Kifayet Özkul / Diriliş Postası

Göktürkler devrinden günümüze kadar gelen 3 büyük kitabe vardır, bu kitabelere Orhun Abideleri de denilmektedir. Orhun Abideleri, Türk hanedanı Bilge Kağan devrinin ürünleridir. Orhun abideleri, Türk milliyetçiliğinin temel kitabıdır. Orhun Abidelerini önemli olmasının nedeni; tarihte Türk sözünün ve adının geçtiği ilk belge olarak kabul edilmeleridir. Derin kökleri binlerce yıl öncesine dayanan Türk milleti, Orhun Abideleri’nde kendi evren, medeniyet ve dünyaya bakış açısını taşlar üzerine kazımışlardır. Orhun Abideleri’ne Orhun Kitabeleri de denilmektedir.

Orhun civarında başka kitabeler de bulunmuştur. Ancak önemli olan belli başlısı 6 adettir, bunlardan en önemli 3 büyük abide;

• Birincisi Tonyukuk abidesi, (720-725)

• İkincisi Kül Tigin abidesini, (732)

• Üçüncüsü Bilge Kağan abidesi, (735)

Tonyukuk abidesi, Göktürk devletinden kalma, en eski taş kitabedir. Üzerinde, Türk edebiyatının ilk örnekleri bulunan “bengü taşları”dır. Sade bir dille yazılan bu kitabede; Tonyukuk, Çin esaretinden, çilesinden, Çinliler’in zulümlerinden ve hilelerinden bahsederek halka öğütler vermektedir. Bazı bölümlerde de kendi hayatından bahsetmektedir.

Bilge Kağan abidesi, Bu abidede de Bilge Kağan konuşmaktadır. Türk milletini anlatmaktadır. Ayrıca Kül Tigin’in ölümünden sonraki vakalarda ilave edilmiştir.

Kül Tigin abidesi, kaplumbağa seklindeki oyuk bir kaide taşına oturtulmuştur. Dört cephelidir. Abidenin üst kısmı kemer şeklinde bitmektedir ve üst kısım beş kenarlıdır. Doğu cephesinin üzerinde kağanın işareti vardır. Batı cephesinde Çince büyük bir kitabe bulunmaktadır. Üç cephesi Türkçe kitabelerle doludur. Cepheler arasında kalan, keskin olmayan kenarlarda ve Çince kitabenin yanında da Orhun yazısı vardır. Cetvelden çıkmış gibi, çok muntazam, düzgün ve güzel harflerle yazılmıştır.

BİZE AİT OLAN DEĞERLER VE TEKNİKLER

Göktürk Devletinin kuruluşundan sonra Çin pençesine düşerek esarette kalan, babası İlteriş Kutluk Kağan tarafından kurtarılan Bilge Kağan, Gök-Türklerin ibretli tarihini anlatır, milli şuuru kaybederek Çince konuşan hatta Çin isimleri almaya başlayan beylerin feci akıbetlerini, millete yaptıkları kötülüklerini ve tutsak oluşlarının sebeplerini dile getirmektedir. Kendisinin ve kardeşi Kül Tiğin’in millete hizmetlerini sayıp dökmekte halka ümit ve kuvvet telkini yapmakta, çalışmanın faydaları üzerinde durmaktadır.

Ben yapmış olduğum çini eserlerimde dini ve milli duygularımı ve bize ait olan değerleri ve teknikleri kullanarak uygulamada bulunmaktayım. Bu eserlerimden “Köklerimden Bugünüme” isimli çini panomda sır altı tekniğinde semboller, simgeler ve ifadeler kullandım.

Eser tasarım ve Uygulaması; Tek renk ve siyah kullanmanın birçok sebebi vardır. Peygamberimizin sarığının ve sancağının siyah olması, Kâbe’nin örtüsünün siyah olması, Isra suresi 12 ayette zifiri karanlığın bir aydınlığı vardır ayetidir. Nitekim bütün Türk devletleri bu güne çok zorlu şartlarda ve birçok şehit vererek gelmişlerdir.

Göktürk Devleti döneminde kaplumbağa üzerine dikilmiş olan Bilge Kağan abidesi ve üzerinde sadece Gök Türkçe “Türk” yazısı kullanılarak o döneme atıf yapılmıştır.

Kaplumbağa; devleti, uzun yaşamı, bilgeliği, sağlamlığı, güçlülüğü temsil etmiştir. Kaplumbağanın üzerinde ağacın dallarını oluşturacak şekilde bir yay ve dokuz ok, Oğuzların dokuz (Tokuz) boy olduklarına ithafen kullanılmıştır. Dokuz ok Hayat ağacında dokuz dal olmuş ve her dalda rumi desenlerinin içerisinde Türklüğün sembolü Kurt kafaları ve özgürlüğün sembolü Kuş figürleri kullanılmıştır.

GÖKTEN YAĞAN BEŞ DAMLA

Ağacın tam ortasında Selçuklu Devletini simgeleyen, güç, kudret, doğuya ve batıya hâkimiyetin simgesi çift başlı Kartal, kuyruğunda güç ve saltanatın sembolü çintemani motifi ve çift başlı kartalın tam altında “Teşkilatı Mahsusa” amblemi bulunmaktadır. Ağacın dalları arasındaki minik kuşlar uçmağa giden şehitlerimizi temsil etmektedirler.

Ağaç üzerinde bulunan Baykuşlar, bilgeliği, sanatı ve tasavvufta Allaha kulluk bilincini anlatmaktadır. Gökten yağan beş damla içerisinde Allah ismi yazmakta, hem İslam’ın şartını hem bereketi sembolize etmektedir. Çokluğun sembolü ilk rakam olan üç rakamı Üç Bulut ile ifade edildi.

Tepede bulunan bulutlar arasında Osmanlı Güneşi ve Osmanlı’dan doğan Türkiye Cumhuriyeti yıldız ve hilal ile temsil edilmiştir. Ağacın tam ortasında dalların aldığı şekle göre Türklerin yuvarlak çekik gözlü küçük dudaklı iki insan yüzü bulunmaktadır.

TEK RENKLE BİR ŞEYLER ANLATMAK

Köklerimden beslenip, bugünümde fırçamdan düşen cümlelerle ve genelde fazla renk kullanmadan tek renkle bir şeyler anlatmaya çalışıyorum.

Benden sonrakilere nasıl örnek olabilir, neyi doğru yaparak nasıl bırakabilirim derdindeyim. Nasıl ki atalarımın bizlere bıraktıkları bugün bize o günleri anlatan birer tarihi görsel belge niteliğinde ise, bizim bırakacaklarımız da ilerde bizim dönemimiz için tarihi birer görsel belge niteliğinde olacaktır.

Editör: TE Bilisim