Hazırlayan: Ayvalı Şehit Salim Maraş İmam Hatip Ortaokulu Genç yazarlar 

Eğitim için yol gösteren Hadis’i Şerif’ler

  • Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?
  • İlim Öğrenmek her Müslüman kadın ve erkeğe Farzdır
  • İlim (değerli bir bilgi) bir müminin yitik malıdır, onu nerede bulursa alsın.
  • İlim bir hazinedir. Bu hazinenin anahtarı da soru sormaktır.
  • İlim Çin’de de olsa gidip öğreniniz.
  • Âlimin ölümü âlemin ölümü gibidir.
  • Beşikten mezara kadar ilim öğreniniz.
  • Muhakkak ki âlimler Peygamberlerin varisleridir.
  • Bilmediklerinizi Salihlerden sorup öğreniniz.
  • İlmin esirgenmesi helal olmaz.
  • İnsanların en kötüleri, ilmini kötüye kullanan âlimlerdir.
  • Kim ilim talep ederse; bu işi, geçmişteki günahlarına kefaret olur.
  • Ya öğreten, ya öğrenen, ya dinleyen ya da ilmi seven ol. Fakat sakın beşincisi olma; (bunların dışında kalırsan) helâk olursun.
  • İlim aramak için bir tarafa yönelen kimseye Allah, cennet yolunu kolaylaştırır.
  • İlmi öğrenip de başkalarına dağıtıp nakil etmeyen insan, altınları gömüp onu sarf etmeyen, ondan yedirip içirmeyen kimseye benzer.

Zeynep ARISOY - 5. sınıf Öğrencisi

***

Kılavuzum, öğretmenim

ÖĞRETMEN KİMDİR? Öğretmen bir mumdur. Etrafı aydınlatan, sevgiyi,saygıyı öğreten bizleri kuşatan…İlk öğretmenin kimdir diye sorsalar: “Rehberim,kılavuzum,önderim o benim canım Peygamberim…”Bize doğru yolu gösteren,Rabbime kulluğu öğreten…İkinci öğretmenin kim diye sorsalar: “Bana okumayı öğreten,- Türkçeyi, Türkiye’yi sevdiren biricik öğretmenim ilkokul öğretmenim…”Yıllar önceydi vatanımızdan koparılıp da hiç bilmediğimiz diyarlara göç edişimiz…Zorlu bir yolculuk ve ardından ilk durağımız Ankara.Yol bilmez iz bilmez bir harf dahi bilmezken…Bana yol olan,iz olan,yar olan ve vatan olan ilkokul öğretmenim…Beni yeniden hayata bağlayan,sevgisiyle kucaklayan o gün nerden bilebilirdim ki her gün seni görmenin heyecanı ile koştuğum okulda vefat haberini duyacağımı…Fatihalar okunurken ruhuna benim ruhumda kopan fırtınalardı… Yeni bir göç yeni bir ayrılık… Ama bu göç başkaydı.Bir daha dönüşü olmayan bir yolculuk ve mahşere kalan kavuşmamız…Seni nasıl unuturdum rehberim,kılavuzum..Yıllar geçse de seni ilk gün ki gibi sevgiyle anarım… Ve aradan geçen yıllar, devam eden göçler… İlkokul bir iki üç derken bakmışım beşler yediler… Ve yine bana okulu sevdiren, güven veren sahne korkumu yendiren Türkçe öğretmenim… Derslerde konuşmaya bile çekinen ben işte sahnedeyim, karşımda tüm okul…Elime aldığım mikrofon ve seslendirdiğim şiir…İşte beni yeniden okula döndüren…Benim rehberim, kılavuzum öğretmen…

Ali IRMAK Hocama ithafen…

Meryem Mohammed 8/A Sınıfı

***

Bir yol hikâyesidir bu

BİR yol hikayesidir bu çocuk; güzel yürekli evlatların durak olduğu ve dünyanın en güzel sesidir bir öğretmenin “Öğretmenim” sözünü duyuşunu… Bir yol hikâyesidir bu çocuk; Umutla Işıl ışıl bakan gözlerle gözlerimin buluştuğu, nakış Nakış içime işleyip ruhumu yeniden canlandıran bir esintidir. Bir yol hikayesidir bu çocuk; ben sesim, sen sessizlik, sessizliğin sesini duyabilenlerin ehlidir öğretmenlik… Bir yol hikayesidir bu çocuk; karlıdır, buzludur, virajlarla doludur, yol ama unutma ki her kar tanesi toprağa candır; aldırmaz öğretmen soğuğa ardında gizlenen sırlara sarılır. Bir yol hikayesidir bu çocuk; Hakkın deryasında işin aslını anlamaya çabalayan minik kalplerin, kalplerini emin ellere bıraktığı yerdir. Bir yol hikayesidir bu çocuk; kök salmış bir çınardır öğretmen toprağın derinliklerinde, öğreten ve öğrenendir. Bir yol hikayesidir bu çocuk; ve öğretmen emeğini senin yürüdüğün yola ışık edendir.

Aslı KİREMİTCİ / Ayvalı Şehit Salim Maraş İmam Hatip Ortaokulu Türkçe Öğretmeni

***

Öğretmenime...

