42 yıldır aralıksız olarak savaşın hüküm sürdüğü Afganistan’da yeni bir iç savaş çıkartmak için seferber olan Batılıların hevesleri kursaklarında kaldı. Taliban’ın kontrolü sağlayamadığı tek yer olan Pençşir Vilayeti’ndeki sözde direniş birkaç gün içinde yok olup gitti.

Ruslara karşı direnişin ünlü komutanı Ahmet Şah Mesud’un ismini taşıyan oğlu Mesud’un başta Fransa ve İngiltere olmak üzere tüm Batılı devletlerin desteğini almasına rağmen kısa sürede mağlup olması sömürgecilerin artık taşeronlarla işlerini yürütemediğinin en önemli göstergesi.

TÜRKİYE DÜŞMANLARI DA MAĞLUP OLDU

Mesud’un tüm uzlaşma çabalarını reddetmesinin ardında tıpkı babası gibi Fransa’ya duyduğu güven yatıyordu. Macron tarafından Paris’te kabul edildiğinde yanında “yeni sömürgecilik” düşüncesinin mimarı Bernard Henry Levy bulunuyordu. Bu kişi TSK’nın PKK’ya karşı başlattığı Afrin Harekatı’ndan önce de ortaya çıkmış ve terörist başlarını Fransa’da eski ve yeni cumhurbaşkanları François Hollande ve Emmanuel Macron ile buluşturmuştu. Bu görüşmelerde PYD-PKK’nın açıkça desteklendiği duyurulduğu gibi Türkiye’nin harekattan vazgeçmesi, aksi takdirde soykırımla suçlanacağı ifade edilmişti. Fakat Türk Ordusu bu buluşmadan iki ay sonra PKK’yı Afrin’de ezdi geçti.

Batılıların iç savaş için umut bağladığı Mesud’un akıl hocası Henry Levy daha sonra Libya’da Türkiye’nin desteklediği meşru hükümete karşı savaşan Hafter’e moral ziyareti sırasında kameralar karşısına çıktı. Hedefinde yine Türkiye vardı. Libya Hükümeti terörü destekleyen bu Fransız sömürgecinin Misrata’ya girmesine izin verenler hakkında soruşturma açtı.

ABD’nin Afganistan’daki kesin mağlubiyetini kabullenemeyenler için Mesud’un ve destekçisi Fransa’nın bölgede bir hafta içinde buharlaşan gücü umarım bir şeyler anlatır. Bu ders, elindeki boş çanağı sömürgecilerin atacağı kemiğe hevesle uzatanlar için.

BATI’NIN HİMMETİYLE BURAYA KADAR

Bir başka ders ise küresel güçlerin himmetine muhtaç sözde İslamcılara. Çünkü Mesud ve çevresindekiler Rus işgali sırasında kurulan Cemiyeti İslami’ye mensuptular. Batılı medya organları tarafından Taliban karşıtı olduğu için seküler gibi pazarlansalar da, aslında İslamcı bir geçmişe sahiptiler. 20 yıl boyunca halkla birlikte hareket edip, Batılı işgalcilere karşı savaşan Taliban karşısında yenilmelerinin sebebi desteği halktan değil, dışarıdan aramalarıydı.

2001’de Taliban’ı mağlup ederken ABD’nin sınırsız ölüm kusan hava desteğine sahiptiler. Bu destek olmadan hiçbir şey yapamadıkları ortaya çıktı. İşgalcilerin pis işlerini yaptılar, kullanıldılar; 20 yıl Afganistan’ı yolsuzluk, uyuşturucu ve rüşvetle yönettikten sonra kirli bir mendil gibi atıldılar.

Umarım ülkemizdeki benzerleri de son Amerikan lastiğine tutunmak zorunda kalmadan bu yaşananlardan ders çıkarırlar.