İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, önceki gün Savunma Bakanı Yoav Gallant ile düzenlediği ortak basın toplantısında, " Gazze Şeridi üzerindeki güvenlik kontrolünden vazgeçmeyi kabul etmeyeceğim" ifadelerini kullandı. Tel Aviv yönetimine Gazze'ye saldırılar konusunda açık destek veren  ABD'nin Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ise dün bir açıklamasında Netanyahu'nun planına karşı çıktıklarını ifade ederek, "Gelecekteki yönetimlerinin nasıl olacağına karar vermek sonunda Filistinlilere bağlı olacaktır ya da olmalıdır. Batı Şeria ve Gazze Şeridi'nin yeniden birleştirilmesi de bu kapsama dahil edilmelidir" ifadelerini kullandı.

İsrailli uzmanlar, Gazze'de işgalin başarılı olması halinde Tel Aviv yönetiminin bölgeye ilişkin planı olup olmadığını dair değerlendirmelerde bulundu. Tel Aviv Üniversitesi Orta Doğu Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Eyal Zisser, İsrail yönetiminin Gazze'de bir planı olduğunu düşünmediğini belirterek, şunları kaydetti:

"Savaş kabinesinde Netanyahu ile birlikte daha ılımlı olan diğer isimler de var. Benny Gantz ve Gadi Eisenkot,  Filistin yönetiminin rol oynamasını istiyor. Amerikalıların da bunun olmasını istediklerini düşünüyorum. Netanyahu'nun ne düşündüğü hakkında emin değilim evet burada bir soru işareti var."

https://www.dirilispostasi.com/haber/17598733/gazzeye-bati-seria-modeli

"AMERİKALILARIN KARARI ÖNEMLİ"

İsrail iç siyasetinde sağ ve merkez kanat arasında bir gerginlik olduğuna dikkati çeken Zisser, merkez kanadın Filistin yönetimi ile çalışmak için hazır olduğunu ancak Netanyahu ile sağcıların buna sıcak bakmadığını söyledi. Zisser, "Aslında, onların ne söyledikleri önemli değil. Öncelikle ne yapacaklar, ne olacak ve Amerikalılar neye karar verecek bunu görmemiz lazım" diye konuştu. "Gazze'nin güvenliğini bırakmayacaklarını" açıklayan Netanyahu'nun neyi kastettiğinin sorulması üzerine Zisser, şöyle devam etti:

"Bence onun söylemek istediği, Hamas'ın tekrar güçlenmesi halinde İsrail'in müdahale edeceğidir. Bununla Gazze'yi işgal ya da orada askeri varlık bulundurmayı kastettiğini sanmıyorum ancak yine de bunu ona sormalısınız. Bence askeri olarak Hamas'ı ortadan kaldırabilecekler ve bölge üzerinde güvenlik kontrolü sağlayacaklar ancak asıl zorluk bundan sonra ne yapılacağıdır."

"ŞU ANDA SADECE (PLAN) TARTIŞILIYOR VE SONUÇLANMIŞ BİR ŞEY YOK”

Filistin konusunda uzman Dr. Harel Coherev ise İsrail'in Gazze'de ne yapacağına dair henüz net bir plan belirlemediğini dile getirdi. Coherev, "Öncelikle şunu anlamalıyız, şu an sadece tartışıyorlar ve sonuçlanmış bir şey yok. İsrail kendisi için yük olacağı nedeniyle Gazze Şeridi'ni yönetmek istemiyor. İsrail bunu şu an görüyor. Bu yüzden en iyisi Gazze'nin Arap yönetimi altında olmasıdır. Bu uluslararası bir Arap gücü olabilir. Filistin yönetimi ile birlikte Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve hatta  Suudi Arabistan olabilir." görüşünü dile getirdi. İsrail'in Gazze Şeridi'nin büyük bir bölümünde Hamas'ın güçlenmemesi için güvenliği elinde bulunduracağını ancak yönetimin Filistinlilerin veya Arapların elinde kalacağını belirten Coherev, şu iddialarda bulundu:

"Öncelikle Gazze Şeridi kısa süreli işgal edilecek. İsrail'in orada kalmaya, özellikle orada sahip olduğumuz yerleşim yerini yeniden kurmaya hiç niyeti yok. Hamas yok edilince orayı Filistinli ya da uluslararası Arap gücü yönetecek."

Coherev, Netanyahu'nun 7 Ekim'deki saldırılarda sorumluluğu olduğuna ve savaştan sonra görevde kalma ihtimalinin düşük olduğuna dikkati çekti. İsrail yönetiminin işbirliği yapmak için Filistin yönetiminden talepleri olduğunu da söyleyen Coherev, şunları savundu:

"Oradaki taleplere bakarsanız, bu barış içeriği değil, iki devletli çözüm içeriği değil, maksimize edilmiş hedef içeriği. İki şey var. Bunlardan biri Filistin eğitim sisteminin tamamen revize edilmesi, İsrail ve Avrupa Birliği bundan hiç memnun değil. Bu, İsrail ile herhangi bir işbirliği yapabilmesi için Filistin yönetiminin yanıtlaması gereken ilk taleptir. İkincisi de İsrail’de hapsedilen Filistinli teröristlerin ailelerine maaş verme politikasının sona ermesidir. Bu iki şeyin değişmesi gerekecek."

