Pakdemirli, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, Antalya'nın Manavgat ilçesindeki Orman Yangın Yönetim Merkezi'nde gazetecilere yangınlarla ilgili açıklama yaptı.

Bir gazetecinin mücadelede kullanılan uçaklarla ilgili sorusu üzerine Pakdemirli, orman teşkilatının son teknolojiyle çalışmalara katıldığını belirtti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatlarıyla 4 bakanın Antalya'da olduğunu, çalışmaları yerinde incelediğini aktaran Pakdemirli, mücadeleleri istismar etmek amacıyla uçaklar üzerinden tartışmalar ortaya atıldığını dile getirdi.

Orman teşkilatının, insan kaynağı ve gerekli donanım açısından dünyanın en iyi teşkilatlarından biri olduğunu vurgulayan Pakdemirli, şunları kaydetti:

"Bir eksik müdahale var mıdır? Asla yok. Burada 'son teknoloji, insansız hava araçları, insansız hava helikopterleri' diyoruz. Hala antikacı dükkanı gibi 1960'lardan kalma uçakları kullanalım tarzında açıklamalar yapılıyor. Bu bizleri üzmekten başka bir şey değil ama bizim işimiz matematik. Orman teşkilatı bunları istemediği için, bunları kullanmayı 2-3 sene evvel bıraktık. Son teknoloji, çok daha iyi olan, çok daha su atan, çok daha verimli uçaklar kullanıyoruz."

"8 ila 10 büyük yangını koordine etmek zorunda kaldık"

Teşkilatta 27 olan helikopter sayısının 39'a çıktığını belirten Pakdemirli, uçaktan daha fazla su atan helikopterleri kullandıklarına dikkati çekti.

Pakdemirli, THK ile herhangi bir problemlerinin olmadığına işaret ederek şöyle konuştu:

"THK'nin elindeki uçaklar saatte 12 ton su atıyor en fazla. Elimizdekiler 84 ton, 7 misli su atıyor. Havada neyi uçurduğumuzun değil, yere ne kadar su attığımızın önemli olması lazım. İhale sistemiyle alım yapıyoruz. Envanterimizde yangın söndürme uçağımız yok, yangın söndürme helikopterimiz yok. Bu ezelden beri de böyle. Ancak envantere uçak alımı ile ilgili de Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla da çalışmalara başladık. İhalesini de inşallah bu sene içerisinde tamamlamış olacağız."

Teşkilatın iyi niyetle ve çok yoğun şekilde çalışma yürüttüğüne değinen Pakdemirli, gereksiz tartışmaların teşkilatın moralini bozduğunu bildirdi.

Şu anda yoğun ve birden fazla yangınla karşı karşıya kaldıklarını aktaran Pakdemirli, "Geçen sene 8 büyük yangın çıktı, dün ise 8 ila 10 büyük yangını koordine etmek zorunda kaldık. Yani bu her zaman olan bir şey değil. Son birkaç güne özel bir koordinasyon gerektirdi. Bu anlamda biraz yangınlarımızın kontrol altına alınıyor olmasıyla gecikmeler olabilir ister istemez. Uzun zamana yayılması gereken yangınların bir anda bir araya gelmesiyle güçlerimizin de çok farklı noktalarda mücadeleye girmesinden sebeptir." ifadelerini kullandı.

"Yangınlar konusunda herkesin şüphesi var"

Bakan Çavuşoğlu ise bir gazetecinin, Manavgat'ta şüpheliler ile vatandaşlar arasında gerginlik yaşandığına ilişkin sorusu üzerine, aynı anda Türkiye'nin her yerinde yangınlar başlayınca kimin yaptığı konusunda herkesin şüpheleri olduğunu dile getirdi.

