Diriliş Postası Muhabiri Mücahit Dere/İstanbul

2020 yılının ilk ayı, dünya için adeta türlü felaketlerin kapısını araladı. Yangınlar, depremler, su baskınları, volkanik hareketlilikler, uluslararası ilişkilerdeki gerginlikler ve Çin! ‘Wuhan’ınCoV-2019) virüsü…

İlk bakışta Wuhan’da ortaya çıkan yeni tip koronavirüsü masum bir salgın hastalık gibi göze çarpsa da insanların akıllarını kurcalayan birçok soru işareti var. Zira Çin’in Wuhan şehrinde ortaya çıkan yeni tip koronavirüsü biyolojik silah iddialarını da peşinde getirdi.

THE ECONOMİST ŞİFRELİ “2020” KAPAĞI

The Economist dergisinin deşifresini yapan Araştırmacı – Yazar Ertan Özyiğit, kapaktaki “2020” rakamında bulunan renklerin, renk körü olanlar tarafından soluk sarıya yakın olarak görüldüğüne dikkat çekerek, sarı rengin sembolizmada salgın hastalığı işaret ettiğini ifade etmişti. Wuhan’da 2020 yılının ilk ayında yaşanan koronavirüs salgınının, Economist’in kapağıyla bağlantılı olduğu iddia edildi.

Washington Times gazetesinde yer alan bir haberde, Wuhan Viroloji Enstitüsü’nün, Pekin’in gizli biyolojik silah programı ile bağlantılı olduğunu ortaya atan İsrail askeri ve istihbarat eski subayı Dany Shoham, koronavirüsünün söz konusu enstitüye bağlı bir laboratuvarda ortaya çıkmış olabileceğini iddia etti.

İSRAİLLİ SUBAYIN ‘ÇİN ÜRETTİ’ İDDİASI

“Enstitüdeki bazı laboratuvarlar muhtemelen biyolojik silahların araştırma ve geliştirme kısmı için en azından teminat olarak kullanılıyordur. Ancak Çin’in ana tesisi olarak kullanılmıyor.” diyen İsrailli eski subay Shoham, iddiasını şöyle sürdürdü:

“Biyolojik silahlar üzerindeki çalışmalar ikili sivil-askeri araştırmanın bir parçası olarak yürütülüyor ve kesinlikle gizlidir.”

Bu iddianın üzerine Pekin yönetimi biyolojik silahlara sahip olduğunu reddetti.

KORONAVİRÜSÜNÜN ARKASINDA ABD Mİ VAR?

İsrail resmi olmadan Çin’i biyolojik silahlara sahip olmakla suçlasa da gözler ABD’de bulunan 51. Bölgeye çevrildi. 51. Bölge hakkında çok bir bilgi yok fakat Amerika halkına dahi kapalı olan bölgede biyolojik silahlar ve HAARP gibi sistemler üzerine araştırma yapıldığı bilinen iddialar arasında. ABD’li yetkililer ise 2018 yılında yaptıkları bir açıklamada biyolojik silahlar üzerine çalıştıklarını ifade etmişti.

2018 yılında Gürcistan’ın Ulusal Güvenlik eski Bakanı Igor Giorgadze, Tiflis’teki Vazianihava üssünün yanında bulunan ve ABD tarafından inşa edilen Richard Lugary Halk Sağlığı Araştırma Merkezi laboratuvarında biyolojik silahlara yönelik testler yapıldığını iddia etmişti.

Söz konusu iddiasını paylaştığı çok sayıda belge ile destekleyen Giorgadze, ABD’nin ‘tedavi’ adı altına kurduğu merkezde 2016 yılında ölen 13 kişinin ölüm sebebinin bilinmediğini ifade etmişti. Eski Gürcü Bakan Giorgadze’nin paylaştığı evraklardan birinde; söz konusu laboratuvarda üretilen bir elektronik devrenin sivrisineklere yüklendiği ve bu böceklerin de uydudan yönlendirilmesinin sağlandığı göze çarpmıştı.

Öte yandan söz konusu virüsün bir biyolojik silah olma ihtimalini kuvvetlendiren önemli bir sebep ise; ABD-Çin ticaret savaşı…

‘Süper güçler’ listesinde kendisine rakip istemeyen ABD, Çin’e yönelik çok sayıda yaptırım uygulamış ve Pekin yönetiminin ekonomisini zayıflatma girişimlerinde bulunmuştu. İki ülke arasında yaşananların ciddi krizlere sahne olmasının ardından şok bir gelişme yaşandı ve 15 Ocak 2020’de ABD-Çin birinci faz ticaret anlaşması imzalandı. Bu anlaşma ile uluslararası arenada ABD-Çin ticaret savaşı ortadan kalktı algısı oluşturulma çabasına girildi.

