İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG) tarafından Avrupa’da düzenlenen Kur’an-ı Kerim Tilavet Yarışması, sadece bir yarışma değil; inanç, kimlik ve nesil inşasının sembolü hâline geldi. 37. kez yapılan yarışmanın perde arkasını IGMG İrşad Başkanı Celil Yalınkılıç, Diriliş Postası yazarlarından Murat Kubat’a anlattı.

...

Eli öpülesi öğretmen! Kolu kırıldı, şikayetçi olmadı
Eli öpülesi öğretmen! Kolu kırıldı, şikayetçi olmadı
İçeriği Görüntüle

Avrupa’da yaşayan Müslüman topluluklar için camiler sadece ibadet mekânı değil, aynı zamanda kimliğin korunduğu, yeni nesillere aktarımın sağlandığı merkezler. İslam Toplumu Millî Görüş (IGMG), bu anlayışla yürüttüğü dinî, sosyal ve kültürel faaliyetler kapsamında, Avrupa Kur’an-ı Kerim Tilavet Yarışması’nı artık gelenekselleştirdi. Bu yıl 37’ncisi düzenlenen yarışma, kıtanın dört bir yanından genç hafızları bir araya getirecek.

Yarışmanın tarihini, amacını ve Avrupa’daki Müslüman gençler üzerindeki etkisini konuşmak üzere IGMG İrşad Başkanı Celil Yalınkılıç ile bir araya geldik.

MÜSLÜMAN GENÇLER İÇİN BİR KİMLİK İNŞASI

Murat Kubat: Hocam, bu yıl 37.'sini düzenleyeceğiniz Avrupa Kur'an-ı Kerim Tilavet Yarışması tam 40 yıllık bir geçmişe sahip. Bu yarışma ne zaman ve hangi motivasyonla başladı?

Celil Yalınkılıç: Kur'an-ı Kerim yarışmamız ilk defa 1985 yılında, hafta sonları camilerimizde Kur'an eğitimi alan çocuklar arasında bir heyecan oluşturmak amacıyla başladı. O günün mütevazı şartlarında bu yarışmanın böylesine bir seviyeye ulaşacağı belki de kestirilemiyordu. 85'te başlayan yarışma, zor şartlar nedeniyle üç yıl yapılamamış olsa da 90’lı yıllardan itibaren aralıksız olarak devam etti ve aradan geçen 40 yılda büyük bir ivme kazandı.

G2

Murat Kubat: İlk yıllarda karşılaştığınız zorluklar nelerdi? Geldiğiniz noktada bir kalite artışı yakaladığınızı düşünüyor musunuz?

Celil Yalınkılıç: Avrupa şartlarında yetişen çocuklara Kur’an öğretmek zor bir işti. İlk dönemlerde Kur’an’ı iyi öğreten hoca bulmakta zorluklar yaşanıyordu. Ancak zamanla camilerimiz oturdu, eğitimci eksiği büyük ölçüde giderildi ve bugün gelinen noktada güzel bir kaliteyle karşı karşıyayız. Gençlerimize Kur’an öğretmek ve onların hafızlığına katkı sağlamak bizim için bir ibadettir. Dolayısıyla her ne kadar bir yarışma olsa da biz bir ibadetin inşasına zemin hazırlıyoruz.

KUR’AN’IN GETİRDİĞİ MANEVİYAT GÖNÜLLERE YANSIYOR

Murat Kubat: Bu yarışma hangi yaş gruplarına yönelik yapılıyor? Hafızlık gibi başka kategoriler de var mı?

Celil Yalınkılıç: Yarışmamız iki yaş grubuna hitap ediyor: 10-13 ve 14-18 yaş arası. Bu gruplama hem ses gelişimi hem de Kur’an eğitimindeki ilerleme seviyesini dikkate alarak belirleniyor. Değerlendirme süreci ise oldukça titizdir; yarışmacılar mahreç, tecvid kurallarına riayet, eda, kıraat usulü, ses tonu ve nefes kontrolü gibi kriterlere göre değerlendiriliyor. Amaç sadece güzel okumak değil, Kur'an’ın maneviyatını hissetmek ve o hissi gönüllere yansıtmaktır.

