Allah cezada acele etmez çünkü... Allah, kullarına ceza vermekte acele etmeyen ve çok bağışlayandır. Eğer Allah insanları yaptıkları günahlar yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde tek bir canlı bile bırakmazdı. Fakat Allah belirlenmiş bir vakte kadar onlara süre tanımaktadır. Çünkü Allah asla vaadinden caymaz.

Rabbimiz, İbrahim suresinde peygamberine hitaben biz kullarını şöyle uyarıyor:

Resûlüm! Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Ancak, Allah onlarıcezalandırmayı, korkudan gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne erteliyor. (İbrahim, 14/42)

Allah, kullarının yaptıklarının karşılığını vereceğini ama onlara belli bir süre tanıdığını çeşitli ayetlerde beyan ediyor.

Manchester United, Müslüman taraftarları için iftar organizasyonu düzenledi Manchester United, Müslüman taraftarları için iftar organizasyonu düzenledi

Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan herkes O’nu tesbih eder. O’nu övgü ile tesbih etmeyen hiçbir şey yoktur. Ne var ki siz, onların tesbihini anlamazsınız. O, ceza vermekte acele etmeyen ve günahları çok bağışlayandır. Gafur ve Halim'dir (İsra, 17/44)                                                                                                         

... Allah günahları çok bağışlayan, ceza vermekte hiç acele etmeyendir. (Maide, 5/101)

Bir de senden acele azap istiyorlar. Hâlbuki Allah asla vaadinden caymaz. Şüphesiz Rabbinin nezdinde bir gün, sizin saydığınız bin yıl gibidir. (Hac, 22/47)

Allah, eceli geldiğinde hiç kimseyi (ölümünü) ertelemez. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.

(Münafikun, 63/11)

Zulmedip dururlarken kendilerine mühlet verdiğim nice memleket halkı vardı ki, sonunda onları yakalayıvermiştim. Dönüş ancak banadır. (Hac, 22/48)

Belirlenen vakit gelinceye kadar…

Eğer Allah insanları yaptıkları günahlar yüzünden hemen cezalandıracak olsaydı, yeryüzünde tek bir canlı bile bırakmazdı. Fakat Allah belirlenmiş bir vakte kadar onlara süre tanıyor. Vadeleri dolunca gerekeni yapacaktır. Allah, kullarını hakkıyla görmektedir. (Fatır, 35/45)

Özellikle peygambere karşı çıkmaları sebebiyle Allah, toplumları çeşitli felaketlerle helak etmiş fakat buna hiçbir güç engel olamamıştır. Bundan böyle de peygamber düşmanlarını bekleyen hazin son budur. Fakat Allah’ın âdeti, günahın cezasını hemen vermek değil, belli bir zamana kadar beklemek şeklinde tecelli etmektedir. Eğer Allah, insanlar tarafından işlenen her zulmün, her günahın, özellikle şirk günahının cezasını hemen verecek olsaydı, yeryüzünden hareket eden en küçük bir canlı bile kalmaz, hepsi helak edilir, dünya yaşanmaz hâle gelir, imtihanın önemi kalmazdı. Bu sebeple Allah, belirlenen vakit geldiğinde eğer kullar verilen fırsatı değerlendirip tövbe etmedilerse kime, nasıl muamele edeceğini takdir edecek ve gereken cezayı verecektir. Çünkü O, kullarını hakkıyla görmekte, hiçbir şeyO’ndan gizli kalmamaktadır.

Fâtır suresinin sonunda yer alan “O’nun kulları” (Fâtır, 35/45) ifadesi, kulluğunun farkında olan seçkin kullara bir teselliyi bildirmekle birlikte, genel manada diğer insanlar için ağır bir azarlamayı hatırlatan heybetli bir uyarıdır. (Hakkın Daveti Kur’an-ı Kerim meali ve tefsiri- Prof. Dr. Ömer Çelik)

Onlara mühlet verilir

Eğer Allah, insanları zulümleri yüzünden hemen cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı bırakmazdı. Fakat onları belirli bir süreye kadar erteler. Ecelleri geldiği zaman ise ne bir an geri kalabilirler ne de öne geçebilirler. (Nahl, 16/61)

... Zulüm genel anlamıyla, “bilgi ve inançta gerçeğin dışına sapmak, yanlış ve kötü olanı yapmak” demek olup en yüce gerçek Allah’ın varlığı ve birliği, en büyük sapma da O’nun varlığına ve birliğine uymayan inançlara sapmak, O’ndan başkasını tanrı tanıyıp kulluk etmektir. Bu sebeple Kur’an’da, “Kuşkusuz şirk çok büyük bir zulümdür” (Lokman, 31/13) buyurulur.

