Arifan Külliyesi Vakıf Başkanı Ömer Faruk Akkaya salgın anında yapılacakları “Resulullah, sosyal mesafeyi korumayı emrediyor” diyerek ve ilgili hadis-i şerifleri paylaşarak salgın anında Müslümanların uyması gereken kuralları açıkladı.

‎عَنْ عَبْدِ اللهِ بْنِ أَبِي أَوْفَى رَضِيَ اللهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ صَلَّى اللهُ عَليْهِ وَسلَّمَ: كَلِّمِ الْمَجْذُومَ وَبَيْنَكَ وَبَيْنَهُ قَيْدُ رُمْحٍ، أَوْ رُمْـحَيْنِ.

Abdullah b. Ebi Evfa Radıyallahu Anh anlatıyor: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

“Cüzzam hastalığı olanla seninle onun arasında bir veya iki mızrak mesafe olduğu halde konuş.”

(bk. Ebu Nuaym el-İsfahanî, Et-Tıbbu’n-Nebevi, c. 1. s. 355. H.No: 292.)

‎عَنْ فَاطِمَةَ بِنْتِ الْحُسَيْنِ، عَنْ أَبِيهَا الْحُسَيْنِ بْنِ عَلِيٍّ، عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: «لا تُدِيمُوا النَّظَرَ إِلَى الْمَجْذُومِينَ، وَإِذَا كَلَّمْتُمُوهُمْ فَلْيَكُنْ بَيْنَكُمْ وَبَيْنَهُمْ قَيْدَ رُمْحٍ» .

Fatıma b. El-Hüseyn, Babası Hüseyn b. Alî Radıyallahu Anhuma tariki ile Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle buyurduğunu rivayet etmiştir.

“Cüzzamlı hastalara bakışınızı devam ettirmeyin. Onlar ile konuştuğunuzda da sizinle onlar arasında bir mızrak boyu mesafe olsun.”

(bk. Ebu’l-Hasan, Nureddin, Ali b. Ebi Bekir b. Süleyman el-Heysemi, El-Maksadu’l-Ali fî Zevaidi Ebi Ya’la el-Mevsılî, c. 4. s. 299. H.No: 1558.)

‎عَنْ عَمْرِو بْنِ الشَّرِيدِ، عَنْ أَبِيهِ، قَالَ: كَانَ فِي وَفْدِ ثَقِيفٍ رَجُلٌ مَجْذُومٌ، فَأَرْسَلَ إِلَيْهِ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ «إِنَّا قَدْ بَايَعْنَاكَ فَارْجِعْ»

Amr b. Eş-Şerid babasından nakille anlatıyor;

“Sakif heyetinin içerisinde cüzzamlı bir adam vardı. Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem o adama bir haberci göndererek “Biz senin biatını kabul ettik, sen şimdi geri dön.” buyurdu.

(bk. Müslim, Sahih, Tıb, 27, H.No: 126)

Yani cüzzamlı hasta ile görüşmedi, onun gönlünü incitmeden, biatını kabul ettiğini artık geri dönebileceğini elçi ile ona haber verdi.

Bu hadis-i şerifler, bulaşıcı salgınlarda veya nasıl yayıldığı bilinmeyen hastalıklarda kişiler arasında mesafenin olmasını emretmektedir.

Bulaşıcı hastalığı olanların insanların arasına ve kalabalıklara girmelerine yasak getirilebileceğini taun, veba ve cüzzam hastaları ilgili rivayetlerden açıkça ile anlamaktayız.

İbn Mulekkin, Buhari üzerine yazdığı şerhinde bu durumu şöyle ifade etmektedir;

‎ويمنع أيضًا من المسجد و الدخول بين الناس و الاختلاط بهم، كما روي عن عمر  رضي الله عنه أنه مر بامرأة مجذومة تطوف بالبيت، فقال لها: يا أمة الله، اقعدي في بيتك ولا تؤذي الناس

“Mescide, insanların arasına girmesine ve toplum arasına karışmasına engel olunur. Hz. Ömer Radıyallahu Anh, cüzzamlı bir kadının Kâbe’yi tavafa girdiğini görünce ona “Ey Allah’ın kulu! Evinde otur ve insanlara eziyet etme” buyurarak kadına Kâbe’yi ve mescidi yasaklamıştır.

(bk. İbn Mulakkin, et-Tevdîh li Şerhi’l-Cami’i’s-Sahih, c.27. s.426.)

Yine İbn Mulakkin bu konudaki hadis-i şerifin şerhinde; “Hastalık hafif dereceli ise hastalar köylerinden çıkmazlar, cemiyetin içine ve çarşıya girmezler. Şayet hastalık derecesi artmış ise bu hastalar için özel bir alanın oluşturulması gerekir. İnsanların maişetlerini ve rızıklarını ulaştıran adil bir devlet idarecisi varsa alış veriş yapmalarına dahi mani olunacağı” (bk. age. c.27. s. 426.) cümleleri ile ulemadan yaptığı bu nakiller sosyal mesafeyi korumanın önemine dikkatlerimizi çekmektedir.

Sosyal mesafe kurallarına riayet etmek kul hakkıdır ve ihlali durumunda hastalığı yayan her bir taşıyıcı hastalanan kişilerin hastalanması durumunda insanlara zarar vermek vebalini ve hastalık bulaştırdığı kişinin ölmesi durumunda can kaybına vesile olmak vebalini işlemiştir.

Her şeyin en doğrusunu bilen Allah Teala’dır.

Editör: TE Bilisim