İbrahim Seçkin Talaş / Özel Haber - Türkiye’nin gelecek yıllarda bölgesel ve küresel enerji piyasasında kat edeceği mesafelerin başlangıcı olan Milli Enerji ve Maden Politikası sahada sonuç vermeye devam ediyor. Sakarya Gaz Sahası’nda Tuna 1 ve Amasra 1 kuyularında keşfedilen rezervlerin ardından 540 milyar metreküpe çıkan doğalgaz keşfi, milli enerji politikasının bir sonucu olarak ortaya çıktı. Karadeniz’de Fatih ve Kanuni sondaj gemilerinin faaliyetleriyle ‘yok denen doğalgaz’ keşfedilmeye başlandı.

SONDAJ GEMİLERİNİN GÖZÜ OLDU

Türkiye, nesilden nesle aktarılan gücünü bilim ve teknolojiyle harmanlayıp petrol ve doğalgaz arama faaliyetleri için kullanmaya başladı. Sahada sondaj gemileriyle yürütülen çalışmalara destek sağlayacak her türlü ekipmanı da yerlileştirme amacı taşıyan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Fatih sondaj gemisine derin denizde eşlik edecek Kâşif isimli sualtı robotunu da üretmeyi başarmış ve Tuna 1 kuyusunda keşfedilerek denizlerdeki ilk müjde olan 320 milyar metreküplük doğalgaz rezerviyle duyurmuştu.

SİYASİ SEBEPLERLE KİRALAMADILAR

Görüş mesafesinin sıfıra indiği, oksijen oranının olmadığı derin denizde Fatih ve Kanuni gemilerinin gözü olan Kâşif olmadığı takdirde doğalgaz arama çalışmaları başlamadan bitebilir, milyonlarca dolarlık yatırımlar limana çekilebilirdi. Kâşiften önce Fatih için kiralanması düşünülen sualtı robotlarını türlü siyasi sebepler öne sürerek vermeyen firmalar, Türkiye’nin Karadeniz ve Akdeniz’deki haklarını korumakta kararlığını anlayamadı. Dünyadaki birçok firmanın 2 yıldan az sürede teslim edilemeyeceğini belirttiği sualtı robotunu, Türk mühendisler özverili çalışmalarıyla 5 ay gibi kısa bir sürede tamamladı.

İLK MÜJDEYLE DUYURULMUŞTU

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendi sınıfında en güçlü ROV sistemine sahip olan Kâşifi, “Fatih sondaj gemimiz ekipmanın ve ekibin millileştirilmesi yolunda önemli bir adımdı. Şimdi yeni bir adım daha atarak uzaktan kumandalı ileri teknoloji ürünü denizaltı robotumuzu da yerli ve milli imkanlarla petrol sektörümüze kazandırdık. ‘Kâşif’ adını verdiğimiz bu denizaltı robotu sayesinde yüzlerce metre derinlikteki ihtiyaç duyulan elektrik ihtiyacını ve video görüntülerini uzaktan kumandayla hiçbir riske girmeden elde edebileceğiz” sözleriyle tanıtmıştı.

YERLİLİK ORANI YÜZDE 65’E ÇIKTI

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, 18 Ekim 2020’de denizaltı robotu olarak tanımlanan Kâşifin yüzde 53 yerlilik oranıyla Fatih’e eşlik ettiğini açıklamış daha sonrası için hedeflenen yerlilik oranının yüzde 70 olduğunu söylemişti. Kanuni sondaj gemisiyle sınıfının ikinci robotu olan ve derin denize gözcülük eden Kâşifin yerlilik oranı yüzde 65’e çıkarıldı. Robotik kollarıyla derin denizdeki bilgileri gerekli olan elektriği ve video verilerini aşağı ve yukarı aktarma kabiliyeti de bulunan Kâşif, denizdeki kablonun gerilimini ayarlayıp salınmayı engelleyebiliyor. Kâşifte güçlü itiş gücüne sahip yedi elektrik tahrik motoru ve teknik kollarla el aletlerinde kullanılmak üzere geliştirilen hidrolik güç ünitesi bulunuyor.

Kâşif nasıl çalışıyor?
İş Sınıfı Uzaktan Kumandalı Sualtı Robotu Kâşif, 3000 metre derinliğe kadar inerek gerçekleştirilecek operasyonlarda sahip olduğu farklı özellikteki kameralarıyla deniz yüzeyinde bulunan platforma eş zamanlı görüntü aktarımı yaparak sondajlara gözcülük ediyor. Ayrıca kesme, conta değiştirme, valf açma/kapama, kuyu başı temizleme işlemlerini de 24 saat çalışma prensibiyle gerçekleştiriyor. Türkiye’nin derin denizdeki gözcüsü Kâşifle, Akdeniz ve Karadeniz’de başlatılan hidrokarbon arama faaliyetleriyle enerjide dışa bağımlılığın azaltılması hedeflenirken, Türkiye’nin bu alanda söz sahibi ülkeler arasına girmesi sağlanacak.
Editör: TE Bilisim