Şeyh Şamil, Kafkasya’nın ünlü bilginlerinden Said Harekani’nin öğrencisi olarak başladığı ilim hayatına otuz yaşına kadar tefsir, hâdis, fıkıh ilimlerini; edebiyat, tarih ve fen bilgilerini öğrenerek devam etti. Nakşibendi şeyhi Kumuki’den aldığı eğitim onu Rusya’ya karşı uyandıracak ilk adım oldu. Eğitim süreci Kafkasya halkının lideri olmanın yanı sıra İslam birliği düşüncelerinin gelişmesine de yardımcı olacaktı.

Kuzey Kafkasya Müslümanlarının 18’inci yüzyılın sonlarında Ruslar’a karşı başlattıkları mücadelede Şeyh Şamil, 1823’te İmam Mansûr’un ölümünden sonra uzun süre öncüsüz kalan direnişin yeni lideri olarak seçildi.

Arkadaşı ve direniş hareketinin imamı olan Molla Muhammed ile Ruslara karşı Müslümanları bir bildiri yayınlayarak cihada davet etti. Molla Muhammed’in, 20 Kasım 1832’de Ruslarla yapılan savaşta hayatını kaybetmesi ve Şeyh Şamil’in ağır yaralı olarak kurtulması, Müslüman halkta ümitsizliğe yol açtı.

Ancak Dağıstan’da Şeyh Şamil’in imam olarak seçilmesiyle düzenli ordu kurulması sağlandı. Rusya’nın askeri gücüne rağmen yılmadan süren destansı mücadele 35 sene Kafkasya’nın bağrında devam etti. Rusların büyük kayıplar vermesine sebep olan direniş Şamil’in Çeçenistan hakimiyetiyle şanlandı.

KIRIM SAVAŞI ENGELİ

1842 yılında Çeçenistan ve Dağıstan’ın tek hâkimi haline gelen Şamil, Mart 1853’te Sultan Abdülmecid’e bir mektup yazdı. Çerkezlerle birleşip Kafkasya’nın birliğini sağlamak amacıyla direniş başlatan ve kısmen başarılı olan Şamil’in mücadelesi, Kırım Savaşı’nın patlak vermesiyle sekteye uğradı.

Abdülmecid mektubu alır almaz, bir ferman yollayarak Şamil’i Ruslara karşı cihada çağırdı. Olası bir Osmanlı-Rus savaşı için destek isteyen Abdülmecid’e karşı Şamil, bütün gayretlerine rağmen destek göremediği için Osmanlı ordusunun Tiflis’e doğru hareket etmesini sağlayamadı ve karargâhı Dargiye’ye çekildi.

Osmanlı bahriyesinde görevli İngiliz Amirali Adulphus Slade bir raporunda, Rusya’yı barışa zorlamak için Kafkasya’nın fethedilmesinin, bunu sağlamak için Çerkezlerin yanı sıra Şeyh Şamil ile iş birliği yapılmasının gerekli olduğunu ifade etti. Fakat gerek Şeyh Şamil’in Dağıstan’daki kritik durumu gerekse Osmanlı Devleti’nin tutumu, Kafkasya’daki Rus varlığını sona erdirecek harekatın gerçekleşmesini önledi, böylece tarihi bir fırsat değerlendirilemedi.

ZAFERSİZ MÜCADELE

30 Mart 1856 Paris Antlaşması’ndan sonra Hazar hattının yeni kumandanı Wrangel’in askerî harekâtı neticesinde bölgedeki on beş Çeçen topluluğu Ruslar’a teslim olmak zorunda bırakıldı.

1859’da ise halkının gücünün tükendiğini gören Şeyh Şamil, daha fazla kayıp vermemek adına Gunip’te Prens Baryatinsky komutasındaki 70 bin kişilik Rus ordusuna, yanında birkaç yüz kişi kalıncaya kadar direndikten sonra teslim oldu.

Rusların gücünü hiçe sayarak 35 yılını yılmadan özgürlüğe ve hakka veren Şeyh Şamil hac görevini ifa etmesinin ardından, 4 Şubat 1871’de Medine’de vefat etti ve Cennetü’l-Baki’ye defnedildi.

Bir Nakşibendi şeyhi olan Şamil, lider (imam) seçildikten sonra güçlü hitabeti, kararlı tutumu, askeri ve siyasi dehasıyla Dağıstan’da ve bütün Kafkasya’da etkili oldu, hem idari hem dini otorite olarak kabul edildi.

Rusların güçlü orduları karşısında unutulmaz bir mücadele veren Şeyh Şamil’in adı, Rus işgaline direnen Kafkas kavimlerinin hafızasına nakşedildi.

Editör: TE Bilisim