Öğretmen ne demek siz bilir misiniz? Ya da diğer adı ile anne, baba ne demek? Hemen söyleyeyim: öğretmen, öğrencinin gülüşüne düşen ilk cemredir. Ben çok şanslıyım ki sonsuz sabrı, koşulsuz sevgisi, bizlere öğrettikleri, şefkatle yüreğimizi okşayan bir öğretmene sahibim. Benim öğretmenimin kalbi, yüreği o kadar güzel ki anlatılmaz… Öğretmenler bahçıvan gibidir en güzel çiçekleri o yetiştirir, hiç şikâyet etmeden, yorgunluk bilmeden, bıkmadan, usanmadan onları besler, aydınlatır ve onlara su verir. Ve benim öğretmenim de bizi her zaman güldürdü, o hep bize iyi geldi, yeri geldi dertlerimizi dinledi. Bir sıkıntımız olduğunda ilk ona koştuk, ilk ondan yardım istedik. Onu kendimize çok yakın hissettik tıpkı bir anne, bir baba gibi gördük… Benim öğretmenim çok farklı sanki bir gül… O bize gülünce bütün güzelliği ortaya çıkıyor. Sevincimiz ve mutluluğumuz hep onunla oldu. Allah’ın izni ile ben de büyüyünce sizin gibi bir öğretmen olurum… Canım öğretmenim yüzünüzden hiç mutluluk eksik olmasın. İyi ki varsınız öğretmenler gününüz kutlu olsun sizi çok seviyorum.

Kübra ALPARSLAN Hocama ithafen…

ELİF GÜRBÜZ / 7. Sınıf Öğrencisi

***

Bir öğretmen: Mus’ab bin Umeyr

MUS’AB b. Umeyr zengin bir ailenin evladı olarak dünyaya geldi. İslâm diniyle şerefl enen ilk Müslümanlardan oldu hem de ailesinin şiddetle karşı çıkmasına rağmen. Mus’ab b. Umeyr ailesinin bu tutumundan dolayı Efendimizin yanına gizlice giderek İslâm’ı öğrendi. Açıktan davet süreci başlayınca ailesi onun Müslüman olduğunu öğrendi ve artık onun için çok daha zorlu bir hayat başladı. Hem de ne zorluk? Annesi ve babası onu hapsettiler, ona türlü türlü baskılar yaptılar ama Mus’ab’ı davasından vazgeçiremediler. Peygamber efendimiz Müslümanlara baskı ve zulümler artınca Mus’ab’ı ilk Kafile ile birlikte Habeşistan’a gönderdi. Ardından Peygamber’imizin Mekke’den Medine’ye hicretinden önce Allah Resûlü onu İslâm tarihinin ilk muallimi olarak görevlendirdi. Bundan dolayı Mu’sab b. Umeyr Medine’ye ilk hicret eden sahâbî olarak da kabul edilir. Etkili konuşması, Peygamberimizin sancaktarlığını yapması, İslâmiyetin yayılmasında büyük emekleri ile tanınan Mu’sab bin Umeyr her zaman Peygamber efendimizin takdirini kazanmıştır. O dünya zenginliğini ve ihtişamını bir kenara bırakarak Allah ve resulünün sevgisini her şeye tercih etmiştir. Kılıç darbeleriyle her iki eli de kesilince sancağı kollarıyla göğsüne bastırarak dik tutmaya çalışırken uhud savaşında savaşta şehit edilmiştir. Şehit düştüğünde arkadaşları onu saracak bir kefen bulamadıklarını, bedenini hırkasıyla örtmeye çalıştıklarında başına çekince ayaklarının, ayaklarına çekince başının açıldığını, sonunda başını örttüklerini, ayaklarının üstüne de kokulu bir ot demeti koyduklarını söylemişlerdir. Hz. Peygamber Mus’ab b. Umeyr şehit edildiğinde meâlen şu âyeti okumuştur: “Müminler içinde Allah’a verdikleri sözde duran nice kişiler vardır. Onlardan bazısı sözünü yerine getirip o yolda canını vermiş, bazısı da şehidliği beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde sözlerini değiştirmemişlerdir”. el-Ahzâb 33/23

Betül Berre FINDIK / 7. sınıf Öğrencis

***

Öğretmenimiz

Okul başlar küçük yaştan

Gözlerimiz parlar heyecandan,

Sevgiyle kucaklarsın bizi,

Canım öğretmenimiz.

Her bilgiyi verirsin,

Eğitir öğretirsin,

Çok severiz daima seni,

Canım öğretmenimiz.

AYŞE ELİF MUTLU 5. Sınıf Öğrencisi

***

Öğretmenim

Sevgi dolu,

Bilgi dolu,

Çok severim onu;

O benim öğretmenim.

Zor anımda,

Mutlu anımda,

Hep yanımda;

Benim canım öğretmenim.

Ben de öğretmen olacağım,

Senin gibi şefkatli, merhametli,

Seni örnek alacağım,

Benim canım öğretmenim.

Elif Bilge ÇİÇEK

6. Sınıf Öğrencisi

Editör: TE Bilisim