DEMET İLCE / MUHABİR
Teknoloji bağımlısı çocuklar yetiştiriyoruz. Teknolojinin çığır açan hamlesi sosyal medya ise kuşkusuz en çok çocukları etkiliyor. Oyun vaktini bilgisayar başında geçiren çocuklar Youtube yayıncılarının esiri olmuş durumda. Bu yayıncılar çocukların kişisel gelişiminden kimliklerine kadar her şeyi etkiliyor ve çocukları tüketime teşvik ediyor. Çoğunluğu argo dil kullanan bu yayıncılar, çocukların üreticiliğini de etkiliyor. Psikolog Dilara Ocak, konuyla ilgili Diriliş Postası’na önemli değerlendirmelerde bulundu.
Erken dönem çocukluk döneminin önemine değinen Ocak, medyanın bu çağın en belirleyici etmeni olduğunu fakat daha çok negatif etkilediğini şu sözlerle dile getirdi:
“Erken çocukluk dönemleri çocukların hayata girişinin ilk zamanlarına dair bilgilerin geliştiği öğrenildiği bir dönem dolayısıyla kişinin hayatı için en önemli dönem olarak adlandırılabilir. Erken dönemde edindiğimiz deneyimler ve öğretiler nasıl bir insan olacağımızı dolayısıyla kimliğimizi belirliyor aslında ve medya günümüz çağında bunun için en büyük belirleyici. Bu belirleyiciliği güzel bir şekilde kullanmayı deneyen ve bunu başaranları tebrik etmek lazım. Fakat büyük oranda dönüş negatif gibi gözüküyor.”
“Yayıncılar örnek alınması gereken kişi modeline bürünüyor”
Yayıncıların kullandığı dile dikkat etmemeleri kısıtlamanın yeteri kadar olmaması veya küfürlü yayınlarda yaşın belli bir oranla sınırlandırılmamasının çocukların deneyimlerinin kötüleşmesine neden olduğunu dile getiren Ocak, bu kişilerin ergenlik dönemine girmiş çocuklar içinde aslında örnek alınması gereken kişi modeline büründüklerini söyledi. Ocak şunları dile getirdi:
“Az çalışıyorlar keyifli bir iş yapıyorlar ve güzel bir hayat yaşıyorlar gibi bir imaj çiziliyor çocukların gözünde ve direkt örnek alınıyor karşı taraf. Eskiden aileden çıkan çocuk eğitim hayatına adapte olur ve sosyalleşmeyi öğrenir ve çevresinin kimliğini kendine alırdı, çevrenin önemini sürekli vurgulardık. Medya bundan çok daha büyük bir öneme sahip çünkü her an ulaşılabilir ve çok daha küçük yaşlara indirildi durum.”
“Çalışmayı gereksiz gören nesil büyüyor”
“Artık çalışmayı bile gereksiz gören bir nesil büyümekte olabilir.” Diyen Ocak, “Tüm yayıncıları buna dahil etmiyorum bazılarını tenzih ediyorum çünkü bazıları gerçekten güzel içerikler üretiyorlar bir şeyleri göstermeye tanıtma ve bunun yanında dillerini güzel kullanma gibi. Ama çocukların daha erken yaşta dikkatini çeken kişiler genellikle bu kısım olmuyor maalesef.” diye devam etti.
Aileler ne yapmalı?
Bu noktada ebeveynlere çok büyük bir görev düştüğünü belirten Ocak, ailelerin yapması gerekenlerİ şöyle anlattı:
“Olabildiğince sağlıklı şeylere erişebilmelerini izin vermeleri gerekiyor çocukların ve bunun yanında sadece hayatının medya olmaması için kaliteli vakit denilen aile vaktinin önemi çok büyük. Medya endüstrisinin YouTube ile işbirliği yapması bu noktada çok akıllıca bir hamle çünkü dikkat çekecekleri nokta aslında doğru yerde. En azından sürekli olmadığı müddetçe güzel şeylere teşvik edebiliyorsa bu noktada medyayı doğru şekilde kullanıyoruz diyebiliriz. Fakat şunu unutmamakta fayda var her şey önümüze kolayca sunduğunda bizden bir şeyler mutlaka eksiliyor, özellikle çaba.”
“Çocuklar için en önemli şey hayal dünyası”
Çocuklar için en önemli şeyin hayal dünyası olduğunu ifade eden Ocak, “Her şey önüne kolayca sunduğunda çocuk düşünmek gereksinimi hissetmiyor, kendine her şey belli bir şekilde sunuluyor, önümüzde normal binlerce seçenek varken artık seçenek 4’e 5’e düşürülüyor. Dolayısıyla çocukların hayal dünyasının gelecek dünyamız için çok önemli olduğunu unutmamak da ve gerçek başarının aslında bu hayal dünyasını doğru kullanabilmek olduğunu sürekli hatırlamakta fayda var.” dedi.
“Geleceğimiz için büyük bir tehdit”
“İzlediği medyadan çok etkilendiğini düşündüğünüz ve sürekli ona dair bir şeyler yapmak isteyen çocuklarınıza doğru sınırı koymakta fayda var.” Diyen Ocak, hayatını tamamen YouTube yayıncılığı yapmış çocuklar ve sürekli medya ile ilgilenen, vakit geçiren çocukların aslında geleceğimiz için de büyük bir tehdit olduğunu belirtti.
Ocak yayıncıları seçerken de nelere dikkat edilmesi gerektiğini şöyle anlattı:
“Biz bu sınırı ancak ne ile mücadele ettiğimizi bilerek tanıyabiliriz, dolayısıyla çocuklarımıza sunduğumuz yayıncıları öncesinde bizim tanımamız, görmemiz, izlememiz ve sağlıklı olup olmadığına karar vermemiz çok önemli. Belki kapalı mesajları çözümlemeyebiliriz ama en azından açık mesajları çözümlemek bile bu noktada bizim lehimize olacaktır. Bu noktada eleme yaparken kullandıkları dil, kattıkları bilgi, toplumun kültürel ve ahlaki mirasını yıpratmayan bir içerik olup olmadığını incelemek çok önemli.”
