Hazırlayan: Akif İnan Anadolu İmam Hatip Lisesi Genç Yazarları

NESİL çatışması her dönemde görülen, yüzyıllardır süregelen bir durumdur. Nesil çatışmasının sebebi, yeni fikirlere açık olan gençlerle eski fikirlerine ve yerleşik değerlere sadık yetişkinler arasındaki uyuşmazlıktır. Nesil çatışması neredeyse kaçınılmazdır ve belli bir süre sonra geleneksel bir şekle dönüşmüştür. Şimdi biraz da eski gençlik ile yeni gençlik arasındaki farka bakalım. Eski gençlik ile yeni gençlik arasındaki en büyük fark kuşkusuz “Teknoloji”dir. Eski kuşakta akıllı telefon, tablet, bilgisayar gibi gelişmiş teknolojik aletler yoktu. Bu sebeple bence eski kuşak yeni kuşağa göre daha dinamikti. Tabii, teknolojinin artmasıyla beraber insanlar daha da tembelleştiler.

Teknolojinin biz insanları nasıl tembelleştirmeye başladığını şöyle bir örnekle anlatabilirim. Eskiden internet diye bir şey yoktu.

Bu sebeple araştırmalar kütüphaneye gidip oradaki kitap, ansiklopedi, dergi vb. bilgi kaynaklarından yapılırdı. Yani “bilgiye ulaşmak için bilginin kapısına gidilirdi”. Özetleyecek olursak “her şey bir tık uzakta değildi”. Ama şimdi devir değişti. Bir araştırma yapılacağı zaman internete girip saniyeler içinde o bilgiye ulaşabiliyoruz yani bu sefer de “bilgi bizim ayağımıza gelmiş oluyor”. Bundan dolayı günler geçtikçe kitapların yerini yavaş yavaş e-kitaplar almaya başlamıştır. Böylece internet sayesinde her şey ayağımıza gelmeye başladı ve bu durum bizi tembelleştirdi.

Eski gençlik ile yeni gençlik arasındaki farkı açıkladık. Şimdi de günümüz gençliğinin olumlu ve olumsuz yönlerine değinelim. Günümüz gençliğinin bence en olumsuz noktası teknoloji bağımlılığıdır. En olumlu noktası ise internet sayesinde bilgiye çok kolay erişebilmesidir. Günümüz gençliğinin olumlu ve olumsuz yönlerine değindiğimize göre şimdi de günümüz gençliğinin en olumsuz noktası olan teknoloji bağımlılığından nasıl kurtulabiliriz hakkında konuşalım. Teknoloji bağımlılığından kurtulmak için günlük ekrana bakma süresini kısaltarak işe başlayabiliriz. Ekrana bakma süresini de kısaltmak için boş vakitlerimizi değerlendirebiliriz. Bunun birçok yolu var. Bir hobi edinmek, sokağa çıkıp yürüyüş yapmak, günlük okuma saatleri belirlemek ve en önemlisi interneti bir amaç uğruna kullanmak… İnterneti zaman geçirmek için değil de onun yerine sadece ihtiyacımız olduğu zaman kullanarak teknoloji bağımlılığının üstesinden gelebiliriz. Son olarak, “ideal gençlik nasıl olmalıdır?” sorusuna cevap vereyim. Bence ideal gençlik; araştıran, okuyan, meraklı bir gençlik olmalı. Teknolojiyi zaman geçirmek için değil de ülkeye bir faydası olacak şekilde kullanan bir gençliğe ben “ideal gençlik” derim.

Cihan Emir Kara

***
Kelime ve eşyanın anlamı: ‘İp!’

İPİN en yaygın kullanımı, bağlama görevinde kullanılmasıdır. İki ayrı parçayı bağlar veya örgü görevi görmesi için kendi içinde bağlanır. Örgü alanında ip, insanlığın büyük bir ihtiyacı olan örtünme ihtiyacını gidermektedir. O zaman insanlığın ip ile olan bağının çok eskilere dayandığını söyleyebiliriz. Bu bağ öyle bir bağdır ki tarihte bu örgülerin kalitesine göre insanlar sınıflara ayrılmış, başka diyarlardan gelen örgüler/ kumaşlar için birbirleriyle yarışmışlardır. Bir başka önemli nokta ise bu örgülerin insanların davranışları üzerinde etkisi olduğudur. Buna en büyük örnek ise dinimizde erkeklere ipek kumaş giymenin yukarıda belirttiğim hikmetten ötürü haram olmasıdır.

ONLARA SELAM DEYİP GEÇ

İpin, bağ kuran başka bir kullanımı da vardır. Kaçmasını istemediğimiz eşek, at gibi hayvanları sabit yerlere bağlarız. Ancak bu bağda çok önemli bir mesaj var. Bu canlılar kendilerinden önemsiz olan kazıklara bağlandığında alanları nasıl daralıyorsa Ey insan sen de cahillerle takılma, kendini onlara bağlayıp alanını daraltma. Ayette denildiği gibi onlara selam deyip geç. İp deyip geçmeyin ne anlamlar var diyorum ve dikkatinizi bu ayetteki manaya çekmek istiyorum: “Hep birlikte Allah’ın ipine sımsıkı yapışın, bölünüp parçalanmayın. Allah’ın size olan nimetini hatırlayın.” (Ali İmran 103)

Talha Gönül

***
Sevgili Annem

ÖNCELİKLE hepinizi saygıyla selamlayıp ellerinizden öpüyorum. Ben, İstanbul Başakşehir Akif İnan AİHL’ den Mustafa Hasan Kılıç. Sizlerin yaşadığı dayanılmaz zorlukları anlıyorum. Benim bir çocuğum olsa ve başına bir şey gelse ben de sizin gibi yaparım herhalde. Çocuklarınız sizin için her şeyiniz, bunu biliyoruz. Sizi haberlerde, gazetelerde görmek bizi çok üzüyor. Çocuğunuza kavuşmanız için her şeyi yaparız. İnşallah çocuğunuza kavuşursunuz. Hep sizi destekleyeceğiz. Hain teröristler milletimizi bölemeyecekler. Hepimiz kardeşiz. İnşallah en kısa sürede çocuğunuza kavuşursunuz.

Mustafa Hasan Kılıç

***
Bilmiyorum

Kim, nerede bulur cevaplarını
Ama ben hala arıyorum,
Avurtları içine göçmüş bir adamın
Ayakları ardında.
Boş gözler ve kemikler,
Kayık gibi geçip gidiyorlar
Savaşın tınısına dokunan sazın,
Kahve ve yürek burkucu kokusunun
üzerinden.
Kadınlara düşen
Savaş alanlarında boy gösterip de
Yaralanarak dönmüş olanları
Avutmak mıydı?
Hayat,
Sevgilisini karşılamaya çıkan bir kadın
gibi Süslenmişti.
Kimse görmesin onu,
Herkes dokunmasın ona.
Hala her şeyi güzelleştiren doğa,
Neden bu kadar yıprandı?
Her yerden tunç yollar fışkırdığı için mi?
Yoksa Savaşın yorgun düşürdüğü ihtiyar,
Kravatlısından sarı yeleklisine
Herkesi barındıran meyhanenin kapısından
İçeri adım attığı için mi?
Ömür dediğin
Bir nefes
Alıyorsun, veremiyorsun.
Makinanın yakıtı olan
Çamaşır makinası için seni satan sen,
Kalk ve çatlat artık duvarları!
Süleyman da olsan
Geliyorsun işte o taşa.


Ahmet Yusuf Olmuş

Editör: TE Bilisim