Hurma


Hurma meyvesi insanlık için büyük önem taşımaktadır. 5000 yıla kadar dayanan tarım geçmişi olan bu meyve. insanlığın her çağında birden fazla amaçla kullanılmıştır. Besin değerinin yanı sıra dönem dönem inşaat malzemesi olarak.bazen de geleneksel halk ilacı olarak kullanılmıştır.


Güllaç


I. Murad devrine yani 1400'lü yıllara ait kayıtlarda güllacın Osmanlı mutfağına girdiği ve kitaplarda yer aldığı görülmektedir. Bu tarihe kadar uzanan güllaç tarifleri arasında güllaç, yumurtalı güllaç ve tava güllacı şeklinde üç tarife rastlanmaktadır. Halk arasında da 15. yüzyıl ortalarına kadar mısır nişastasından yufka açıp stoklar ve havayla temas halinde olduğu için kuruyan bu yufkaları süt ve şekerle ıslatıp yerdi. Zamanla içine gül suyunun da eklenmesiyle ortaya “güllü aş” ismi verilen tatlı çıkmıştır.

Ramazan Pidesi


Türkler, Anadolu'ya geldiklerinde ise yerleşik kültürün etkisiyle farklı çeşitte ekmekler üretmeye de başladı. Pide kültürü ise İstanbul'da 15. ve 16. yüzyılda gelişmeye başladı.

Hoşaf


Hoşaf, Türk mutfağında, kurutulmuş meyvelerin şekerli su ile kaynatılması ile hazırlanan bir tatlı. Adı Farsça "tatlı su" anlamındaki hoş ab'dan gelmektedir.


Hoşaf özellikle ramazan ayında,ve yaş meyve ile hazırlanan benzeri komposto gibi soğuk tüketilir.

Demirhindi Şerbeti


17. yüzyıla ait bir sözlükte sorbet'nin şeker ve limon ezmesiyle yapılan bir içecek olduğu belirtilirken günümüze ait bir ansiklopedi, dondurmadan daha yumuşak sütsüz ve pütürlü bir buzlu tatlı çeşidi olarak tanımlamaktadır. Şerbet kültürünün Osmanlılarda zirveye ulaştığı söylenilmektedir.

Şıra 


Türk mutfağında kısmen fermante edilmiş üzüm veya elma suyundan yapılan bir içecektir. Tadı, içerdiği yüksek orandaki fruktozdan dolayı tatlıdır. Kırmızı toprak rengindedir.

Kadayıf


Kadayıfın tarihi Selçuklular dönemine kadar uzanmaktadır. Selçuklu ve Anadolu Beylikleri zamanında imaretler ve aşhanelerde verilen yemekler listesinde kadayıfın da bulunduğu, ayrıca “Berayı Hassa” adındaki mutfak defterlerindeki kayıtlardan sultanın tercihleri arasında kadayıfın bulunduğu nakledilmektedir.

Osmanlı Macunu


1522 yılında Yavuz Sultan Selim'in eşi, Kanuni Sultan Süleyman'ın annesi Ayşe Hafsa Sultan hastalanınca, dönemin ünlü hekimi Merkez Efendi, 41 çeşit baharatı karıştırarak elde ettiği ürünü Sultan'a yedirdi. Bir süre sonra iyileşen Ayşe Hafsa Sultan, bu macunun her yıl aynı dönemde üretilerek halka saçılmasını buyurdu.

Editör Hakkında