Diriliş Postası Haber Müdürü Muhammed Şimşek

Türkiye’nin Libya’ya asker göndererek Akdeniz üzerinde söz sahibi olduğunu yedi düvele göstermesinin hemen ardından hazımsızlık yaşayanlar yine yalan haberlere sarıldı. Kirli ağızlarına doladıkları şehitlerimiz üzerinden kamuoyunun aklını karıştırmaya çalışan belli kesimler, Türkiye’nin çoğu kritik bölgede olduğu gibi Libya’daki etkin gücünü yıpratmanın hesapları içine girdi. Bu kez de 2 şehidimiz için neden tören düzenlenmedi sorusuyla halkı hükümete karşı kışkırtmaya çalışıyorlar.

KİRLİ DEZENFORMASYON

Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz günlerde Libya’da bulunan askerlerimizin darbeci Hafter güçleri ile girdiği çatışmada 2 askerimiz şehit düşmüştü. Buna karşılık olarak Hafter saflarında yer alan 100’e yakın milis etkisiz hale getirilmiş ve şehitlerimizin kanı yerde bırakılmamıştı. Bu gelişme sonrası sosyal medyada belli kesimler tarafından şehitlerimiz üzerinden mide bulandıran algı operasyonu başlatıldı. Yapılan açıklamaya rağmen kimi sosyal medya hesabından 16, kimi sosyal medya hesabından ise daha farklı rakamlar dillendirilerek şehitlerimizin sayısının çok olduğu yalanı yayılmaya çalışıldı.

İFLAH OLMAZ SURİYELİ YALANLARI

Dahası bugüne kadar Türkiye’nin kendi sınırlarını terör unsurlarından temizleme ve bölgeye akın eden Suriyeliler için güvenli bölge inşa etmek için başlattığı her askeri harekât öncesi barış güvercini kesilen bir takım çevrelere milli meselede halkın ve onun temsilcilerinin karşısına dikildi. Sınırdaki terör saldırılarında can veren sivilleri ve evi barkı başına yıkılmış milyonlarca sivili görmezlikten gelenler dünyayı ateşe verenlere değil de sosyal medya hesapları üzerinden Türkiye’ye savaş açtı. Her defasında “Suriye’de tuzağa çekiliyoruz” yalanları savurarak Batılı sömürgecilerin istediği gibi Türkiye’nin kendi bölgesinde insiyatif almasının ve hayati öneme sahip bölgesel adımlar atmasının önüne geçmeye çalıştı.

“ERDOĞAN MALEZYA’YA KAÇACAK” YALANI

Tüm bunlar bir ilk değil elbette. Her kritik süreçte önce ne idüğü belirsiz sosyal medya hesaplarından fitil ateşleniyor. Sonra WhatsApp gruplarından kitlelere yayılıyor. Arkasından kulaktan kulağa fısıldaşmalarla ortalığa saçılıyor. Hatırlayacaksınız 31 Mart seçimleri öncesinde bir yerden düğmeye basılmış gibi yalanlar ortalığa döküldü. 1 Nisan itibarıyla ekonominin toz duman olacağını, ülkede kaos çıkacağını , doların 11 TL’ye yükseleceğini yazdılar. Türkiye’nin en büyükleri arasındaki holdingler iflas bayrağını çektiğini, IMF gelse de ülkenin zor kurtulacağını yazanlar sözde durumun bu denli kötüleşmesinin bir sonucu olarak sözü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ailesi uçağa binip kaçacağına kadar getirmişti.

Yalanı kendini ele verdi

Son günlerin bir diğer yalanı ise Avrasya Tüneli girişinde alkol kontrolü yapılan sosyal medya fenomeni Ata Benli üzerinden sergilendi. Benli, alkolmetreyi üflemeyi reddetti. Bunun üzerine Trafik Kanunu gereği Benli’nin ehliyetine el konuldu, hakkında para cezası uygulandı ve aracı otoparka çekildi. Benli ise sosyal medyada kamuoyunu yanıltan ve hakkında işlem yapan polislere iftira atan paylaşımlar yaptı. Trafik polislerinin kendisine ‘Erdoğan mı, İmamoğlu mu’ diye sorduğunu, alkometre cihazına üflemesine rağmen hakkında işlem uygulandığını iddia etti. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, Ata Benli’nin alkollü olduğunu beyan ettiğini ancak alkolmetreye üflemediğini duyurdu. Benli, iddialarının yalanlaması üzerine paylaştığı tweetleri silip emniyet camiasından özür diledi. Ata Benli bir milyondan fazla takipçisi olan onaylı Twitter hesabını da kapattı.

Aynı şekilde FETÖ’nün 17-25 Aralık kumpasından sonra yapılacak Mart 2014 seçimlerinde ‘hükümet devrilecek, Erdoğan ve ailesi Malezya’ya kaçacak’ da demişlerdi. 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde FETÖ’nün artıklarının topyekün saldırılarıyla piyasalara korku salınmış, 7 Haziran ile 1 Kasım seçimleri sırasında ülkede terör havası estirilip yatırımcılar alabildiğine ürkütülmüştü. Seçimlerin maliyetlerinin bütçeyi deleceğinden dem vurularak piyasadaki aktörlerin korku ve panik içinde beklemesine zemin hazırlanmıştı. Dahası 2018’de cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler öncesinde sözde iflas ve konkordato listeleri elden ele dolaştırılmıştı.

S-400’LER SARAYI KORUYACAKMIŞ

Dahası Doğu Akdeniz’e çöreklenen başta ABD olmak üzere Batılı ülkelerin tehditlerine karşı Türkiye’nin güvenlik açığını kapatmaya yönelik S-400 sisteminin satın alındığı dönemde bu kritik adım sulandırılmaya çalışıldı. NATO savunma şemsiyesi altına sokma izni olmadığını hatırlatan Economist, uydurma haberini kendilerine klavuz edinenler Erdoğan’ın, S-400 bataryalarını satın almakta kendi sarayını korumak için ısrar ettiği yaygarasını kopardılar.

Editör: TE Bilisim