Pendik Belediyesince düzenlenen 'Medeniyet ve İnsan' başlıklı etkinlikte konuşan yazar ve psikiyatr Prof. Dr. Kemal Sayar, 'Yeryüzünün bütün kadim medeniyetleri bir vicdan ittifakı altında toplanmalıdır. Merhamet eksenli bir anlayış gerektiren yeni paradigmalara yol almak zorundayız.' dedi.

Yazar Savaş Barkçin'in moderatörlüğünde gerçekleştirilen etkinlik, Pendik Belediyesinin sosyal medya hesaplarından canlı yayınlandı.

Sayar, insan için her bakış açısının kendi tanımı olduğuna işaret ederek, 'İnsanı ilahi özden bir parça taşıyan varlık olarak mı yoksa kainatta bir kazazede, tesadüfen oluşmuş bir kozmik şaka olarak mı göreceğiz? Bu tamamen bizim bakış açımıza göre şekilleniyor. Biz insanın ilahi öz taşıyan, alemin özü olduğuna inanıyoruz.' ifadelerini kullandı.

İnsanı tanımlamanın değişik medeniyet tasavvurlarına yol açtığını vurgulayan Sayar, sözlerini şöyle sürdürdü:

'Batı medeniyetinde insan karanlık olan ve karanlık güçlerin tesirine çok kolay girebilecek bir varlık olarak karşımıza çıkıyor. Ancak kadim Doğu medeniyetine baktığımız zaman daha çok yükselme imkanlarına atıf görüyoruz. İslam'da da, Doğu geleneklerinde de böyle. İnsan tekemmül edebilen ve böyle olması istenilen bir varlık. İnsan kendi içindeki ilahi öze yaklaştıkça melekler alemine doğru bir yolculuk yapıyor. İnsan aslında tersine bir evrim geçirmesi beklenen bir varlık. Hakk'ın muradı insanın ona doğru yakınlaşmasıdır.'

- 'İnsan güç basamaklarını tırmandıkça ötekinin derdini daha az anlamaya başlıyor'

Sayar, Batı medeniyetinin insanı sömürülecek bir varlık olarak görmesinin o medeniyet mensuplarına bir dinamizm verdiğine dikkati çekerek, Batı dünyasının kendi içinde ahlaklı ve tutarlı olmasına rağmen kendinden olmayanı sömürmesinin kendi dünya görüşlerince ahlaki bir problem teşkil etmediğini söyledi.

Bir Fransız düşünür ve gazetecinin 'Narsistik Merhamet' olarak tanımladığı 'kendisini koruyan ama kendisi gibi olmayanı korumayan' bir bilincin Batılı insanın medeniyet algısını şekillendirdiğini ifade eden Sayar, şunları kaydetti:

'Şu anda dünya bir utanç yaşıyor. Koronavirüs denilen bir illet bütün dünyayı kasıp kavuruyor ve aşıların yüzde 70'i dünya nüfusunun yüzde 15'ine gitti. Kalan yüzde 85, yüzde 30'luk kaynaklarla uğraşmak zorunda. Bir tür üstün ırk kavramı, 'bizim hayatlarımız sizin hayatlarınızdan daha değerlidir' düşüncesindeler. Güçle beraber empatinin azaldığına dair sayısız çalışma var. İnsan güç basamaklarını tırmandıkça ötekinin derdini daha az anlamaya başlıyor. Bizim geleneğimiz hep güce bir ayar verme üzerine kuruludur.'

Prof. Dr. Sayar, insanların her geçen gün makinelere daha bağımlı ve onlarla mücadele eder hale geldiğini belirterek, 'Bizler bu endüstri uygarlığının kainatı acımazca tahrip eden ve varlığa bir yaren gibi değil kökü kazınacak bir düşman gibi bakan bu çatışmacı paradigmanın dışına çıkmak zorundayız. Yeryüzünün bütün kadim medeniyetleri bir vicdan ittifakı altında toplanmalıdır. Merhamet eksenli bir anlayış gerektiren yeni paradigmalara yol almak zorundayız.' şeklinde konuştu.

Bundan sonra hiçbir medeniyetin tahrip ederek var olamayacağının altını çizen Sayar, en büyük dileğinin insanlığın merhamet medeniyeti üzerinde şekillenmesi olduğunu ifade etti.

Yazar Savaş Barkçin ise insanın kim olduğunu tercihlerinin belirlediğine vurgu yaparak, 'Yolun ne ise sen osun. Neyi üstün tutuyorsan sen osun. Teslim olduğun bir hakikate bağlandığın anda hayatın bütün mekanizmaları başka türlü çalışmaya başlıyor.' diye konuştu.


Editör: TE Bilisim