Bundan önceki ayetlerde asıl muhatap alınıp eleştirilenler Mekkeli putperestler olmakla birlikte, bu ayette “Eğer Allah insanları haksızlıkları yüzünden cezalandıracak olsaydı...” buyrularak bütün insanlar söz konusu edilmiştir. Çünkü Mekkeli putperestler şirk ve inkâra, kötülük ve haksızlığa sapanların ne ilkidir ne de sonuncusudur. Bu sebeple Kur’an onlardan söz ederken bütün insanlığa da benzer yanlışları tekrar etmemeleri hususunda öğütte bulunmuş; böylece doğru inanç, güzel ahlak ve iyi yaşayış konularında insanlığı eğitmeyi ve aydınlatmayı amaçlamıştır.

Kuşkusuz eğitimin temel ilkelerinden biri sabırlı ve hoşgörülü olmak, cezalandırmada acele etmemek, eğitilenlere zaman ve fırsat tanımaktır. Bu sebeple ayette Allah’ın, inkârcılar ve zalimler de dâhil olmak üzere çeşitli insan topluluklarını kötülükleri sebebiyle hemen cezalandırmayıp adaleti, merhameti ve keremiyle, belirlenmiş bir sürenin sonuna kadar onlara mühlet tanıdığı ifade buyurulmuştur. Ancak sapkın fikir ve yaşayışlarını sürdürüp hakka karşı direnen toplulukların muayyen bir sürenin sonunda tarih sahnesinden silinip gittikleri de bilinmektedir.

“Canlı” diye çevirdiğimiz ayet metnindeki dabbe kelimesinin sözlükte, insanın dışındaki canlıları ifade ettiği dikkate alınarak; tefsirlerde insanların yaptıkları yüzünden başka canlıların zarar görmesinin sebepleri üzerine görüşler ileri sürülmüşse de burada kelimenin mecaz anlamında kullanıldığı,dolayısıyla hakikatte konunun, din bakımından herhangi bir yükümlülük ve sorumluluk taşımayan hayvanlarla ilgisinin bulunmadığı, ayetin özel olarak insanlar için bir uyarı amacı taşıdığı açıktır. 

Bununla birlikte insanların yaptıkları zulüm, kötülük, haksızlık ve genel olarak yanlış işler yüzünden öteki canlıların da zarar gördüğü bilinmektedir. (Kur'an Yolu Tefsiri Cilt: 3 Sayfa: 411-412)

Kaçmasına fırsat vermez

Ebu Mûsâ el-Eş’arî’den (r.anh) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurdu:

“Hiç şüphesiz Allah, zalime mühlet verir. Onu yakalayınca da kaçmasına fırsat vermez.”

(Buhari, Müslim)

Allah, suçluları cezalandırmada acele davranmaz. Onlara kendilerini düzeltmeleri için fırsat tanır. Onların suçlarından, zulümlerinden ve kötülüklerinden pişmanlık duyup tövbeye yönelmeleri için mühlet verir; onlara süre tanır. Kâfirler, küfürden imana; zalimler, zulümden adalete, asiler isyandan ibadete; günahkârlar, günahtan tövbeye; sapıklar, dalaletten hidayete yönelebilsinler diye... Bu sebeple Allah, cezaları tehir eder; zalimlere, günahkârlara mühlet verir, fırsat tanır fakat onları neticede cezalandırır. İnsan, ömrünün sonuna kadar tövbe kapısının açık olduğunu bilir de bir gün bu kapıya gelirse Allah, tövbeleri kabul eder ve kullarına son derece merhametle muamele eder. Cenab-ı Hakk’ın mühlet vermesinin anlamı budur. Bu sebeple zalimlere de rızık verir; onların dünyada yaşamasına, hatta uzun bir ömür sürmesine imkân tanır. 

