Sultan III. Ahmed Dönemi'nde Osmanlı Devleti'nin dış siyasetini hangi antlaşmanın etkileri nelerdir sorusu sıkça araştırılıyor. Bazen yarışmalarda bazense ödevlerde çıkan bu sorunun cevabını sizler için derledik. Konu ile alakalı tüm detaylara haberimizden ulaşabilirsiniz...

Sultan III. Ahmed Dönemi'nde Osmanlı Devleti'nin dış siyasetini hangi antlaşmanın etkileri belirlemiştir?

Nihayet Avusturyalılar’ın Niş yöresine kadar inmeleri üzerine, Nevşehirli Damad İbrâhim Paşa’nın sadâreti döneminde Pasarofça Antlaşması imzalandı (21 Temmuz 1718). Bu antlaşma ile bir yandan Osmanlı Devleti’nin Sırbistan’da daha fazla toprak kaybetmesi önlenmiş, bir yandan da Osmanlı-Venedik münasebetleri normal şekle sokulmuş oluyordu. Ayrıca Ruslar’a Lehistan meselesinde ve mukaddes yerler konusunda yeni haklar tanındı. Böylece Sadrazam İbrâhim Paşa’nın çabalarıyla batıda ve kuzeyde sükûnet sağlanmış oldu.

Doğuda İran ve Afganlılar’la olan münasebetler, saltanatının son senelerinde III. Ahmed’i en çok meşgul eden siyasî meseleyi teşkil etti. Rusya’nın Hazar denizi sahilleri boyunca İran’a girmek ve Basra körfezine inmek istemesi, Şirvan ve Dağıstan bölgesindeki müslümanların Rus baskısı karşısında III. Ahmed’den himaye talebinde bulunmaları ve İran’ın karışık iç vaziyeti gibi sebeplerle, Osmanlı ordusu doğu sınırında emniyeti sağlamak maksadıyla Batı İran şehirlerine girmek mecburiyetinde kaldı. Hatta Derbent ve Bakü meselelerinden dolayı Osmanlılar’la Ruslar Kafkaslar’ın doğusunda karşı karşıya geldiler. Fakat Fransız elçisi Marquis de Bonnac’ın aracılığı ile 23 Haziran 1724’te İstanbul’da İran Mukāsemenâmesi adı verilen antlaşma imzalandı ve bu antlaşma sonunda Osmanlılar’la Ruslar bir kısım İran şehirlerini aralarında paylaşarak gergin duruma son verdiler. Harekete geçen Osmanlı ordusu Gence, Nahcıvan, Hoy, Revan, Merend, Selmas, Sîne, Kirmanşah, Nihâvend ve Hemedan’ı ele geçirdi. Bu mücadelede yenik düşen II. Tahmasb, İran Mukāsemenâmesi’nin şartlarını kabule mecbur oldu. Ancak antlaşma formalitesi tamamlanmadan İran’ın doğusunda ortaya çıkan Mîr Üveysoğulları, II. Tahmasb’ı tahttan indirerek idareyi ele geçirdiler. Antlaşma şartlarını kabul etmeyen yeni İran hâkimi Eşref Han, İran’ın batı şehirlerinin kendilerine bırakılmasını istiyordu. Bunun üzerine, Kasım 1726’da Nihâvend civarında Osmanlı ordusu ile İran-Afgan kuvvetleri karşı karşıya geldi ve bu muharebede Osmanlılar mağlûp oldu. Eşref Han ile imzalanan 4 Ekim 1727 tarihli Hemedan Mukāsemenâmesi’ne, İran’da vaziyetin karışması ve Osmanlı ordusunun yeni bir sefer hazırlığına başladığı haberinin Hemedan’a ulaşması üzerine, Osmanlılar’ın lehine hükümler konulmuş ise de bu mesele III. Ahmed’in saltanatı için bir dönüm noktası olmuştur.

KAYNAK: TDV İSLÂM ANSİKLOPEDİSİ

Editör: TE Bilisim