Sosyal Medya Uzmanı Deniz Unay

Her deprem sonrası aklımıza gelen “Deprem ülkesiyiz” sözüne yazık ki toplumdaki karşılığı sözün ağırlığı kadar değil. “Evim olsun da derme çatma da olsa olur” demek, depremle yüz yüze olan hem ülkemizde hem de diğer ülkelerde bıçak sırtında yaşamak denektir. Unutmamalıyız ki, deprem öldürmez, öldüren çürük yapılardır.

Toplum olarak yaptığımız en büyük hatalardan biri, günü kurtarma adına hareket ediyoruz. Sadece yapmak olsun diye bir şeyler yapıyoruz. Sonuçta hep pişmanlıklarla dolu bir yaşama yelken açıp keşkeler içinde boğuluyoruz. Bu yüzden olaylar olmadan önce önleyici tedbirleri almak yerine, olaylardan sonra düzeltici tedbirlerle o anı kurtarmak adına mücadele ediyoruz. Yeter mi? Yetmediğini defalarca yaşayarak gördük ve ne yazık ki görmeye devam edeceğiz.

“TEDBİRLİ OLMAK ZORUNDAYIZ”

Yaşanan depremin ardından yıllardır polemik konusu olan “İstanbul’da beklenen büyük depreme yol açar mı?” yine sahnenin tek sahibiydi. Deprem olacak mı? Olacaksa bu 7- 7.5 mu olacak, spikerler soruyor konun uzmanları cvp veriyor. Uzmanlar “deprem tahmini diye bir şey yok, deprem önceden bilinmez sadece daha önceki depremlere bakarak deprem potansiyeli dile getirilir.” Şeklinde konuşmalarına rağmen hala insanlar farklı bir söz bekliyor olmaları sosyolojik bir vakadır. Şunu ifade edeyim ki burada depremin büyüklüğünden ziyade depremin kendisine odaklanmalıyız. Depremin vereceği zararı en aza indirmek için alınacak tedbirle odaklanalım.

“PEKİ, ALTYAPI NE DURUMDA?”

Her deprem sonrası en önemli konulardan biride, gerektiği zaman yapıya ve insana hızlı ulaşım sağlamak bu sadece yol ile değil aynı zamanda teknolojik altyapıyıda kapsıyor. Deprem sonrası bölgeye ulaşmak çok önemlidir ben burada şehir altyapısı ve yollardan bahsetmeyeceğim burada teknolojik altyapı üzerinde duracağım.

OPERATÖRLER SINIFTA KALDI

Yaşanan deprem bizeteknolojik altyapımızın ne kadar yetersiz olduğunu yüzümüze vurdu. Düşünün 4.5G, Fiber hızda internet reklamda daha neler neler gördükkadar makyaj deprem sonrası aktı. Milyonlarca abonesi olan ve bunlardan ayda milyarlar kazanan GSM şirketleri üzerinden ciddi mağduriyet oldu. İletişim sağlayamayanlar Whatsapp vb. uygulamalarla bu ihtiyacı gidermeye çalıştılar şu acıdır ki kendi yerli operatörlerimiz varken hala dışa bağımlı olmak bizleri üzdü. Deprem sonrası tüm şebekeler çöktü. Deprem İstanbul’da oldu Adana, Çorum, Mardin vb illerde yani ülkenin tamamında tlf hatları kesildi. Kimse kimseyle görüşemedi.

Eğer amaç sadece para kazanmak olunca hizmet orada asla olmaz. Doktor, mühendis, öğretmen mesleğini sadece para kazanmak için yaparsa hasta iyileşmez, bina çöker, öğrenci üniversite sınavında sıfır çeker. Burada GSM şirketlerinde para kaygı güdüp sadece kazanma odaklı olduklarından yapılması gereken teknolojik altyapıyı hakkıyla yerine getirmedikleri ortadadır. Bu konuda devletimizin acil önlem alması gerekmektedir.

“SOSYAL MEDYA KİRLİLİĞİ”

Her olayın ardından her fırsatta ortaya çıkan yalan dolanla algı operasyonu yapan şahsiyetsizler yine peyda oldular. Allah’a şükürler olsun can kaybı olmadı, düşünün can kaybı olsa dahi bu kansızlar acıyı dahi kullanacak kadar alçalırlardı. Depremin merkez üssünün Silivri olmasından dahi bir anlam çıkardılar konuyu açmaya gerek yok sadece şu bilinmeli, birileri dedi diye değil binlerce yıldır orada fay hattı vardı. Bir diğer yalan haberde köprülerde hasar olduğu yönündeydi, bakın bu habere inanıp bunu dilden dile yayanlar bilsinler ki bu tarz durumlarda devletin enerjisi deprem bölgesine odaklanması gerekirken boşa harcanıyor. Bu tarz yalan ve dolanla uğraşanlar  nasıl bir zevk alıyor bu ne tür psikolojik bir rahatsızlıktır.  Teyit edilmeyen yada edilemeyecek hiçbir Bilgi ve fotoğrafı paylaşmayın kaostan beslenen birilerinin ekmeğine yağ sürmeyelim.

“Depreme hazır mıyız?”                                                                                                                                                                                                                              Her deprem sonrası yaşananlar bir sonra ki deprem için bize aynı soruyu sorduruyor, “Depreme ne kadar hazırız? Deprem anında ve sonrasında ne yapıyoruz? 5.8 ilk bir depremden sonra sanki 7 ve üstü bir depremiymiş gibi hareket etmemiz daha hala depreme hazır olmadığımızı gösteriyor. Bu mental olarak hazır olmadığımızı gösteriyor bu sorunu çözmek için aynı askerdeki mantık gibi gerekirse insanlarla tek tek ilgilenerek bunu anlatmak ve farkındalık oluşturmak zorundayız. Peki, yapılar olarak ne durumdayız? Uzmanlardan duyduğumuz kadarıyla burada tam bir felaket var. İstanbul’da yaklaşık eski ve deprem riski olan 34 bin binadan bahsediliyor. Afet yönetimi deyince akla bünye geliyor bilmem ama şunu söyleyeyim riskli 34 bin bina sayısını eğer 34 binaya düşürürseniz işte bu afet yönetimi olur ve sonraki her depremi hazır bir şekilde bekleyebiliriz.

“ASPARAGAS HABERLERE DİKKAT!”

Özellikle 1999 depremindedir yaşanan asparagas haberler burada kendini gösterdi. Her deprem sonrası “daha büyük deprem olacak “ yalanı, insanlar o an yeterince hassas durumda oldukları için  bu yalan paniğe sebep oluyor. Yeni deprem olacak, bir saat içinde deprem olacak, şu büyüklükte olacak gibi söylemler insanları tedirgin etti. Gereksiz yere  insanların sokakta kalmasına ve evlerine girmemesine neden oldu. Bu birçok sağlık probleminin yanındahırsızlık girişimlerine neden olabilir. Yetkili organlardanbilgi  gelmediği sürece hiçbir kimsenin söylediğine inanmayalım.

Depremle yaşamayı öğrenmeliyiz, önlem ve tedbirle mal ve can kaybını en aza indirerek yarınlara daha huzur ve güvende girmeliyiz. Devletin olduğu kadar toplumun ve bireylerinde bu konuda hassas olması gerekir. Tekrar edelim, deprem önceden bilinemez sadece deprem potansiyelinden bahsedilir ayrıca “Deprem öldürmez çürük yapı öldürür.”

Editör: TE Bilisim