"DAHLAN, İSRAİL TARAFINDAN GÜVENİLİR BİRİ"

İsrail'in bu talepleri Mahmud Abbas'tan sonrası için düşündüğünü vurgulayan Coherev, "Abbas yaşlı olduğu için onun halefi bunları yapacak. O da Muhammed Dahlan olabilir. Dahlan planını BAE destekliyor. Dahlan'ın parası da var. Kendisi Gazzeli ve güçlü bir adam ve son olarak Dahlan'ın İsrail ile güçlü ilişkileri var ve İsrail tarafından güvenilir biri" değerlendirmesinde bulundu. Moşe Dayan Orta Doğu ve Afrika Çalışmaları Merkezi Direktörü Prof. Dr. Uzi Rabi de İsrail yönetiminin Gazze'de Hamas'ın kontrolündeki önceki statükoya geri dönemeyeceğini ve kontrolün Filistin yönetimine bırakılmayacağını savundu.

Rabi, "İsrail'in zayıf olduğunu, düşünerek büyük bir hata yaptılar. Aslında İsrail, varoluşsal tehditle karşılaşınca, çok ama çok zalim olabilir, çok güçlü ve konu askeri teknolojisine gelince çok yetenekli." ifadelerini kullandı. İsrail'in başarılı olması halinde Gazze'de durumun nasıl olacağına dair soruya ise İsrailli uzman, "Gazze askerden arındırılacak çünkü İsrail hiçbir ordunun, hiçbir askeri gücün yeniden büyümesine ve İsrail'e zarar vermesine izin veremez" cevabını verdi.

MUHAMMED DAHLAN KİMDİR?

Muhammed Yusuf Dahlan, 29 Eylül 1961'de Han Yunus Mülteci Kampı, Han Yunus, Gazze Şeridi'nde dünyaya geldi. Künyesi Abu Fadi Filistinli siyasetçi, Gazze'deki El Fetih'in eski lideri. Dahlan, altı çocuğun en küçüğü olarak Hamama'da ( 1948'de nüfusu azaltılmış bir Filistin kasabası) mülteci bir ailede dünyaya geldi.

Dahlan gençken aktif olarak siyasette yer aldı ve 1981'de Gazze Şeridi'nde Fetih Şahinleri, Fetih Gençlik Hareketi'nin Gazze şubesinin kurulmasına yardımcı oldu. 1981 ve 1986 yılları arasında, İsrail tarafından hareketteki başrolü nedeniyle 11 kez tutuklandı. Hapishanede kaldığı süre zarfında İbranice dilini akıcı bir şekilde konuşmayı öğrendi.

Dahlan, Jaleela (1 Ocak 1966'da Suudi Arabistan'da doğdu) ile evlendi. Bu evlilikten dört çocuk meydana geldi Bunlar: Fadi (5 Ekim 1990,Tunus doğumlu); Firaz (8 Ağustos 1992,Tunus doğumlu); Hadil (19 Ekim 1995, Gazze doğumlu); ve Asil (25 Eylül 2003,Gazze doğumlu). Ailenin altı üyesi de hep beraber, 2013 yılında Sırbistan vatandaslığı kazandı. Dahlan ayrıca 2012'den beri Karadağ vatandaşlığına da sahiptir.Dahlan, Abu Dhabi'de sürgünde yaşıyor ve burada iktidardaki Al Nahyan ailesiyle (" BAE'nin en sevdiği Filistinli" olarak nitelendiriliyor) "yakın bir şekilde çalışıyor" ve aynı zamanda Mısır Cumhurbaşkanı Abdel Fattah el-Sisi'yi de destekliyor.

Dahlan, Fetih hareketi içindeki çalışmaları nedeniyle genç yaşta İsrail hapishaneleri ile tanıştı. Dahlan girdiği İsrail hapishanelerinde İbranice öğrendi.

1993'teki Oslo Anlaşması'nın ardından Gazze'de oluşturulan 20 bin kişilik Filistin Önleyici Gücü'nün başına geçerek CIA ve Mossad'ın yanı sıra Arap ve Batılı istihbarat servisleriyle sürekli temas haline giren Dahlan, Filistin lideri Yasir Arafat ile rekabet etmeye başladı.

Dahlan'ın liderlik ettiği önleyici gücün hapishanedeki Hamas üyelerine işkence ettiği iddiaları ve elde ettiği güç nedeniyle Gazze'nin adı "Dahlanistan" olarak anılmaya başladı.

Terör örgütü PKK/YPG, Kürtlerin ofisini yaktı! Terör örgütü PKK/YPG, Kürtlerin ofisini yaktı!

ABD ve İsrail ile "şüpheli" ilişkiler geliştiren Dahlan, İsrail'in Gazze'deki işgalini sürdürdüğü süre boyunca kanlı siyasi hamlelerle pozisyonunu daha da güçlendirmeye devam etti.

Dahlan'ın "kendi kontrolündeki özel ordusu için Hamas ve diğer İslami gruplara karşı kullanmak üzere ABD ve İsrail'den silah aldığı" iddiaları da büyük yankı uyandırdı.

İsrail'in 2005'te Gazze'den çekilmesi ve 2006'daki seçimlerin Hamas'ın zaferiyle sonuçlanmasının ardından Dahlan, Fetih Hareketi saflarında Hamas'a karşı "kanlı ve kirli bir iç çatışma" başlattı.

Hakkındaki "Arafat'ı öldürdüğü ve görevi süresince zimmetine geçirdiği paralarla bir servet elde ettiği" iddiaları nedeniyle Dahlan, 2011'de Batı Şeria'yı terk ederek BAE'nin başkenti Abu Dabi'ye yerleşti.

Editör: Haber Merkezi