Bursa'da, diş ağrısı nedeniyle gittiği özel klinikte bir dişi çekilen ve dört dişine dolgu yapılan 5 yaşındaki Deniz Sönmez, tedavi sonrası rahatsızlanarak hastaneye kaldırıldı. Bu davanın ilk duruşmasında savcı mütalaasını verdi.
Ebeveynler Elena ve Aydın Sönmez, tek çocukları Deniz'i diş ağrısı şikayetiyle 2023 yılı Kasım ayında, özel diş kliniğinin Osmangazi ilçesindeki şubesine götürdü. Muayene sonunda dişlerinde çürük belirlenen Deniz'e 10 Kasım için operasyon randevusu verildi. İddiaya göre, genel anesteziyle gerçekleştirilen operasyonda bir dişi çekilen, dört dişine dolgu yapılan çocuk, anestezinin etkisi geçince rahatsızlandı. Ağzında yoğun kanama, ateş ve titreme yaşayan Deniz, şikayetlerinin anesteziye bağlı olduğu söylenerek ilaç yazılıp taburcu edildi. Eve döndükten yaklaşık 20 dakika sonra fenalaşan Deniz, ailesi tarafından Dörtçelik Çocuk Hastanesi'ne götürüldü, ancak 13 Kasım'da oksijen yetersizliği nedeniyle hayatını kaybetti. Ölümünün şüpheli bulunması üzerine Bursa Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı ve İl Sağlık Müdürlüğü de inceleme yaptı. Diş kliniği bir süreliğine kapatıldı.
SUÇ DUYURUSU
Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı'nın başlattığı soruşturma kapsamında ifadeleri alınan Elena ve Aydın Sönmez çifti, çocuklarının ölümünde kusuru bulunan, kurum ve görevliler hakkında suç duyurusunda bulundu. Savcılık soruşturması sonrası tutuksuz sanıklar, diş hekimi A.S., anestezi uzmanı L.O., mesul müdür K.G.Y. ile anestezi teknikeri G.K. hakkında, asliye ceza mahkemesinde, 'Bilinçli taksirle ölüme neden olma' ve '3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun 11'inci maddesine muhalefet' suçlarından dava açıldı.
YARGILAMA BAŞLADI
Deniz Sönmez’in ölümüyle ilgili dava bugün görülmeye başlandı. 44'üncü Asliye Ceza Mahkemesi’nde, Deniz Sönmez’in anne ve babasının hazır bulunduğu duruşmaya, tutuksuz sanıklar diş hekimi A.S., anestezi uzmanı L.O. ve mesul müdür K.G.Y. ile tarafların avukatları katılırken G.K. ise gelmedi.
Mahkemede ifade veren diş hekimi A.S., 'Hakim Bey, ben yeni mezunum. 23 yaşında bir hekimim. Çalıştığım iş yerine geldiğimde hep sedasyon işlemi yapılıyordu. Çocuk, ağzına sıktığımız spreyden bile korkuyordu. Bu nedenle, sedasyon işlemine karar verdik. Olay günü son derece basit işlemler yaptık. İşlemden sonra anormal bir duruma rastlamadık. Hastanın bilincinin yerine geldiğini görünce aileyi eve yolladık" dedi.
Anestezi uzmanı L.O ise savunmasında, "Ben, sedasyon işlemi için içeriye girdim. İşlemi gerçekleştirdim. Sonra dışarı çıkıp aileye bilgi verdim. Ardından tekrar içeri girdim. İşlemlerin sonuna doğru diş hekimi içeride çalışmaya devam ederken ben odadan ayrıldım" diye konuştu.
