Güneş’in en yakın ikiz yıldızında yaşanabilir bir dünya olabilir. Alpha Centauri üçlü yıldız sisteminde, James Webb Uzay Teleskobu (JWST) Alpha Centauri A yıldızının etrafında dönen dev bir ötegezegenin varlığını görüntüledi. Bu yıldız, Güneş’e en çok benzeyen yıldızlardan biri.
Üstelik söz konusu ötegezegen, yıldızın yaşanabilir bölgesinde bulunuyor – yani sıvı suyun var olabileceği ideal uzaklıkta.
Henüz geçici olarak Alpha Centauri Ab adı verilen bu gezegenin varlığı, doğrudan görüntüleme yöntemiyle elde edilen verilerle ortaya çıkarıldı. Bu yöntem, ötegezegen bilimi açısından çığır açıcı bir gelişme olabilir.
Caltech’ten astrofizikçi Aniket Sanghi, “Eğer doğrulanırsa, bu potansiyel gezegen doğrudan görüntülenenler arasında yıldızına en yakın olanı olacak. Ayrıca sıcaklığı ve yaşı bakımından Güneş Sistemi’ndeki dev gezegenlere en çok benzeyeni ve Dünya’ya en yakını olacak,” diyor.
Alpha Centauri sistemi yalnızca 4 ışık yılı uzaklıkta ve Alpha Centauri A ile B ikilisinden, ayrıca daha uzakta yer alan kırmızı cüce Proxima Centauri’den oluşuyor. Proxima’nın yörüngesinde halihazırda üç ötegezegen biliniyor.
Araştırmacılar JWST ile 2024’te gözlemler yaparak Alpha Centauri A’nın ışığını koronağrafla engelledi. Elde edilen görüntülerde, Dünya-Güneş mesafesinin yaklaşık iki katı uzaklıkta sönük bir nokta kaynağı belirdi. Ancak 2025’in Şubat ve Nisan aylarında yapılan takip gözlemlerinde bu nesne görünmedi.
Sanghi, “Bir tür ‘kaybolan gezegen’ vakasıyla karşı karşıyayız,” diyerek, milyonlarca yörüngeyi simüle ettiklerini ve gezegenin ışığın parlaklığından ötürü gözden kaybolmuş olabileceğini belirtiyor.
Hesaplamalara göre Alpha Centauri Ab, Satürn’e benzer kütleye sahip bir gaz devi. Gaz devlerinin kendileri yaşanabilir olmasa da, tıpkı Jüpiter ve Satürn’ün uyduları gibi yaşama elverişli koşullar barındırabilecek uydulara sahip olabilirler.
Ancak bu gezegenin gerçekten var olup olmadığı ve böylesine karmaşık bir çift yıldız sisteminde nasıl oluştuğu hâlâ araştırma konusu.
Sanghi, “Böylesi bir gezegenin varlığı, kaotik ortamlarda gezegenlerin nasıl oluştuğuna, hayatta kaldığına ve evrimleştiğine dair anlayışımızı zorlayacaktır,” diye ekliyor.
