Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci’nin çağrısıyla CHP ve İYİ Parti İl Başkanları ve üyeleri Atakum Belediyesi önünde basın açıklaması yaptı.

 ‘HACİZ UYGULAMASI HUKUKSUZ’ DEDİLER

Basın açıklamasında konuşan CHP Samsun İl Başkanı Fatih Türkel, “Atakum halkına hizmet veren personelinin de maaşlarının yattığı ve yasa ile korunma altına alınmış resmi hesaplara haciz konuldu. Bu bir ilktir ve hukukta bir karşılığı yoktur. Bunun uygulamada da bir karşılığı yoktur ve zulümdür. Bu Atakum halkına çektirilmek istenen bir zulümdür. Sizin bin 300 Atakum personelinin ekmeği ile ne işiniz var? Burada insanlar asgari ücret ile evine ekmek götürmeye çalışıyor. Kimsenin ekmeğiyle, aşıyla oynatmayacağız” dedi.

AK PARTİ’YE SALDIRDILAR

Akasyamhaber.com'un haberine göre; AK Parti milletvekillerine de seslenen Türkel, “Bu vebal sizindir. Söyleyin atanmış bürokratınıza aklını başına alsın. Aksi takdirde Cumhuriyet Halk Partisi olarak ‘Siz mi randevu verdirmiyorsunuz? Siz mi engel oluyorsunuz? Siz mi Atakum halkının hizmetinin önüne ket vuruyorsunuz?’ deriz. Buradan tüm kamuoyunun önünde bir kere daha söylüyorum. Sokağa çıkamazsınız. Atakumluların yüzüne bakamazsınız. Bugün Atakum Belediyesi’nin önündeyiz, yarın AK Parti’nin önünde basın açıklamamızı yaparız, öbür gün İller Bankası Genel Müdürlüğü önünde açıklamamızı yaparız, Atakumluların yüzüne bakamayacak hale getiririz. Yarın Atakum halkından oy isteyeceksiniz, iktidarınızın devamını isteyeceksiniz. Yapmayın. Eşit davranın, hakça davranın. Partinizin isminde adalet var, onu da hatırlatalım size” diye konuştu.

PEKİ, ASLINDA NE OLDU?

Süperonline gibi özel bir firmanın parasını ödemedikleri için hesaplarına haciz gelen Atakum Belediye Başkanı Cemil Deveci bu sefer de İYİ Parti Atakum İlçe Başkanı Av. Selen Gülhan Çam ve CHP Atakum İlçe Başkanı Turgay Özçelik’i kandırarak belediyenin önünde Ak Parti’ye ve AK Parti Samsun Milletvekillerine hakaret ettirdi.

Halbuki işin aslı hiç de öyle değildi. İşte Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin emsal kararı:

Haciz konulan borçlu belediyenin banka hesaplarında vergi, resim ve harç gelirleri olduğu gibi haczi kabil paraların da bulunduğu görülmektedir.

Haczedilen hesap bu hali ile havuz hesabı niteliğindedir.

Hesabın sürekli işlem görüyor olması ve sürekli yatan ve çekilen paraların bulunması karşısında kalan bakiyenin vergi, resim ve harç gelirinden mi, yoksa haczi kabil paralardan mı oluştuğunun belirlenmesine imkân yoktur. Bu şekilde haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraları karıştırmak suretiyle havuz hesabı oluşturan borçlu belediyenin, iddiasını ispat imkânını kendisi kaldırmıştır.

Borçlu belediyenin haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paralarını ayrı hesaplarda tutması yerine havuz hesabı oluşturmasının da iyi niyetle bağdaşmayacağı tartışmasızdır.

Borçlu belediyece haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraların aynı hesapta toplanması ve birbirine karıştırılması, haczedilmezlik hakkından feragat olarak kabul edilmelidir.

DAVA: Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR:

1 ) Tarafların iddia ve savunmalarına, dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere ve kararın gerekçesine göre borçlunun temyiz itirazlarının reddine;

2 ) Alacaklının sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

5393 Sayılı Belediye Kanunu'nun 15/son maddesinde; "Belediyenin kamu hizmetinde fiilen kullanılan malları ile, belediye tarafından tahsil edilen vergi, resim, harç gelirleri haczedilemez." düzenlemesine yer verilmiştir. Bu maddeye göre belediyenin haczedilmezlik şikâyetinin kabul edilebilmesi için mahcuzların kamu hizmetinde fiilen kullanılması zorunludur.

İcra ve İflas Kanunu ve takip hukuku ilkelerine göre asıl olan alacaklının alacağına kavuşmasını sağlamak olduğundan, kural olarak borçluların tüm mallarının haczi mümkündür. Bir malın haczedilememesi için yasal düzenlemenin bulunması zorunludur. Haczedilmezlik istisnai bir durum olduğundan, bu yöndeki düzenlemelerin de dar yorumlanması gerekir.

Bu şekilde haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paraları karıştırmak suretiyle havuz hesabı oluşturan borçlu belediyenin, iddiasını ispat imkânını kendisi kaldırmıştır. Borçlu belediyenin haczi kabil olmayan paralar ile haczi mümkün olan paralarını ayrı hesaplarda tutması yerine havuz hesabı oluşturmasının da iyi niyetle bağdaşmayacağı tartışmasızdır.

SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda 2 nolu bentte yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (bozulmasına) karar verildi.  

Editör: TE Bilisim