Yeni tip koronavirüsü ilk vakasının ise 31 Aralık 2019’da patlak vermesi ve Ocak 2020’de ciddi bir yayılım ivmesi göstermesi akıllarda soru işaretlerini daha da büyüttü.

Şİ’NİN AÇIKLAMASI MANİDAR

Çin Devlet Başkanı Şi Jinping, Dünya Sağlık Örgütü Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus ile başkent Pekin’de yaptığı görüşmede yeni tip koronavirüs için ‘şeytan’ tanımlamasını kullandı. Çin’in bu şeytanla girdiği savaşı kazanacağına güveninin tam olduğunu söyleyen Şi, “Şeytanın gizlenmesine izin veremeyiz” dedi. Şi’nin kullandığı ‘şeytan’ tanımlaması, Pekin yönetiminin nCoV-2019 karşısında ne kadar çaresiz olduğunu adeta gözler önüne serdi.

“BİYOLOJİK BİR SAVAŞ ORTAYA ÇIKTIĞINI DÜŞÜNÜYORUM”

Hal böyleyken Terör Uzmanı ve emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ da yeni tip koronavirüsünün biyolojik silah olabileceğini iddia etti. nCoV-2019’un yarasa tüketiminden kaynaklandığı şüphesinde yoğunlaşıldığına dikkat çeken Başbuğ, “Daha önce dünyada SARS, H1N1 ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi gibi birçok hastalığın biyolojik savaş kapsamında laboratuvarlarda üretildiği ortaya çıktı. Bu virüs de laboratuvar ortamında üretilmiştir.” iddiasını öne sürdü.

Başbuğ sözlerini, “Yarasadan kaynaklı diyorlar ama Çin’de insanlar ilk defa yarasa yemiyor. Asırlardır o topraklarda tüketiliyor. Şüphe verici bir durum. Ben kesinlikle emperyalist güçlerin Çin ile arasında meydana gelen psikolojik, soğuk ve yeni nesil sıcak savaşın ardından şimdi de biyolojik bir savaş ortaya çıktığını düşünüyorum” ifadeleriyle tamamladı.

Neden Wuhan denildi?

Yeni tip koronavirüsünün neden Vuhan’da baş gösterdiği aslında büyük bir soru işareti. İlk etapta virüsün Wuhan’daki bir balık pazarında ortaya çıktığı öne sürülse de bu iddia kısa sürede söndü. Batı medyası ise hastalığın ısrarla yarasa veya yılanlardan bulaşmış olabileceğini öne sürdü ve hala söz konusu tezini savunuyor. Wuhan, 11 milyondan fazla nüfusuyla Orta Çin’in en kalabalık şehri konumunda ve dokuz vilayetin önde gelen iş merkezi olarak biliniyor. Wuhan, şehirden geçen ve diğer büyük şehirleri birbirine bağlayan çok sayıda demiryolu, yol ve otoyol ile önemli bir ulaşım merkezi olarak da biliniyor. Ayrıca Orta Çin’in siyasi, ekonomik, mali, kültürel, eğitim ve ulaşım merkezi olarak tanımlanan bir şehir Vuhan. Bu açıdan, Wuhan’ın, Çin’in kalbi olduğu söyleniyor.

ÇİN EKONOMİSİ BÜYÜK YARA ALABİLİR

Çin’in hava yolculuğu talebinde yaşanacak düşüşün petrol talebinde olumsuz etki oluşturacağıbeklentisiyle ham petrol fiyatları da düştü.ABD’den Avrupa’ya çoğu hisse senedi piyasasında endekslerde düşüş gözlendi. Çin ve Hong Kong’daki piyasalar ise yeni yıl dolayısıyla kapalı olduğu için durumdan etkilenmedi.

Financial Times’ın haberine göre özellikle Çin’in imalat sanayiinde üretim kısıntısına gidileceği için ekonomik büyümenin olumsuz etkileneceği kaygısı oluşmuş durumda. Nissan, PSA ve Renault şirketleri Çin’deki fabrikalarında çalışan yabancıları geri çekeceklerini duyurdu.

İmalat sanayiinin kalbi niteliğindeki şehirlerden biri olan Suzhou da tatil için evlerine giden milyonlarca göçmen çalışanın geri dönmesi için verdiği süreyi bir hafta daha uzattı.

Çin’de büyümeye giden çoğu uluslararası banka da çalışanlarına Çin’e son günlerde seyahat gerçekleştirmiş olmaları halinde çalışanlarına ofislerine gitmemeleri gerektiğini duyurdu. Havayolları hisselerinin yanı sıra Çin’in en büyük müşterisi olan Burberry gibi birçok lüks markanın hisselerinde de düşüş yaşandı.

Öte yandan yeniyıl kutlamalarıyla sağlanacak gelir ve turistik gelirlerin de askıya alınmasının Çin ekonomisine büyük zarar vereceği öngörüldü.

Diriliş Postası Muhabiri Mücahit Dere/İstanbul

Editör: TE Bilisim