Bu yarışma bir hafızlık yarışması değildir; çünkü hafızlık için ayrı bir organizasyonumuz mevcut. Burada amaç, Kur’an-ı Kerim’i yüzünden en güzel şekilde okumaktır. Jüri üyelerimizi ise alanında uzman hocalarımızdan oluşturuyoruz. Hatta geçmişte bu yarışmalarda dereceye girmiş olan gençlerimiz bugün artık jüri koltuğunda oturuyor.

G3

Murat Kubat: Yarışmaya katılan gençlerin hayatında bu deneyim nasıl bir iz bırakıyor?

Celil Yalınkılıç: Bu yarışma bir eğitim yolculuğudur. Her yarışmacı hocasının rehberliğinde haftalarca özel dersler alır. Bu süreçte sadece tilavet değil; Kur’an’a yaklaşım bilinci, saygı ve ihlas da öğretilir. Yarışmanın en büyük kazancı, gençlerin Kur’an’la kurduğu duygusal bağdır. Kimisi mühendis, kimisi doktor olur ama bu yarışmada kazandıkları ruh, onları hayatları boyunca istikamet üzere tutar. Bugün o gençlerimiz camilerde ders veriyor, hutbe okuyor, teşkilatın farklı alanlarında hizmet ediyor. Bu zincir hiç kopmuyor.

İMANLA BÜYÜYEN, ÖZGÜVENLİ VE BİLİNÇLİ BİREYLER

Murat Kubat: Bu tür organizasyonların Avrupa'da düzenleniyor olmasının kültürel ve dini açıdan önemi nedir?

Celil Yalınkılıç: Avrupa'da bir Müslüman gencin kimliğinin inşasında bu yarışmaların çok önemli olduğuna inanıyoruz. Müslüman toplulukların artık burada kalıcı hale gelmesiyle camilerimiz ve eğitim sistemimiz güçlendi. Kur’an’ı güzel okuyan gençlerin yetişmesi, onlara güçlü bir özgüven kazandırıyor. Bu yarışma sadece bir ses yarışması değil; Avrupa’daki Müslüman varlığının sembolüdür. Her yarışmacı, Kur’an’ın sönmeyen bir ışığıdır ve her yıl “Oku! Rabb’inin adıyla oku” emri Avrupa semalarında yeniden yankılanıyor.

Murat Kubat: Peki bu yarışmaya Avrupa'nın kaç ülkesinden katılım sağlanıyor?

Celil Yalınkılıç: Yarışmanın adı Avrupa Kur’an-ı Kerim Tilaveti Yarışması ama kapsamı artık kıtalar ötesine ulaştı. Almanya, Hollanda, Belçika ve Avusturya ile başlayan süreç bugün Avustralya ve Amerika’dan bile katılımcıların yer aldığı bir hale geldi. Katılım genişledikçe etki alanı da büyüdü. Asıl kazanım ise bu yarışmanın Avrupa’daki camilerimizde Kur’an eğitimi almış gençler arasında yapılmasıdır. Bu yönüyle yarışma bir kuşak inşasının aynasıdır.

Celilyalçınkılıç

ULUSLARARASI BULUŞMA SINIRLARI AŞIYOR

Murat Kubat: Son olarak, bu yarışmanın geleceğine dair hedefleriniz nelerdir?

Celil Yalınkılıç: İlk yıllarda 200-300 kişiyle başlayan yarışmalar bugün 5 bin kişilik salonları dolduruyor. İnsanlar otobüslerle, uçaklarla binlerce kilometre yol katediyor. Hatta Avustralya’dan sadece bu yarışmayı izlemek için gelen kardeşlerimiz oluyor. Bu da bize gösteriyor ki, Kur’an’ın sesi sınır tanımıyor. İlerleyen yıllarda bu yarışmanın dünya çapında bir organizasyona dönüşeceğine inanıyorum. Şimdiden sosyal medya üzerinden milyonlara ulaşıyor.

Muhabir: Vildan A.