Hazırlayan: Akif İnan Anadolu İmam Hatip Lisesi Genç Yazarları

Bayram, zorlu Ramazan günlerinden sonra gelen mükafattır. Bayram, adı üstünde Müslümanların bayramıdır. Bu yüzden en güzel kıyafetleri giyer, en güzel kokuları süreriz. Bu günde akraba ziyareti yaparız. Hep birlikte toplanıp Kuran okur veya ibadet ederiz.

Çocuklar için de bayram bambaşka bir gündür. Çünkü çocukların (5-10 yaş aralığı) gözünde; büyüklerin akrabalara gittiği, çocukların da bu sayede kendinden büyüklerden para aldığı ya da şeker aldığı bir gündür. Ben de 5-10 yaş aralığındayken bayrama bu gözle bakıyordum. Büyüklerim her zaman bana cömert davranmıştır. Tabiu ki de kolonya, şeker ve paradan bahsediyorum. Benim Tavuklu Dede ya da Hacı Dede diye anılan bir dedem var. Kendileri benim annemin annesinin babası olur. Bayramda ona gittiğimiz zamanları çok severim çünkü çok büyüğümüz olduğu için ve biz kalabalık bir aile olduğumuz için bir de bayram sadece üç gün olduğu için genellikle biz ziyaret ettiğimizde bir ile iki akrabamız orada oluyor.

ORADAKİ MÜSLÜMANLARA YARDIM ETMEMİZ GEREK

Bu yüzden diğer ailelerdeki çocuklarla oyun oynardım. Bu bana çok zevkli gelirdi. Şimdi gelelim günümüze. Şimdiki bayram, mayıs ayına denk geldiği için Kırıkkale’de olan akrabalarımı ziyaret edemiyorum. Tavuklu dedeme aynı şekilde Kurban Bayramı’nda da gidiyorum. Kurban Bayramı benim için çok özeldir çünkü bir yılda yiyemediğim kadar et yerim. Gittiğimiz yerde de ayrıca misafirlere özel ikramlar bulunur. Bu ikram konusunda Tavuklu Dedemi geçen olamadı. O sırf bizim için bahçesinden tavuk feda eder. Artık tavuk ikram edemez çünkü Kırıkkale’de çıkan toplu dönüşüm projesinden dolayı tavuklu evi yıkıldı, yerine apartman geldi.

Bu bayram da güzel geçti tüm dünyada ancak bir yer hariç... Hariç olan yerin adı Kudüs. Evet, her geçen gün Müslümanların gözünde farkındalığı azalan Kudüs. Bizim bu farkındalığı artırmamız lazım. Oradaki Müslümanlara yardım etmemiz gerek. Herkesin bu farkındalık için bir yoldan bu olayı duyurması lazım. Aynı benim bunu yazmam gibi. Ben şu andaki sorumluluğumu yaptım. Sıra sizde…

Kerem Sami YAMAN

***
Diyarbakır’daki sevgili anneciğim

Sen metanetli ve güçlü ol. Bil ki evladını bekleyen tek anne sen değilsin. Sizin çok sevdiğiniz çocuklarınızın, alçak teröristler tarafından böyle kaçırıldığını duymak çok üzücü. Sizi anlayabiliyorum. Güçlü durun, başınıza gelen bu üzücü olay bir imtihandır. Dünyada da ahirette de inşallah kazanan siz olacaksınız. Evladınızı sizden alan alçak teröristler cehennemi boylayacaklar. İnşallah en kısa sürede kavuşursunuz. Allah’a emanet olun.

