Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İstanbul İl Koordinasyon Kurulu, İstanbul Deprem Çalıştayı düzenledi. Katılımcıların olası İstanbul depremi ve sonrasında yaşanabileceklere dikkat çektiği çalıştaya katılan İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeofizik Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan değerlendirmelerde bulundu.

“MARMARA’YI PENÇE GİBİ SARIYOR”

“Marmara Bölgesi’nde her zaman deprem olasılığı var” diyen Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, “Depremlerin olduğu yerlere, faylara, özellikle de Marmara’nın son 2 bin yıllık tarihine baktığımız zaman, son 20 yılda yapılan araştırmaları da göz önünde bulundurduğumuzda , ‘Kuzey Anadolu Fayı’ Marmara Bölgesi’ni bir pençe gibi sarıyor. Bu pençenin en aktif ve tehlikeli kolu ‘Ana Marmara Fayı’ olarak karşımıza çıkıyor. Kocaeli körfezinden, Ege Denizi’ne kadar uzanıyor. Bunun üzerine büyük deprem olma olasılığı çok yüksek” ifadelerini kullandı.

“BÜYÜK DEPREM POTANSİYELİNE SAHİP”

Yapılan çalışmaların büyük bir depremi işaret ettiğine değinen Eyidoğan, “Önümüzdeki 30 yıl içinde Marmara Denizi’nin kuzeyinde 7 ve daha büyüklüğünde bir depremin olma olasılığı yüzde 65’e ulaşmış durumda. Bu olasılık giderek de artıyor. 26 Eylül 2019’da meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki deprem ana Marmara fayının üzerindeydi. Bu da gösteriyor ki bazı yerleri az, bazı yerleri çok hareket etmesine rağmen bu fay önümüzdeki yıllarda İstanbul’u ve tüm Marmara Bölgesi’ni ciddi derecede etkileyecek büyük bir deprem potansiyeline sahip. Buna en kısa zamanda hazırlanmamız, riskleri azaltmamız gerekiyor. Güvenli bir yerleşim oluşturmamız gerekiyor” dedi.

“ENERJİ AZALMIYOR”

Yaşanan küçük depremlerin, büyük depremleri etkilemediğini onların yerini işaret ettiğini belirten Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, “Küçük depremler, büyük depremlerin enerjisini azaltmıyor. Küçük depremler daha büyük depremlerin nerelerde olabileceğini işaret ediyorlar. Bizim çözemediğimiz sorun depremin ne zaman ve ne büyüklükte olacağını bilememek” diye konuştu.

Editör: TE Bilisim