

“BÜYÜK BİR SAVAŞ ÇIKMASI HALİNDE MÜCADELE ALANI OLUŞACAKTIR!”

Doç Dr. Gözügüzelli, Kıbrıs Meselesi’ne atfen ilgili devletlerin, Hamas ve İsrail arasındaki çatışmaları bahane edip Türkiye’nin, Akdeniz’e kapısı olan Kıbrıs ile bağlantılarını koparmaya çalışmasının, kolay bir çaba olmayacağını söyleyerek, sözlerine şu satırları ekledi, “Büyük bir savaşın çıkması halinde, bir çaba, mücadele alanı oluşacaktır. Bunun dışında hali hazırda Türkiye’nin, etkin, fiili garantörlüğü ve Akdeniz üzerinde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile kurulan güçlü ve stratejik bağlar böyle bir planlamanın geçmişte olduğu gibi tarumar edilmesine elbette etkendir.”

BM, Gazze'ye yardım giremediğini açıkladı BM, Gazze'ye yardım giremediğini açıkladı

TÜRKİYE’NİN KÜRESEL ROLÜ!

Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni bölmek adına pek çok çaba sarf edildiğini hatırlatan Doç. Dr. Gözügüzelli, “Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, bizzat liderliğinde çok önemli kararlar dizisini, hayata geçirmiştir Kıbrıs’ta. Maraş’ın açılması, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’nin desteklenmesi, egemen bağımsız devlet olarak bundan sonraki süreçte Kıbrıs Türk iradesinin desteklenmesi hususunda net tavır konması, adaletsiz ve sözde federal çözüm altında Kıbrıs Türklerini Rum egemenliği altına sokma çabalarına ‘Dur!’ demesinden ötürü zaten Türkiye’ye karşı, çok ciddi rahatsızlık söz konusudur. Türkiye, mevcut düzenlerinin, oyunlarının, tamamıyla değiştirici hamlelerinden ötürü elbette ki Kıbrıs’taki varlığından dolayı, Kıbrıs ile Türkiye’nin arasının her zaman kopması hedeflerini taşımaktadırlar. Bunu geçmişte de amaçlamışlardır. Fakat bunun olması mümkün değildir.” ifadelerine yer verdi.

İNGİLTERE’NİN AMACI: BİRLEŞİK KIBRIS OLUŞTURMAK!

Doç. Dr. Gözügüzelli, İngiliz politikasının, Kıbrıs’taki amacının, Birleşik Kıbrıs’ın oluşturulması olduğunu ifade ederek, “Birleşik Kıbrıs’ın, Kıbrıs adı altında Rumların çoğunluğunu oluşturduğu bir federal çözüm modelinin ve Kıbrıs Türklerinin tamamıyla mevcut haklarının göz ardı edildiği, Türkiye’nin, Kıbrıs’tan çıktığı bir çözüm modelinin gündeme gelmesi, İngiltere’nin Kıbrıs Politikası’nın bir parçasıdır.” dedi.

GERÇEKLER GÖZARDI EDİLİYOR!

İngiltere’nin, Kıbrıs’taki gerçeklikleri geçmişten beri göz ardı ettiğini hatırlatan Doç. Dr. Gözügüzelli, sözlerini şu şekilde devam ettirdi, “İngiltere, Türkiye’nin, Kıbrıs’taki varlığını bizzat sorun gören ülkelerdendir. Fakat günümüzde Kıbrıs Meselesi bağlamında İngiltere’nin, ortaya koyduğu bütün tutumun sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin iddia ettiği egemenlik haklarını desteklemek ve Avrupa çıkarlarına hizmet etmek yönünde olduğunu görmekteyiz. Bu nedenle ingiltere’nin Kıbrıs’taki amacı bizzat buradaki Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti’nin ortadan kaldırılması, Kıbrıs’ta yaşayan Türklerin kendisini Kıbrıslı görmesi ve tarih bilinciyle çok sıkı bağları bulundukları anavatan Türkiye ile bağlarının kopması, zayıflaması ve çok rahat bir şekilde, Rum liderliğine entegre olan Rumların, kuzeye etkin, fiili otoritesini yaydığı bir sistemi kurmak, Kıbrıs Türk haklarını tamamıyla yok sayan bir anlayışla hareket etmektedir.”