Tüm kurumların bununla ilgili bir çalışma yürüttüğüne dikkati çeken Çavuşoğlu, "Sadece Manavgat'ta üç, dört yerden birden yangın başladı. Sonra Akseki'de başladı, orada dün yine başladı. Alanya, Gazipaşa, Gündoğmuş ilçesinde yangınlar var, onların hepsini takip ediyoruz. Türkiye'nin farklı yerlerinde aynı anda aynı bölgede dört, beş ayrı yerde birden yangın başladı. Bununla ilgili çalışmalar sürüyor. Diğer taraftan bazı şüpheliler de gözaltına alındı." değerlendirmesinde bulundu.

"Manavgat'ta, jandarma ve polisimizin tespitine göre, Antalya merkezden gelen 3 kişi, buradaki mahallemizdeki kişilerin kimlik sormasıyla başlayan tartışmadan sonra 'kundaklama' suçlamasıyla bir gözaltı olayı oldu. Jandarmamız olaya el koydu." diyen Çavuşoğlu, vatandaşlarla polis ve jandarma arasında bir gerginlik olduğunu dile getirdi.

Gerginliğin uzun sürdüğünü anlatan Çavuşoğlu, şöyle devam etti:

"Vatandaşlar, şüpheli kişilerin oradan bırakılmasına değil, kendilerine teslim edilmesi talebinde bulunmuşlar. Birkaç saat bu gerginlik sürünce bize haber verdiler. Ben de hemşehrileri olarak gittim. Vardığım zaman patlama noktasına gelmiş bir gerginlik vardı. Bize de hatta 'Suçluları korumaya mı geldiniz?' gibi suçlamalarda bulunmaya kalktılar. Fakat daha sonra vatandaşlarımızın arasına girerek, onlarla konuşarak, durumu anlatarak, şüpheli bir kişinin suçluymuş gibi muamele görmesinin doğru olmadığını, devletin kanunlarının, kurallarının olduğunu, suçluysa da Türkiye Cumhuriyeti'nin ilgili ceza kanunları var. Bu kanun çerçevesinde muamele göreceklerini, fakat bu şüphenin ortadan kalkması için bu soruşturmanın yapılması gerektiğini vatandaşlarımıza dilimizin döndüğü kadar anlatmaya çalıştık.

Sadece Manavgat'tan değil, Serik'ten, Alanya'dan gelen vatandaşlarla binlerce kişinin orada biriktiğini gördük. Eğer bir şey varsa 'Bunun arkasında ne var, bağlantıları ne?' soruşturmanın da yapılması gerektiğini söyledik. Her şeyden önce böyle her vatandaşın birisini şüpheli gördüğünde ya da suç işlediğinde orada bir kavga bıçaklama da olmuş. O herkesin gördüğü somut bir suç. Ama her şüpheden sonra herkes birbirini linç etmeye kalkarsa olmaz, devletin nizamı, kuralları var, bunları anlattık."

Bakan Çavuşoğlu, can ve mal kaybı olduğunu, insanların hayvanlarının, evlerinin, arazisinin yandığını, bunların etkisiyle tepki verdiklerini dile getirdi.

Vatandaşın, polisini, jandarmasını sevdiğini vurgulayan Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Dün akşam gerginlik oldu, çok şükür sonra sakinleştirdik, kucaklaştık ve ufak tefek itiş kakışlar olmuş. Bu arbede de oluyor bu tür gerginlik ortamında. 3 şüphelinin güvenlik, emniyet güçlerimiz tarafından gerekli incelemelerin yapılması için ilgili gözaltı işlemi başladı. Dün akşamki gerçekten büyük bir gerginlikti. Biz de gittik, o gerginliği sakinleştirmek için elimizden geleni yaptık. Bunu başka yerlere çekenler de olmuş, 'yangından dolayı protesto edildi' falan diye. Doğru, bize de tepkiler oldu vardığımızda ama daha sonra vatandaşımıza anlatınca o tepkiler gittiği gibi tam tersi kucaklaştık. Sonra telefonla birçoğunu aradım teşekkür ettim. Onlar bize yardım etmeye başladı. Olay büyümeden gerekli işlemler yapıldı."

Editör: TE Bilisim