Duruşmada söz alan mesul müdür diş hekimi K.G.Y. ise "Olay günü merkez şubedeydim. Orada bulunmuyordum. Diş hekimi olan A.S. hanımın sesi telaşlıydı. Bana çocuğun fenalaştığını iletti. İlk defa böyle bir şey başıma geliyordu. Şubeyi temsilen ailenin yanında olmak zorundaydım. Diş hekimi arkadaşımın anlattığı kadar ile çocuğa işlem yapıldığı, müşahede altında işlem yapıldığı aktarılmıştır. Hastanın Dörtçelik Çocuk Hastanesi'ne yönlendirildiği söylendi. Kanama olduğu, kanamanın durdurulamadığı anlatıldı. Bu konuyla ilgili fiilen sorumlu olmadığım için beraatimi talep ediyorum" dedi.
'O ACIDAN SONRA EŞİM YAKALANDIĞI HASTALIKTAN, ARTIK ANNE OLAMAYACAK'
Daha sonra söz alan Aydın Sönmez, oğlunun dişi ağrıdıktan sonra iletişime geçtikleri diş kliniğinin kendilerine güvence verdiğini belirterek, "Onlar işlerini düzgün yapmış olsalardı bu olaylar yaşanmazdı. Tecrübelerine güvendiğimiz doktorlar, çocuğumuzun hayatını çaldı. Yavrumuzu kaybettikten sonra ben tansiyon hastası oldum. Eşim ise yakalandığı kadın hastalığı sonrası artık anne olma ihtimali kalmadı. Onlar bizim gelecek ve hayallerimizi çaldılar" diye konuştu.
Sanıklardan şikayetçi olan Elena Sönmez de ölümünden sonra Deniz'in odasına uzun süre gidemediklerini belirterek, şunları söyledi:
"Deniz'i diş rahatsızlığı nedeniyle muayene edilmesi için bu iş yerine getirdim. Çocuğuma anestezi yapıldı. Ben dışarıda beklerken eşim işe gitti. Müdahale başladıktan 5 dakika sonra dışarı çıkan anestezi uzmanı bana, her şeyin yolunda olduğunu söyledi. Bir süre sonra Deniz'i çıkarıp kapalı bir odaya aldılar. Orada hareketlilik yaşandı. ‘Ne oldu?' gibi sorular duymaya başladım. Sonrasında sessizlik hakim olurken, işlem devam ediyordu. Operasyon sonrası diş hekimi ve yardımcısı odadan çıktı. Bana, 'Geçmiş olsun' dediler. Odaya gittiğimde asistanı vardı. Deniz ise titriyordu. Üstüne battaniye örtüp başını okşadım. Ateşinin yükseldiğini hissettim. Bu durumu, yardımcıya ilettim. O da 'Bilmiyorum' diyerek gitti. Asistan bize her şeyin normal olduğunu söyledi. Yanımıza başka kimse gelmedi. Hemşire Deniz'in gözlerini açmaya başladığını görünce kendisi de dışarı çıktı. Oğlumu alıp aşağıya indim. Benden su isteyen Deniz, 'Anne ölüyorum' dedi. Taksiyle evimize gittik. Aydın gelince çocuğumuzun durumunu görünce kliniği aradı. Onlar da bizi Dörtçelik Devlet Hastanesi'ne yönlendirdiler. Gittiğimiz hastanede Deniz'i hemen yoğun bakıma aldılar. Sonrasında yavrum öldü. Hiç kimse bize yardım etmedi. Artık başka çocuk doğurma şansım yok. Bir daha çocuğum olacağına emin değilim, şikayetçiyim" dedi.
SAVCI MÜTALAA VERDİ
Tanıkların dinlenmesiyle devam eden duruşma sonrası mütalaa veren Cumhuriyet savcısı, diş hekimi A.S. ve anestezi uzmanı L.O.’nun 'Bilinçli taksirle ölüme neden olma' suçundan 3 yıldan 9’ar yıla, mesul müdürü K.G.Y.’nin ise 'Taksirle ölüme neden olma' suçundan 2 yıldan 6 seneye kadar hapsini istedi. Savcı, ayrıca 4 sanık için '3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nun Ek 11'inci maddesine muhalefet suçundan da 1 yıldan 3'er yıla kadar hapis cezası talep etti. Mahkeme hakimi duruşmayı karar vermek üzere erteledi.
