Yunus Kök / İstanbul / Özel Haber

Üniversite sınavlarına hazırlanan başarılı bir öğrenciyken istemeden karıştığı bir cinayet olayıyla hapse giren Kadir Şeker’e Konya 3. Ağır Ceza Mahkemesince verilen ceza, toplum vicdanında kabul görmedi.

“ŞİDDET GÖREN KADINA YARDIM ETMEK İSTEDİM”

Toplumun Kadir için adalet beklediği duruşmada Şeker’in avukatı ve Konya Barosu Başkanı Mustafa Aladağ, “Kadir, toplumsal, sosyolojik bir vakadır. Asla adam öldürme kastıyla hareket etmemiştir. Olay anında maruz kaldıkları, tekme, yumruk, boğazının sıkılması neticesi, o anın heyecanı, korku ve paniğiyle hareket etmiştir.” dedi. Sanık Kadir Şeker ise savunmasında, yardıma ihtiyacı olan bir kadına yardım etmek için olay yerine gittiğini dile getirerek, “Kimseye zarar verme niyetim yoktu. Kadın iyi olduğunu söyledikten sonra oradan ayrılıyordum ki arkamdan saldırdı, yere düştük. Olay yerinden ayrılırken yaralandığının farkında değildim. Hayatını kaybetmesine çok üzüldüm.” ifadesini kullandı. Kararını açıklayan mahkeme heyeti, Şeker’e “kasten öldürme” suçundan müebbet hapis cezası verdi. Heyet, Şeker’in cezasını haksız tahrik nedeniyle 15 yıla, iyi hal indirimiyle de 12 yıl 6 aya düşürdü.

“Gerekçeli karar etraflıca yazılmalı”

Toplum vicdanını yaralayan kararın gerekçesinin etraflı bir şekilde yazılması gerektiğini söyleyen Avukat Mehmet Sarı, “Kanun, kişinin kendine ve bir başkasına karşı işlenen suçlarda orantılı biçimde müdahale etmesine olur vermektedir. Burada meşru müdafaa sınırlarının aşılıp aşılmadığıyla ilgili toplum zihninde tereddüt oluşmuştur. Mahkeme bunları aydınlatmalı ve kamuoyu vicdanı daha fazla sarsılmamalıdır” dedi.

“TOPLUMSAL DEĞERLERİMİZİ AŞINDIRIR”

Olayın psikososyolojik olduğunu belirten Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, karar sonrası kamu vicdanının sarsıldığını söyledi. Mahkemenin olayda kasıt görmüşçesine karar verdiğini belirten Prof. Dr. Tarhan, “Mahkeme kendince bir niyet okuma yapmış ama Şeker’in burada kendini koruma durumu var. Tanımadığı bir kişiyi neden kasıtlı olarak öldürmek istesin? Hakim, Kadir kendini yakını olsa nasıl karar verirdi? Mahkemeler toplum vicdanını yaralayacak nitelikte kararlar vermemeli” dedi. Karararın sosyolojik açıdan tartışılması gerektiğini belirten Tarhan, “ Bizim toplumumuzu Batı toplumundan ayıran önemli değerler var. Ne yapacaktı Kadir; olayı videoya çekip sosyal medyada paylaşacak mıydı? Ortalama bir vatandaş gibi şiddeti engellemeye çalışmış. Batı toplumunda böyle olmaz; gören ‘neme lazım’ der devam eder. Bu durum toplumuza has önemli bir özellik. Tabi buradan her önüne çıkanın kendini ‘kanun’ sayması anlamı da çıkmamalı.” şeklinde konuştu. Bu tür kararların şiddet ve benzeri olaylara karşı vatandaş refleksini zayıflatacağını belirten Tarhan, sonraki aşamada istinaf mahkemesinin değerlerimizi göz önünde bulundurarak bir karar vermesi gerektiğini belirtti.

Editör: TE Bilisim