Hüseyin Türkoğlu / Diriliş Postası

Allahu Teala’nın rızasını kazanmak için âdeta bir sonsuzluk iklimi olan oruç ayı hem ruhen hem de bedenen çok büyük kazanımlar sunar bizlere. Dolayısıyla bu rahmet havuzundan azami ölçüde istifade etmeye gayret gösterilmelidir. Tamamen Allah rızası gözetilerek halis bir niyet ile başlanan arınma ayının bizlere neler kazandırdığını şu başlıklarla özetleyebiliriz:

  • GÜNÜ AYETİ
    De ki; Ey inanan kullarım! Rabb’inize karşı gelmekten sakının. Bu dünyada iyilik yapanlar iyilik bulacaklardır. Allah’ın arzı geniştir. Sabredenlere mükâfatları hesapsız verilecektir. (ZÜMER, 10)

İBADET VE BESLENME DÜZENİ

  • Öncelikle beslenme vakitlerimizi sahur ve iftarla belli bir düzene soktu.
  • Oruç bize irademizin ne kadar sağlam olduğunu gösterdi.
  • Diğer taraftan empati yaparak açlık çeken insanların durumunu idrak etmeye çalıştık.
  • Ramazan ile birlikte ibadetlerimizde bir düzen hâkim oldu.
  • Teravih başta olmak üzere cemaatle namaz kılınması oranı arttı.
  • Sohbetler, vaazlar ve diğer yöntemlerle dinî bilgilerimiz derinleşti.
  • Toplumda şefkat ve merhamet duyguları gelişti.
  • Sadaka ve fitrelerimizi ihtiyaç sahibi Müslümanlara vererek onların evlerinin de şenlenmesine vesile olmanın sevinci yaşandı.

ADLİ VAKALAR AZALDI

  • Oruç tutanlara saygı adına birçok yemek mekânı, iftar saatine kadar iş yerlerini kapattı.
  • Ramazan ayında adli vakalar ve suç işleme oranları azaldı.
  • İftar ve sahurlarda, günümüz şartlarında özler hâle geldiğimiz ‘aile sofraları’na kavuştuk.
  • Hakiki şükrün; fakire, yetime, kimsesize yediğinden yedirmekle, giydiğinden giydirmekle olduğunu kavradık. Mutlu ederek mutlu olmayı öğrendik.
  • Bencillik, kibirlenme, böbürlenme ve düşmanlık gibi duygulardan arındık.
  • Ramazan vesilesiyle birbirimize dua ve mağfiret diledik. Böylece toplumsal dayanışmayı, kaynaşmayı, birlik ve beraberlik duygularını zirve noktaya taşıdık.

GÜZELLİKLER DEVAM ETMELİ

Şüphesiz Ramazan ayının bizlere kazandırdıkları bunlarla sınırlı değil. Bu kutlu ay müminlere daha nice sayısız kazançlar sağlayacak fırsatlar sundu, kapılar açtı. Arzulanan, bu ayda kazandığımız güzel hasletlerin Ramazan’dan sonra da devam etmesi, oruç ayının sağladığı huzur ve mutluluğun ömür boyu sürmesidir.

  • GÜNÜN DUASI
    Allah’ım! Bugünde emrini uygulamak için beni güçlendir, zikrinin güzel tadını bana tattır. Kereminle beni bugünde şükrünü eda etmek için hazırla, hıfzın ve örtünle beni günah ve beladan koru; ey basiretlilerin en basiretlisi!

...

Teheccüd Namazı

Teheccüd nedir?

‘GECE namazı’ anlamına gelen teheccüd namazı (salatül leyl), yatsı namazından sonra henüz uyumadan ya da bir miktar uyuduktan sonra kılınan nafile bir namazdır. Peygamber Efendimizin (sav) devamlı kıldığı bir namazdır ve sevabı çok fazladır. İki rekâttan sekiz rekâta kadar kılınabilir ve iki rekâtta bir selam verilmesi daha makbuldür. Bir hadisişerifte, “Her kim geceleyin uyanır, hanımını da uyandırır ve iki rekât namaz kılarlarsa Yüce Allah’ı çok zikreden erkekler ve hanımlar arasına yazılırlar.” (Ebu Dâvut)

  • GÜNÜN HADİSİ
    Biz Resulullah’ın zamanında hayız olur, sonra temizlenirdik. Hz. Peygamber bize tutmadığımız oruçları kaza etmemizi emreder, kılmadığımız namazlarımızı kaza etmemizi emretmezdi. (TIRMIZÎ)

...

İstanbul'da vatandaşlar türbeleri ziyaret etti İstanbul'da vatandaşlar türbeleri ziyaret etti

'Allah bizi görüyor'

Halife Hz. Ömer, bir gece asayişi kontrol için Medine’nin sokaklarında dolaşıyordu. Gecenin karanlığında önünden geçmekte olduğu bir evden sesler duydu. Bir anne kızına, ertesi gün satacakları süte su katmasını söylüyordu. Kızı ise Halife’nin bunu yasakladığı cevabını veriyordu annesine. Anne ile kız arasındaki konuşma şöyle devam etti:

- Kızım, gecenin bu saatinde Halife yatağında uyuyordur. Nereden haberi olacak?

- Anne! Halife uyuyor olabilir. Ama her şeyi bilen, gören Allah (cc) bizi görüyor. Bunu O’ndan nasıl gizlersin?

Rivayete göre Hz. Ömer, bu kızın güzel ahlakına hayran kaldı. Olayı hanımına da anlattı ve sonra da o kızı, oğlu Asım ile evlendirdi.

...

Zekat Kimlere Verilir

Zekât kimlere verilir?

ZEKÂT ve fitrenin (sadaka-i fıtır) kimlere verilebileceği Kur’an-ı Kerim’de belirlenmiştir (Tevbe suresi, 60). Bunlar; fakirler, düşkünler, esaretten kurtulacaklar, borçlular, Allah yolunda cihat edenler, yolda kalmışlar, zekât toplamakla görevlendirilen memurlar ve kalpleri İslam’a ısındırılmak istenen yeni Müslüman olmuş kimselerdir. Zekât ve fitrenin Tevbe suresinin 60. ayetinde sayılanlar dışında kalanlara verilmesi caiz değildir. Ayrıca zekât verecek kişi bu şartları taşısa bile; anne, baba, büyükanne ve büyükbabalarına; oğul, oğlun çocukları, kız, kızın çocukları ve bunlardan doğan çocuklarına, Müslüman olmayanlara ve karı koca birbirlerine zekât veremez.

Muhabir: Hüseyin Türkoğlu