Rabbimiz bazen de başkalarına ibret olması için, bazı zalimlerin cezasını dünyada verir. Onların yaşadıkları şehirleri, kasabaları altüst eden tabii afetler gönderir. Kur'an-ı Kerim'de geçmişte bazı kavimlerin nasıl helak edildiği anlatılır. (Nuh, Lut, Ad, Semud, Şuayb kavimleri, Medyen halkı, Firavun ve avanesinin nehirde telef edilmesi gibi...) Cezayı hak edenler; verilen mühleti kötüye kullanan, peygamberlerini yalanlayan ya da hidayete yönelme belirtileri olmayan, zalimliklerini sürdürmede ısrar eden kavimler, milletler ve topluluklardır. 

Whatsapp Image 2025 03 10 At 20.33.47 (1)Bir Konu, Bir Ayet, Bir Hadis

Dosdoğru din

 “Hâlbuki onlara, ancak dini Allah’a has kılarak, hakka yönelen kimseler olarak O’na kulluk etmeleri, namazı kılmaları ve zekâtı vermeleri emredilmişti. İşte bu dosdoğru dindir.”  (Beyyine, 98/5)

İslam'ın beş esası

 “İslam beş esas üzerine kurulmuştur: Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Resulü olduğuna şehadet etmek, namaz kılmak, zekât vermek, haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak.” (Buhari)

HELAL-HARAMLAR

Helal ve temiz nimetlerden yiyin

Ey insanlar! Yeryüzündeki helal ve temiz nimetlerden yiyin. Şeytanın adımları ardınca gitmeyin.

Çünkü o, sizin için apaçık bir düşmandır. (Bakara, 2/168)

“En faziletli kazanç hangisidir?”

Hz. Peygamber’e (sav), “En faziletli kazanç hangisidir?” diye sorulduğunda 

O, “Helal/Makbul bir alışveriş ve kişinin el emeğiyle kazandığıdır.” buyurdu. (İbn Hanbel)

ORUÇ FETVALARI

Oruca engel olur mu?

Ağda veya epilasyon yaptırmak oruca engel olur mu?

Vücuttaki kılların hangi yolla olursa olsun alınması orucu bozmaz. Çünkü oruç, bir şey yemek, içmek ve cinsel ilişkide bulunmaktan dolayı bozulur. Kıl almak veya aldırmak bunların kapsamında olmadığından orucu bozmaz.

Burada şu husus da belirtilmelidir ki kadının erkeğe karşı avret mahalli; eller, ayaklar ve yüzü hariç tüm bedenidir. Kadının kadına karşı avret mahalli, diz kapağı ile göbek arasıdır. Zaruret ve ihtiyaç olmadan bu yerlerin dışındaki bölgelerin başka kadınlara veya erkeklere gösterilmesi caiz değildir. Bu itibarla ağda veya lazerle epilasyon yaptırmak isteyen kişinin, erkek veya kadın olması fark etmeksizin yabancı bir kişiye avret mahallini açması helal olmadığı gibi, bu işlemi uygulayan kişinin de bu kısma bakması ve dokunması helal değildir. (Din İşleri Yüksek Kurulu)

HADİSLERLE İSLAM

İhtiyaç gideren

Salim'in, babası (Abdullah b. Ömer) aracılığıyla rivayet ettiğine göre,

Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: 

“…Kim kardeşinin ihtiyacını giderirse Allah da onun ihtiyacını giderir…”

(Müslim)

Altından değerli

Önce şükür

Gün gelir,

Açmaz dediğin çiçekler açar.

Gitmez dediğin dertler gider.

Bitmez dediğin zaman geçer.

Hayat öyle bir sır ki;

Önce şükür,

Sonra sabır,

Sonra da tam inanmak gerek.

Mevlâna 

Hadislerde hayat düsturları

Mezara kadar üç şey takip eder

Cenazeyi mezara kadar üç şey takip eder. 

Bunlardan ikisi geri döner, birisi ise onunla kalır;

Onu ailesi, malı ve ameli takip eder.

Sonra ailesi ve malı geri döner, ameli ise kendisiyle kalır.

(Tirmizî)

İNCİ TANELERİ

Dua ile anılmak

Hayatta olabileceğiniz en güzel yer bir duanın içinde yer almaktır.

Şems-i Tebrizi

MİHENK TAŞI

Helvası tatlı gelir

Sofranda bal var ise Bağdat'tan atlı gelir.

Tezgâhın sağlam ise ipekler katlı gelir.

Ateş düştüğü yeri yakar demişler.

Ölen senin değilse helvası tatlı gelir.

