Bazı doğa olaylarının deprem habericisi olduğu, depreme işaret ettiği konusunda sosyal medyada dolaşan söylentiler vatandaşları zaman zaman tedirginliğe sevkediyor. özellikle son aylarda ülkemizde yaşanan deprem hareketliliğiyle birlikte bazı bölgelerde yılanların eskiye nazaran artış göstermesi, İznik Gölü’nde boyları bir buçuk metreyi aşan çok sayıda su yılanının bölge halkı tarafından görülmüş olması gibi konular Yılan sayısındaki artış neye işaret eder benzeri soruların artmasına neden oldu. Peki, Yılanlar deprem habercisi mi? Yılan sayısındaki artış neye işaret ediyor? İşte konuya ilişkin uzman isimden önemli açıklamalar…

Yılanlar deprem habercisi mi? Çok yılan görülmesi neye işaret ediyor?

Son aylarda ülkemizde atran deprem hareketliliği nedeniyle tedirginlik yaşayan vatandaşlar, yaşanan bazı doğal olayların depreme işaret edip etmediği konusunda araştırmalarını sürdürüyor. Son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan ‘yılanların depreme işaret ettiği gibi’ birtakım haberler ve söylentiler üzerinde Prof. Dr. Ayaz konuya ilişkin bilgiler verdi.

Ege Üniversitesi (EÜ) Çevre Sorunları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Dinçer Ayaz, yaptığı yazılı açıklamada, yılanların deprem habercisi olduğuna yönelik haberlerle sıklıkla karşılaştıklarını ve bu durumun halk arasında endişeye neden olduğunu belirtti.

Yılan sayısındaki artışın deprem habercisi olduğuna yönelik hiçbir çalışma ve veri bulunmadığına dikkati çeken Ayaz, kış uykusundaki pek çok canlının ekosistemdeki görevlerini sürdürmek üzere mayıs ayından itibaren aktivite göstermesinin normal olduğunu aktardı.

Yılanların sık görülmesinin deprem habercisi olduğu kanısının doğru olmadığını ifade eden Ayaz, doğada besin zinciri içerisinde çok önemli bir yer teşkil eden yılanların biyolojik dengeyi korumak adına kesinlikle öldürülmemesi gerektiğine işaret etti.

‘Yılanlar biyolojik zenginliğimizdir’

Yılanların hastalık etkeni taşıyan ve tarım ürünlerine zarar veren fare türlerinin çoğalmasını engellediğini de hatırlatan Ayaz, bazı yılan türlerinin termitler ve böceklerle beslendiklerinden bir nevi “sağlık polisi” olarak rol oynadığını vurguladı.

Türkiye’de 60’a yakın yılan türünün yaşadığına değinen Prof. Dr. Ayaz, şunları kaydetti:

“Bu yılan türlerinden sadece 15 kadarı zehirlidir. Toplumda yılanlara karşı yanlış bir algı ve düşmanlık var. Her yılanın zehirli olduğu ve insana zarar verdiği sanılıyor. Bu doğru değildir. Hiçbir yılan durduk yere insana saldırmaz ve ısırmaz. Yılanların duyma özelliği yoktur. Ama yerdeki titreşimleri algılayabildiklerinden dolayı kendisine yaklaşmakta olan bir insanı çok öncesinden hissederek bulundukları noktadan uzaklaşmaya çalışırlar. Bu nedenle tarlasında, bahçesinde yılanla karşılaşan bir kişinin yapacağı en doğru hareket yılana zarar vermemek, yakalamaya çalışmamak ve yılanı doğal hareketleriyle baş başa bırakmak olacaktır.”

Prof. Dr. Dinçer Ayaz, Türkiye’de zehirsiz yılan türünün çok fazla olduğunu aktararak, “Yılanların hepsi ülkemiz doğasının biyolojik zenginlikleridir. Hiçbirisi korkulacak veya yok edilmesi gereken bir düşman değildir. İnsanlar için faydalı canlılardır. Bu nedenle bunların iyi tanıtılması, faydalarının anlatılması ülkemizin zengin biyoçeşitliliğinin korunması için önem arz etmektedir.” ifadelerini kullandı.

Editör: TE Bilisim