FETÖ’NÜN alçak darbe girişimde şehit olanları rahmetle anan 15 Temmuz Derneği Başkanı İsmail Hakkı Turunç, hain darbe girişiminin yıl dönümünde Diriliş Postası Gazetesi’nin sorularını cevaplandırdı.

Tahliye edilen Harbiyeli FETÖ’cünün annesi Melek Çetinkaya’nın “15 Temmuz’u unuturmayacaklara ben de bu utancı unutturmayacağım” açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

15 Temmuz Derneği olarak tahliye edilen askeri okul öğrencileriyle ilgili görüşlerimizi kamuoyu ile paylaşmıştık. Bu tahliyeleri hukuki açıdan doğru bulmuyoruz ve FETÖ ile yürütülen mücadeleye zarar verdiğini düşünüyoruz. Bahsettiğiniz askeri okul öğrencisinin annesi bir yayında “15 Temmuz’u unutturmayacaklara ben de bu utancı unutturmayacağım" diyerek o gece halka ateş açan hainleri savunmaya kalktı. Söylenecek şey şu: 15 Temmuz gecesi bu ilkede ne olduğu kimin hangi tarafta durduğu çok net bir şekilde ortada. O gece iki taraf vardı. Hainler ve vatanseverler. Uzak bir tarihten bahsetmiyoruz. 6 yıl öce yaşadık her şeyi. İradesine ve ülkesine sahip çıkan insanlarımızın üzerine nasıl kurşun ve bomba yağdırıldığını gördük, yaşadık. O gece Yalova’dan özel listelerle İstanbul’a getirilen askeri okul öğrencileri yolda halka ateş açılmasına ses çıkarmıyorlar. Köprüye varamadan yakalandıkları için de suçsuz oluyorlar öyle mi? Bizim bu yalanlara, algılara karnımız tok. Amacımız şehitlerimizin, gazilerimizin ve milletimizin yazdığı destanı unutturmamak. Hanımefendi de darbecileri unutturmamak istiyorsa buyursun etsin. Kimin ne olduğunu bu millet çok iyi biliyor.

“15 TEMMUZ RUHU BU TOPRAKLARDA DAİMA DİRİ”

“15 Temmuz'u unutmayacağız ve unutturmayacağız” ne demek?

15 Temmuz bu millet için bu tarih diliminde yaşanan büyük bir destan. Tıpkı Çanakkale gibi. 15 Temmuz’u unutmamak ve unutturmamak o gece açığa çıkan ruhu koruyarak, 15 Temmuz’dan ilham alarak geleceğe taşımak demek. Bunun için dernek olarak pek çok kültürel projeyi hayata geçiriyoruz. Hafıza 15 Temmuz gibi bir mekânımız var. Oraya giden biri 15 Temmuz gecesini yeniden yaşıyor ve hatırlıyor diyebilirim. Kültürel olarak 15 Temmuz’un romanını, bestesini, şiirini, araştırmasını, makalesini yapmaya, nitelikli ve kalıcı eserler ortaya koymaya çalışıyoruz. Bunun sebebi 15 Temmuz ruhunu bu topraklarda yeşertip her daim diri kalmasını sağlamak.

“15 TEMMUZ’LA İLGİLİ DUYARLILIĞIN ÜST SEVİYEDE”

15 Temmuz algısına dair düşünceleriniz nedir, mesela bir çocuk, bir genç, bir ihtiyar, bir kadın açısından 15 Temmuz a ilişkin bir algı ve hassasiyet farkı var mı?

Uzak bir tarihten bahsetmiyoruz. Bir genç ya da yetişkin için yaşananlar zihinlerde çok taze. Belki çocuklar için durum biraz farklı. Yıllardır ülkede yaşanan darbelere şahitlik etmiş bir yaşlı için 15 Temmuz çok başka bir anlama geliyor. Hepsi için ortak duygu ve düşünce ise gurur diyebilirim. Ülkemizde bir kesim 15 Temmuzun “tiyatro” olduğuna inanıyor hâlâ. Bu manipülasyonlar bazıları için işe yarıyor ancak milletimiz neyin ne olduğunu çok iyi biliyor. Ben 15 Temmuz’la ilgili duyarlılığın üst seviyede olduğuna inanıyorum. Bunu gittiğim yerlerde, katıldığım programlarda görüyorum ve halkımıza güveniyorum.

“FETÖ İLE MÜCADELE TİTİZLİKLE YAPILIYOR”

FETÖ ile yeterince mücadele edildiğini düşünüyor musunuz?

FETÖ ile mücadele çok zor bir alan. Aradan 6 yıl geçti hala örgüte yönelik operasyonlar düzenleniyor. Bilmediğimiz şeyler ortaya çıkıyor. Devletimize bu konuda güvenmek zorundayız. Titizlikle çalışılıyor. Örgüt üyeleri kendilerini çok iyi gizliyor. Bu kısa vadede çözülecek bir şey değil. Kanserli hücreler gibi düşünün. Zaman gerekiyor. Burada önemli olan bu mücadeleyi veren devletin kararlılıkla mücadeleye devam etmesi ve ödün vermemesi. Bunun için millet ve sivil toplum kuruluşları olarak üzerimize düşeni yapmalı ve mücadelenin sulandırılmaması için gerektiğinde tepkimizi ortaya koymalıyız ki koyuyoruz da.

‘FETÖ’cülerde pişmanlık yok!’

FETÖ'cü teröristler cezaevinden çıktıktan sonra toplumda nasıl yer alacaklar?

Örgüt üyeleriyle ilgili dava süreçlerini takip etmiş biri olarak şunu söyleyebilirim. Çoğunluğu yaptıklarından pişman değil ve örgüte bağlılığı devam ediyor. Ortada bir pişmanlık olsa belki rehabiliteleri konusunu daha geniş kapsamda konuşabiliriz ama maalesef gerçek durum söylediğim gibi. Toplumda yer almaları biraz da kendilerine bağlı. Zor bir meseleden bahsediyoruz. Psikolojik ve sosyolojik olarak bu konunun ele alınıp neler yapılacağının uzmanlar tarafından konuşulması gerekiyor.
Editör: TE Bilisim