İBRETLİK KISSALAR

ŞEHİT OĞLUNA KIZ İSTEDİ

Danya 17 yaşında Filistinli bir kızdı. Bir gün okuldan eve dönerken yanından geçtiği siyonist bir askerin kahve içtiğini gördü. Meraklı bakışlarla askeri süzdü. Danya’nın bakışlarından rahatsız olan asker hemen oracıkta Danya'yı kurşun yağmuruna tutarak şehit etti.

Şehit Danya’nın şehadet sonrası fotoğrafları her yere asıldı. Bu haberleri duyup fotoğrafları gören Filistinli Raid adındaki bir genç, bunu sosyal paylaşımlarda yaygınlaştırdı. Şu cümleyle Müslümanları duyarlı olmaya davet etti:

“Bu sizin kız kardeşiniz olsa ne yapardınız?”

Daha sonra Raid, Danya'yı şehit eden askeri buldu ve bıçakladı. Siyonistler de Raid’i alnından vurup şehit ettiler. Raid’in cenaze törenine Danya’nın babası da katıldı. Hiç kimsenin ummadığı bir anda şehitRaid’in babası kalktı ve şehit Danya’nın babasına hitaben;

“Şehit kızın Danya'yı, şehit oğlum Raid’e istiyorum.” dedi...

Danya’nın babası hiç tereddüt etmeden;

“Şehit kızımı, şehit oğluna verdim. Tebrik ediyorum, hayırlı olsun. Firdevs-i Â’lâ’da düğünleri olsun.”diye bağırdı.

YAKARIŞ-DUA

Gözümüz nur ile dolsun

Kalbimiz iman ile gönlümüz İslam ile 

Dilimiz Kur’an ile 

Kulağımız ezan ile

Gözümüz nur ile dolsun.

Allah'ım;

İman ile özümüzü

Hayâ ile yüzümüzü

Edep ile sözümüzü

Kur’an-ı Kerim ile ömrümüzü hayırlı eyle

NOT EDİN

“Keşke”

Kur’an-ı Kerim’de geçen bazı “keşke”ler:

* İşte o zaman insan: “Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaydım.” der. (Fecr, 89/24)

* Şüphesiz biz sizi, kişinin önceden elleriyle yaptıklarına bakacağı ve inkârcının, "Keşke toprak olaydım!" diyeceği günde gerçekleşecek olan yakın bir azaba karşı uyardık. (Nebe, 78/40)

* Kitabı kendisine sol tarafından verilen ise şöyle der: "Keşke kitabım bana verilmeseydi."

 (Hâkka, 69/25)

* “Yazıklar olsun bana, keşke falanı dost edinmeseydim!” (Furkân, 25/28)

* O gün zalim kimse, (çaresizlik içinde) ellerini ısırıp şöyle diyecektir: "Ne olurdu ben de peygamberle beraber aynı yolu tutsaydım!" (Furkân, 25/27)

* Bütün serveti helak edildi. Yıkılmış çardakları üzerine çökmüş hâldeki bağına yaptığı harcamalar karşısında ellerini ovuşturuyor ve şöyle diyordu: "Keşke Rabbime hiçbir kimseyi ortak koşmasaydım." (Kehf, 18/42)

* Ateşin karşısında durdurulup da "Ah, keşke dünyaya geri döndürülsek de Rabbimizin ayetlerini yalanlamasak ve müminlerden olsak" dedikleri vakit hâllerini bir görsen! (Enam, 6/27)

* Yüzlerinin ateşte bir yandan bir yana döndürüleceği gün, "Keşke Allah'a ve Resul'e itaat edeydik." diyecekler. (Ahzâb, 33/66)

KULAĞINIZA KÜPE OLSUN

Ne çok kıymetlendirdik

Cahit Zarifoğlu demiş ki; 

“Burası dünya,

Ne çok kıymetlendirdik

Oysa bir tarla idi

Ekip biçip gidecektik”

ŞAİRLERİN DİLİNDEN 

Ömrümüzün her günü olsun Ramazan

Alnımız secdede bulsun bizi her lahza ezan 

Ve hazin ömrümüzün her günü olsun Ramazan 

Zikrimiz arşı geçip fecre kadar yükselsin 

Maveralardan ümit ettiğimiz ses gelsin 

Faruk Nafiz Çamlıbel

Editör: Hazal Mihrace Göksun