Adalet Bakanı Abdülhamit Gül katıldığı bir televizyon programında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bakan Gül’ün açıklamalarından satır başları şöyle;

LİBYA TEZKERESİ BÖLGEYİ İSTİKRARA KAVUŞTURACAK

Türkiye, uluslararası mecrada meşru görülen devletin yönetiminin daveti üzerine adım atmıştır. Bu coğrafya ne kadar istikrarlı olursa ülkeler de istikrarlı oluyor. TBMM büyük bir destekle bu tezkereyi tasdik etmiştir. Bunun çerçevesini hem sayın Cumhurbaşkanımız hem de hükümetimiz uluslararası meşru kurallar çerçevesinde kullanacaktır.  Temel amaç bölgenin istikrara kavuşmasıdır.

Türkiye yalnız mı kaldı? Hukuki çerçevede bir sorun mu var?

Türkiye egemenlik sahasında her türlü araştırmayı yapıyor. Biz bu hakkımızı kullanıyoruz diye rahatsız olanlar bizi ilgilendirmiyor. Biz hukuka uygun davranıyorsak diğerlerinin rahatsızlıkları bizi ilgilendirmez. Biz uluslararası hukuk kuralları çerçevesinde atacağımız adımlar Türk milletinin çıkarınaysa bu adımları atacağız. Ülkemizde geçici statüde bulunanların bir kısım da sığınmacıların Avrupa’ya gönderilmesinde tartışmalar söz konusu.

Avrupa makamlarıyla bir iletişim halinde misiniz? Bir süre sonra baskı kurabilirler mi?

Türkiye’de suç işlemiş olan kişiler bizim hukuk kurallarımız gereği cezasını çekmektedir. Ancak başka bir ülkede suç işleyenlerle ilgili İçişleri Bakanlığımız tarafından bir çalışma yapıldı, ciddi bir mesafe de alındı.

“YARGI İKTİDARI ELE GEÇİRMEK İÇİN ARAÇ OLAMAZ”

Türkiye’de yargı düzeni uzun dönemlerde bakıldığında ciddi sorunlar yaşadı. 12 Eylül.. 28 Şubat… Farklı dönemlerde düşüncesinden inancından dolayı dışlananlar… Ergenekon sürecinde kumpaslarla herkesin bir çuvala doldurulması. 17/25 darbe girişimlerini yapmaya çalışan yargı vardı… Şu anda yargıda sorun çözüldü diyemeyiz. Darbe yapan FETÖ’cüleri yargılayan bir yargı var. Eksikleri, yanlışları hep beraber konuşuruz. Bizim temel yaklaşımımız şu, yargı iktidarı ele geçirmek için bir araç olamaz. Yargının bağımsızlığını tarafsızlığına halel getirilmemesi gerekir.

“FETÖ SÜRECİ DEVLET VE MİLLETİN ORTAK MÜCADELESİDİR”

40 yıldır bu yapıyla, kripto anlayışıyla yerleşmek isteyenleri 40 günde temizledik yaklaşımı büyük bir rehavet olur. Hiç bir şekilde sızmalara kriptolara izin vermeden bu çalışmaları yürütüyoruz.

Bu AK Parti’nin, siyasetin yapacağı bir mücadele değil devletin ve milletin mücadele ettiği bir süreç. Takiye üzerine kurulu bir örgüt oldukları için buna çok dikkat etmemiz gerekiyor. Bu da ortak bir çaba ile yapılabilir. Ne yapıyorlardı, abiden Pensilvanya’dan emir alıyorlardı… Hiç bir yapının buna izin vermeyeceği yapıtı oluşturmak büyük bir zarurettir.

Bu büyük bir travma olarak yaşandı. Yasama kanun yollarıyla devlete sızmaların önünü kesmek için adımlar attı. Milletimiz tarafından seçilmişlere darbe yapmamak üzere büyük bir teyakkuz var. Bu konuda adımlar uygulamalar süreklilikle istikrarla devam etmesi herkesin beklediği bir sonuç.

“DİNDAR KESİMİN HEPSİNE HALEL GETİRMEK DOĞRU DEĞİL”

Burada bir zihniyet anlamında hiç bir grubun devletin içinde örgütlü bir şekilde sızması, hiyerarşi dışında bir yapı oluşturulmasına asla izin verilemez. Devlet kendi kurumlarıyla ayakta durur. İlkeler, usüller bellidir. Hukukun üstünde hiçbir güç yoktur. Bu konuda herkesin inancı düşüncesi serbesttir. Bu mücadeleyi devlet asla izin vermez. Masum ve suçluyu da ayırt etmek çok önemli. Dindar kesimlerin hepsine de toptan halel getirmek asla doğru değildir.

Çekin ödenmemesi ticari hayatı olumsuz etkiliyor. Ödenmediği takdirde hapis olabiliyor. Galiba 800 civarında kişi hapiste yatıyor. İnfazla ilgili bir konu Meclis gündemine gelirse değerlendirilebilir. Önemli olan konu bu borcun ödenmesi. Bu meclis takdirinde bir konu.

“NAFAKA KONUSUNDA TÜM ÖNERİLERİ TOPARLADIK”

Üzerine çalışılması gereken bir konu. Bir kişi boşandıysa artık her konuda ayrı oldukları anlamına gelir. Eğer bir kadının nafaka dışında bir geliri yoksa onun da elinden alınmaması gerekir. Yeni mağduriyet oluşturmamak için bu konuda tüm taraflar dinlendi. Tüm önerileri toparladık. Yeni mağduriyetlerin oluşmaması gerekir.

“AF YASASINDA SON TAKDİR MECLİS’İNDİR”

Bu konuda hem MHP’den hem partimizden açıklamalar oldu. Meclis açıldığında bu konu AK Parti grubu başta olmak üzere Meclis’in gündeminde olan bir konu. Grubumuzun konuyla ilgili kararı nedir, teknik hususlar nelerdir, akademi ne diyor? Biz teknik olarak baktık artık Meclis karar verecek. Yaşlı, kadın, hamile vs. infazın evde çekilmesi, hafta sonu infaz gibi uygulamalar… İyi halin de değerlendirildiği öneriler de var. Ancak son takdir elbette Meclis’indir.

“KADINA ŞİDDETTE MEDYAYA BÜYÜK GÖREV DÜŞÜYOR”

Paradigmayı düzenlemek insanın kendisinde başlıyor. Kanun da değiştirseniz anayasa da değiştirseniz bu konu kişide başlıyor. Kollukla ilgili ne gibi eksiklikler var bu konuda önemli düzenlemeler yapıldı. Tüm bu çalışmalar aile bakanlığının koordinasyonunda yürütülüyor. Eksiklikler belirtildiğinde bizler de adımlar atıyoruz. İşin esası yargı mağdur olduğunda geliyor. İşin temeli kadının şiddete maruz kalmaması. Bu konuda medyaya, kamu kurumlarına büyük görevler düşüyor.

Editör: TE Bilisim