Mehmet ALTUNTAŞ- Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurulu Üyesi

Ülkemiz 1990’lı yıllarda demokrasi ve insan hakları açısından bir cadı kazanına dönüşmüştü. 17 Nisan 1993’te Turgut ÖZAL’ın ani ölümünden önce de ülkemizde çok sayıda karanlık cinayetler işlendi ve suikastlar gündem oldu. “Son Darbe 28 Şubat” kitabında Mehmet Ali BİRAND bu cinayetleri anlatır. Özellikle 1993 yılında işlenen cinayet ve suikastlar yeni bir dönemin başlangıcını haber veriyordu

KARANLIK SÜREÇ 1993’TE BAŞLADI

24 Ocak 1993’te Uğur MUMCU evinin önünde öldürüldü, 28 Ocak 1993’te Jack Kamhi roketle saldırıya uğradı ve ölümden döndü. Yine Turgut ÖZAL’ın ölümünden iki ay önce 17 Şubat 1993’te Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Eşref BİTLİS içinde bulunduğu uçak düşerek öldü. Mehmet Ali BİRAND’a göre “17 Nisan 1993’te Turgut Özal’ın ani ölümünden sonra ülke 28 Şubat sürecine doludizgin sürüklenecekti”. 28 Şubat 1997 günü alınan MGK Kararları Türkiye’nin siyasi tarihini uzun yıllar olumsuz yönde etkilemiştir.

“SAVCILAR BİLDİRİSİ” İŞARET FİŞEĞİ OLDU

Milletin iradesi ile seçilmiş meşru hükümeti alaşağı etmeyi hedefleyen 28 Şubat postmodern darbe sürecinin gerçekte ne zaman başladığı konusu ile ilgili çeşitli görüşler öne sürülmüş olsa da dikkate alınması gereken önemli bir tarih de 23 Nisan 1994’tür. Bu tarihte, Adalet Bakanlığı'nca Antalya'da düzenlenen "Yargı ve Cezaevleri Sorunu" konulu toplantıya katılan 76 ilin cumhuriyet başsavcısı, 8 DGM başsavcısı ve terör cezaevi bulunan 8 ilçenin cumhuriyet savcısının oy birliğiyle 'Savcılar Bildirisi' yayımlanmıştır. Bu bildiri sonrasında dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Doğan GÜREŞ Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bildiriden duyduğu memnuniyeti dile getirmişti. Bu ve benzeri açıklamalar Yargının açıkça nasıl baskı altına alındığını, siyaset ve yargı camiasından bazı isimlerin de bu baskıyı kabullendiğini göstermektedir.

YARGI SÜRECİ DEVAM EDİYOR

28 Şubat 1997 tarihinde yayınlanan ve postmodern darbenin fitilini ateşleyen bildirinin üzerinden 23 yıl geçti. Darbe sorumlusu sanıklar hakkındaki soruşturma tamamlanıp 22 Mayıs 2013'te dava açılmıştır. Ankara 5 inci Ağır Ceza Mahkemesince görülen 28 Şubat dönemine ilişkin 103 sanıklı davada, dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı ve Genelkurmay 2. Başkanı emekli Orgeneral Çevik Bir'in de aralarında bulunduğu 21 sanığın müebbet hapse çarptırılması, 68'inin beraatı, 14 sanık hakkındaki davanın ise düşürülmesine ilişkin gerekçeli karar 3 Temmuz 2018’de açıklandı. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21.Ceza Dairesi, 28 Şubat davasında Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesince verilen hükmü hukuka uygun buldu. 28 Şubat davası dosyası halen Yargıtay da bulunuyor.

 DARBECİLERİN FETVA MAKAMI: FETÖ

FETÖ, 28 Şubat Darbesine her yönüyle lojistik ve maddi destek vererek toplum üzerinde yerleşmesi ve etkisini daha fazla göstermesi için gerekli tüm çalışmaları cuntacılarla birlikte yapmış bir örgüttür. 28 Şubat Darbesi ile 15 Temmuz Darbe girişimini gerçekleştirmek isteyen güçler ve amaçları açısından ciddi benzerlikler vardır. FETÖ lideri Fetullah Gülen, 16 Nisan 1997 tarihinde katıldığı bir televizyon programında 28 Şubat Darbesini yapanları " Asker daha demokrat" ifadelerini kullanarak övmüş ve desteklemiştir. Zamanın meşru hükümeti için "emaneti iade edin, çekilin!", darbeciler için ise "asker daha demokrat" beyanında bulunan, anti-demokratik MGK Kararları için de "İslami usullere göre değerlendirildiğinde bu bir içtihattır, hata yapsalar bile sevap alırlar" açıklamasını yapan da bizzat örgüt lideri olmuştur.

HAKLAR İADE EDİLMELİ

28 Şubat Postmodern Darbe sürecinde hak ihlalleri yaşanmış, vatandaşlarımız eğitim, özlük, ticaret, memuriyet hakları başta olmak üzere birçok haktan mahrum bırakılmıştır. Son on yılda, Yükseköğrenimde ve kamuda kılık kıyafet yasağının kaldırılması, hak ihlallerinin ortadan kaldırılması gibi önemli adımlar atılmıştır. Ancak akademisyen, yazar, sendika, sivil toplum kuruluşları ile TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, TİHEK ve Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) gibi kurumların da vurguladıkları gibi o dönemde yaşanan insan hakları ihlalleri ve ayrımcılık yasağı ihlallerinden kaynaklı mağduriyetlerin halen devam ettiği ifade edilmektedir.

İNSAN HAKLARI İHLALLERİ

TİHEK adına REFAHYOL Döneminin Başbakanı rahmetli Necmettin Erbakan’ın da müsteşar yardımcılığı ve bir süre müsteşarlığını da yapmış olan Sayın Mesut KINALI’nın açıklamasına göre 28 Şubat mağduriyetlerinin giderilmesi ile ilgili bu güne kadar yapılanları sıraladıktan sonra yapılması gerekenleri de şu şekilde belirtmiştir: “Son yıllarda Yükseköğrenimde ve kamuda kılık kıyafet yasağı gibi bazı hak ihlallerinin ortadan kaldırılması gibi önemli adımlar atılmıştır. Örneğin; okullarda ve kamuda başörtüsü yasağı kaldırılmış, 5525 Sayılı yasa ile bir bölüm memurun işine geri dönmeleri sağlanmıştır.” Tüm bu olumlu gelişmelere rağmen halen hakları ihlal edildiğini söyleyen bir kısım mağdurların taleplerine de kulak vermek ve bu taleplerin gereğini yerine getirmek başta yargı, yürütme ve yasama olmak üzere herkesin üzerine düşen önemli bir görevdir. 28 Şubat Postmodern Darbesinin neden olduğu insan hakları ihlalleri ve halen devam eden mağduriyetlerin bir an önce giderilmesinin de bir insan hakkı talebi olduğu kuşkusuzdur.

Editör: TE Bilisim