Dünyanın gözünün içine baka baka 1,6 milyon metrekarelik Doğu Türkistan toprağını izole eden Çin, bölgede yaşayan Müslümanlar’ı sebepsiz yere rehin alıyor, işkenceye maruz bırakıyor ve katlediyor. Asimilasyonun hafif kaldığı bunca zulüm karşısında sessiz kalmanın vebali bir yana tarihi, etnik, kültürel ve dini bağlarımızın gereği olarak acilen laf değil çözüm üretmek gerekiyor. Özellikle Türkiye’nin devlet gücüyle Çin’e karşı izleyeceği politikaların bu süreçte üstleneceği rol hayati önem taşıyor.

Uygur Akademisi’nin Doğu Türkistan raporu

Türkiye’nin Çin’e karşı hassasiyetlerini ortaya koyan bir Doğu Türkistan politikası olmalıdır.

Çin’in Doğu Türkistan’da kurduğu kampları ve başka insanlık dışı uygulamalarını özgürce araştırmak için Türkiye bir heyet göndermelidir.

Yurt dışında yaşayan binlerce Doğu Türkistanlı’nın ailesi ve yakınlarıyla iletişim kurabilmesi için Dışişleri Bakanlığı, Çin Büyükelçiliği ile görüşmelidir.

Çin rejimi tarafından rehin alınan Türk vatandaşlarıyla eş ve akrabalarının bir an önce Türkiye’ye getirilmesi için adımlar atılmalıdır.

Hiçbir Doğu Türkistanlı, gerekçesi ne olursa olsun, Çin’e iade edilmemesi yönünde resmi yasa çıkartılmalıdır.

Türkiye’de ana akım medyalarda Doğu Türkistan hakkında program ve haberlerin yapılmasına izin verilmelidir.

Türkiye’de devlet tarafından sorunların tespiti ve çözüm üretmek için Doğu Türkistan Araştırma Merkezi kurulmalıdır.

Türkiye liderliğinde İslam İşbirliği Teşkilatı’nda Doğu Türkistan Komisyonu kurularak dini baskılara karşı mücadele verilmelidir.

Türkiye liderliğince Türk Konseyi’nde Doğu Türkistan Komisyonu kurularak etnik baskılara çözüm üretilmelidir

Eşleri ve velileri Doğu Türkistan’da kamplarda ve ceza evlerinde olan kadınlara ve çocuklara sosyal yardım yapılmalıdır.

Editör: TE Bilisim