BÜYÜK BİR SAVAŞA HAZIRLIK YAPILIYOR!

Büyük Devletler Akdeniz’e savaş gemilerini yollarken, İngiltere’nin üslere yığınak yapması dikkat çeken konular arasında yer alıyor.

Doç. Dr. Gözügüzelli, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın, Filistin İsrail Meselesi’nden kaynaklı gelişmelerin, büyük bir savaş ya da büyük bir barışa imza atacağına dair söylemini hatırlatarak, “Yığınakların ifadesi, elbette hayır işi değildir. Askeri yığınakların arka planındaki amaç, büyük bir savaşa hazırlıktır. Akdeniz’in, kritik bir merkez olduğu süreçten bugüne, özellikle deniz yetki alanlarındaki ihtilafların ön plana çıktığı süreçten beri olsun ya da bundan önce her yüzyılda Akdeniz için büyük savaşlar verildiği dönemler olsun, yeniden Akdeniz’deki hakimiyet alanını kurmak için şu an cepheler, kutuplaşma ve ittifaklaşma dönemi baş göstermiştir.” ifadelerini kullandı.

 AVRUPA VE ABD İTTİFAKI!

Almanya’nın, Hamas’ın elinde bulunan vatandaş ve askerlerini dile getirip, 200 askerini  Güney Kıbrıs’a göndermesi ise bölgede yeni bir hazırlığın habercisi şeklinde yorumlanıyor.

Akdeniz’de bir kutuplaşmanın olduğunu söyleyen Doç. Dr. Gözügüzelli, ABD, Almanya, İngiltere, Fransa ve İsrail’in, ittifak ruhu ile Avrupa gücü oluşturarak, Kıbrıs’a karşı, Akdeniz’in ötesinde Orta Doğu’daki gelişmelere müdahale etme baskın ve hâkimiyet alanını genişletme adına bir güç gösterisine girildiğini belirterek, “Burada tehdit algısı içerisinde bulunan en önemli güç olarak görülen ülkelerden biri Türkiye’dir. Türkiye’nin buradaki ağırlığı ve rolünün, geri adım atmaz tavrının, bütün yapılan hukuksuz ve iştahı kabarmışçasına adım atma gayreti süren Avrupalıların karşısında Türkiye’nin, net durması bugün varolan söylemlerde daha ılımlı ve geri adım atar söylemlerin özellikle Filistin İsrail Meselesi’ne dayalı olarak ön plana çıkarılmaya başlandığını görüyoruz. Bunun bir taktik olması da mümkündür. Çünkü bir rahatlık, hazırlığı ve önlem almayı etkileyebilir.  Bu rahatlık içerisine gerek bölgemizin sokulmaya yöneltilmesi, sonraki şok edici hamlelere zemin hazırlar.” dedi.  

ALMANYA DA MÜDAHİL OLUR!

Devletlerin söylemlerinden ziyade icraatlarına bakıldığını belirten Doç. Dr. Gözügüzelli, sözlerini şu şekilde sonlandırdı,  “Bu icraatlar içerisinde, ‘Kimler silah veriyor. kimler silahlandırıyor, silahlanmanın arkasında nasıl enerji, istihbarat, kuşatma projeleri,  jeostratejik projeler var?’ bunlara  bakıldığında Almanya’nın ortaya koyduğu tavrın, tamamıyla bu kurulan ittifak dayanışmasının bir sembolü olarak Kıbrıs’ta asker bulundurulduğu ve olası bir kriz noktasında Almanya’nın da bu savaşa müdahil olmasına bir alternatif sağlayacak zeminin oluşturulması için hareket ediliyor. Kaldı ki Kıbrıs çok stratejik bir üstür. Hukuka aykırı olarak işlemler gerçekleştiriliyor. Çünkü Kıbrıs’ın tamamıyla garantör ülkelerinden biri Türkiye, Kıbrıs Türkleri bu sistemin bir parçasıdır. Onların izni olmadan bu tür faaliyetlerin olması, elbette meşru değildir. Bu nedenle, bu süreç içerisinde Almanya da kurulan bu ittifakın parçası olarak, Kıbrıs’taki olası dönemde savaşın gidişatının rengine göre ruha bürünebilir.” 

Editör: Haber Merkezi