1990’lı yıllardan kalma “Selam-Tevhid Örgütü” dosyasını raftan indirip içine Sarı Çizmeli Mehmet Ağa’dan Recep Tayyip Erdoğan’a kadar binlerce İslamcının ismini “terörist” sıfatını da yanına koyarak yerleştiren ve belki tek parti diktatörlüğünde bile görülmemiş derecede büyük ve korkunç bir tutuklama furyasına hazırlanan Paralel Devlet Yapılanması ajanları böyle bir çılgınlığa niçin tevessül ettiler?

Cevap, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan “Selam Tevhid’de Kumpas” iddianamesinin satır aralarında: İsrail’in gayri meşru otoritesini sarsan ve Türkiye’ye İttihad-ı İslam yolunda kullanılmaya pek müsait eşsiz bir prestij kazandıran Mavi Marmara, Milli İstihbarat Teşkilatı’ndaki “milli” kelimesinin hakkını verip CIA ve MOSSAD’ın Ankara’daki mevzilerini dağıtma istidadı gösteren Hakan Fidan, emperyalistlerin Türkiye’deki manevra sahasını fena halde daraltan Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi (Kürt Meselesi’ni çözme süreci), kısacası “Türkiye elden gidiyor” havası uluslararası sistemin ağalarını çıldırttı, Washington-Telaviv hattında alarm sirenlerini çaldırdı ve Paralel Devlet Yapılanması o hattı müdafaa için harekete geçti.

Paralelciler, daha 17-25 Aralık darbe teşebbüsünden haftalar önce, İngilizce yayın yapan gazetelerinde yazmışlardı zaten: ‘Cemaatin hükümete tavır alması, hükümetin İsrail’e tavır almasına dayanıyor.’

Bu toplulukla mücadele hiç şüphesiz Siyonizm’le, emperyalizmle mücadeledir. Bu topluluğun elinden alınan her mevzi CIA ve MOSSAD’ın elinden alınıyor.

Editör: TE Bilisim