Güney Kore’deki Yonsei Üniversitesi’nde yürütülen geniş çaplı bir araştırma, bitkisel besinler ve kuruyemişler açısından zengin, et tüketimi açısından düşük Akdeniz diyetinin demansa yakalanma riskini önemli ölçüde azaltabileceğini gösterdi.

13,5 YILLIK TAKİPLE YAPILDI

Araştırmada 40-69 yaş aralığındaki 131.209 kişinin beslenme alışkanlıkları incelendi. Katılımcılar ortalama 13,5 yıl boyunca takip edildi ve uyguladıkları beslenme şekilleri; Akdeniz diyeti (MEDAS), MIND diyeti, Önerilen Gıda Skoru (RFS) ve Alternatif Sağlıklı Beslenme İndeksi (AHEI) üzerinden değerlendirildi.

Bu dört sağlıklı beslenme modelinden herhangi birine bağlı kalan kişilerde, demansa yakalanma riskinin yüzde 21 ila 28 arasında azaldığı görüldü. En iyi sonuçlar, RFS (Önerilen Gıda Skoru) uygulayanlarda elde edildi.

Resim 2025 07 10 105106957

SMA tedavisinde kullanılan ilaç Türkiye'de üretilecek
SMA tedavisinde kullanılan ilaç Türkiye'de üretilecek
İçeriği Görüntüle

İLTİHAPLI BESLENME RİSKİ ARTIRIYOR

Araştırmacılar, katılımcıların diyetlerini bir başka endeks olan Enerjiye Uyarlanmış Diyet İltihap İndeksi (EDII) ile de değerlendirdi. Bu endekse göre iltihap oluşturucu gıdaları daha fazla tüketenlerde demans riski yüzde 30 arttı.

Araştırmada vurgulanan sağlıklı diyetler; tam tahıllar, meyve, sebze, balık, kuruyemiş ve beyaz et ağırlıklı bir beslenmeyi esas alıyor. Kızartmalar, süt ürünleri ve kırmızı et ise sınırlandırılıyor.

YAŞLILAR VE KADINLARDA ETKİSİ DAHA GÜÇLÜ

Araştırmacılar, beslenme biçimi ile demans arasındaki ilişkinin özellikle yaşlılar ve kadınlarda daha güçlü olduğunu belirtti. Obezite durumu da diyetin etkilerini farklılaştırabiliyor. Bu durum, kişiye özel beslenme stratejilerinin önemini bir kez daha ortaya koyuyor.

DEMANSIN NEDENLERİ TAM OLARAK BİLİNMİYOR

Demansın, özellikle Alzheimer gibi türlerinin kesin nedenleri hâlâ net olarak bilinmiyor. Ancak genetik faktörler, uyku düzeni, fiziksel aktivite ve beslenmenin büyük rol oynadığı kabul ediliyor.

Araştırma ekibi, bu çalışmanın daha önceki çalışmaların sınırlamalarını da aştığını belirtiyor:

“Geçmişte yapılan birçok çalışma yalnızca tek bir beslenme modelini ele almış ve kısa süreli takiplerle sınırlı kalmıştı. Bizim çalışmamız ise hem çoklu beslenme modellerini kıyasladı hem de uzun vadeli sonuçlara ışık tuttu.”

Muhabir: Berfin Bitirim