Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara‘da “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminde Yerel Yönetimler Sempozyumu”nda konuştu.

Türkiye’nin son 5 yıllık dönemde pek çok tarihi hadiseyi üst üste yaşadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin yönetim sistemi tartışmaları çok eskilere dayanır. Parlamenter sistem içinde koalisyonlarla geçen yılların ülkemize çok ağır maliyetleri oldu.” dedi.

ENFLASYON ORTALAMAMIZ YÜZDE 9,54

Cumhurbaşkanı Erdoğan, muhalefetin “Tarihin en yüksek enflasyonunu yaşıyoruz.” eleştirilerine cevap verdi. Muhalefete önceki dönemin enflasyon rakamlarıyla cevap veren Erdoğan, “Son 30 yıl bunun 14 yılının enflasyon ortalaması 70,3. Şu anda muhalefete bakıyoruz enflasyonun en yüksek olduğu dönem şu andaki iktidarın dönemidir diyor. Bakınız 1989 enflasyon 64,3. 1990’da 60,4. 1991’de enflasyon 70’1. 1992’de enflasyon 66. 1993’te 71,1. 1994’te 120,3. 1995’te 76,1. 1996’da 79,8. 1997 enflasyon 99,1. 1998’de 69,7. 1999’da 68,8. 2000’de 39. 2001’de 68,5. 2002’de ise 29,8. Ortalaması bu 14 yılın 70,3. Ve ondan sonra bizim iktidara gelişimizle koalisyon dönemi bitiyor. 16 yılın ortalaması 9,54. Gerçek ortada.” ifadelerini kullandı.

“İZBAN’DAKİ GREVİ İKİ AY ERTELEDİK”

CHP yönetiminin İzmir’deki İZBAN grevini çözemediğini için Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile iki ay ertelediklerini belirten Erdoğan, “Eskiden kağıt üzerinde kalan güçler ayrılığını gerçek anlamda hayata geçiren bir yapı ortaya çıkardık. İnşallah 2019 yılıyla birlikte Türkiye yeni ve güçlü bir yükseliş dönemine geçecektir, bundan kimsenin endişesi olmasın.” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

”FİLE” VE ”BEZ TORBA” MESAJI

Sıfır Atık Projesi konusunda yerel yönetimlerin çok çok kararlı ısrarlı olması gereğini savunuyorum. Son zamanlarda biz bu plastik poşetler bunun benzeri birçok ürünlerle ilgili olarak savaş başlattık. Bunun 500 yıl 750 1000 yıl toprak bunu eritemiyor. Buna karşı bir savaş. Bu savaşımızı kararlı bir şekilde başlattık. Anacığım evde file dokurdu giderdik alışverişi yapardık gelirdik. Gerekirse tekrar yıkıyorsun alışverişe gidiyorsun. Bunun toprakla bir dostluğu var. Bunlar kenevirden yapılıyordu. Keneviri yok ettik. Kenevirden atlet dokurlardı. Bize dost görünen düşmanlar ülkemden Rize’mden keneviri söküp aldılar. Biz şimdi keneviri dışarıdan ithal ediyoruz. Burada kenevire dayalı yapılması gereken bazı şeyler varsa o ithal ürünlerle yapıyoruz. Ama şimdi yeniden bu alanda inşallah Tarım Bakanlığımız bir çalışmanın içerisine giriyor ve bu adımları atacağız. Yeniden bunu üreteceğiz. Arkadaşlara dedim ki ’31 Mart kampanyasında biz file kullanalım, bez torba kullanalım.’ Biz asla naylon poşet kullanmayacağız. Şu anda bunun çalışmasını yapıyoruz. Güzel olacak şık olacak.

”BUNUN ADI DEMOKRASİ DEĞİL”

Bizim beldede bizim amca oğlunun kazanması lazım Ankara’dan İstanbul’dan göç yapalım. Böyle bir şey olamaz. Bu işgalin farklı bir türüdür. Bu tür şeyleri İçişleri Bakanlığımız ile de daha yakın takibe alacağız. Bunun adı demokrasi değildir. Olmaz böyle şey. Kim oralarda yaşıyorsa seçimi onlar yapsın neticesine de herkes katlansın. Bunlar doğru şeyler değil.

”ŞEHİR DEMEK MEDENİYET DEMEKTİR”

Şehir demek medeniyet demektir. Medine şehir medeni de şehirli anlamına gelir. Bazıları medeniyeti sadece fiziki yapı ve kültürel iklim olarak görür. Halbuki medeniyetin özünde inanç ve ahlak vardır.”

Muhabir: Haber Merkezi