Muhammed Furkan KARAŞIN

***

Aile ziyaretleri

Bayram; bizim için mutluluk, huzur demektir. Bayram, çocuklar için sevinç, büyükler için huzur, yaşlılar için eski bayramların hatırlandığı mübarek günlerdir. Benim için de önemlidir bayram. Sabah, bayram namazına gitmek, tekbirler eşliğinde namaz kılmak, sonra bayramlaşmak… Ramazan’ın gittiğine üzülsek de yapacak bir şey yok. Biz Ramazan’da bayramlaşmaya gittik, akrabalar bize geldi. Sonuçta önemli olan bayramlaşmak ve paylaşmak. Ben, bayramda en çok bunu seviyorum. Gezmek dolaşmaktansa bayramlaşmak, insanları ziyaret etmek önemli. Gezmek, bayramlaştıktan sonra yapılmalı, çocuklara bayramın önemini anlatmalı bayram sevgisi aşılanmalı. Şimdiki nesil, akraba ziyaretlerinden kaçıyor. Anne/babası bir akrabaya ziyarete giderken gitmek istemiyor. Bayramlarda akraba ziyaretleri çok önemli. Bu güzel geleneğimiz unutulmamalı. Bizler bayrama ne kadar önem verirsek gelecek nesil bayrama o kadar önem verir. Bayramın önemini unutmayalım, yeni nesillere hatırlatırım.

 Alp Samet UĞURBAŞ

***

Sultan

On Bir Ayın Sultanı Ramazan’ın son günleriydi. Herkes bu bereketli aya veda etmeye hazırlanmaktaydı. Ramazan Bayramı’na hazırlanmaktaydı evler, aileler… Bayram’ın ilk günü sabah namazıyla başlar bayram. Namaz bittikten sonra tekbirler getiririz. Bayram namazına gitmek için bütün ev hazırlanır. Genelde namazı Fatih’teki Yavuz Sultan Selim Camii’ne gideriz. Saat 5.45’te evden çıkıp metroya yöneldik. Biraz geç kalmış olsak da camide yer bulduk çok şükür. Namaz kılındı, hutbe dinlendi. Bir dini merkeze gittik. Orada çok güzel buluşmalar, sohbetler, yarışmalar, dualar yapılmakta. Eskiden bu çocuk yarışmalarına katılırdım ama şimdi büyüdüğüm için artık katılmıyorum ve eve doğru yöneldik. Ben ve kardeşim, bizim kuran kursunda bayramlaşmaya gittik. Orada bana ve arkadaşlarıma hediyeler verdiler. İkindiye yakın akrabalar geldi. Böylelikle bayramın ilk günü sona erdi. İkinci günde köyde benim babamın hocasına gittik. Şu an benim okuluma çok yakın. Yaşlı ve çok iyi bir hocadır.

 Hamza ALDAHEN

 ***

Hediye

Bayram denilince herkesin aklına bayram namazı, ziyaret, sevgi gelirken çocukların aklına para gelir. Çocuklar başlarlar kapı kapı dolaşmaya, toplarlar şekerleri, harçlıkları. Ailesi ile ziyarete gittiği evdeki çocuklarla toplanıp şekerleri bir güzel yerler. Aile de ziyaretlerini yapar, aralarındaki sevgiyi göstermiş olur. Bir de bayram namazını unutmamak lazım, çocuklar ilk başta kalkmak istemese de kalkınca ne kadar dinç olduğunu fark ediyor ve sürekli eve gidince uyurum dese de uyumak istemiyor. Çünkü kendini iyi hissediyor ve büyükleriyle bayramlaşmak için can atıyor. Büyüklerse bayram namazının önemini biliyor. Mesela size bir anımı anlatayım. O zamanlar beş yaşındayım, uyku tatlı geliyor insana. Saat de sabah 5 falan… Babam “Kalk hadi namaza” dedi. Ben, “Baba evde kılarım, n’olur uyuyayım” dedim. O da bana demesin mi: “Belki camiden sonra Allah sana hediye verir.”

Bir çocuk olarak hediyeyi duyunca çok sevindim hemen namaza gittim. Daha sonra eve geldim, masama bir baktım, babam bize elli TL bırakmış, çok sevindim. Babama dedim ki “Baba, ben artık hep bayram namazına gideceğim.” Gülüştük...

Rabbim bizleri nice bayramlara eriştirsin.

Enishan Eren GÜCÜK

 

Editör: TE Bilisim