Dünya Bankası'nın “Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu”nun haziran sayısında, dünya genelinde büyüme tahminlerinin önemli ölçüde aşağı çekildiği belirtildi.
2025 BÜYÜME TAHMİNİ YÜZDE 2,3'E DÜŞTÜ
Raporda, 2025 yılı küresel büyüme tahmininin yıl başında öngörülen seviyenin yaklaşık yarım puan altına çekilerek yüzde 2,3’e gerilediği vurgulandı. 2026 ve 2027 için ise büyümenin sırasıyla yüzde 2,4 ve yüzde 2,6 olması bekleniyor. Böylece, 2020’lerin ilk yedi yılı için öngörülen büyüme oranı, 1960'lardan bu yana herhangi bir on yılın başındaki en düşük büyüme ortalaması olarak kayıtlara geçecek.
GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELER DE BASKI ALTINDA
Ekonomik büyümenin bu yıl gelişmekte olan ülkelerin yaklaşık yüzde 60’ında yavaşlaması bekleniyor. Bu grupta büyümenin 2025’te yüzde 3,8, 2026 ve 2027’de ise ortalama yüzde 3,9 seviyesine ulaşacağı tahmin ediliyor. Gelişmiş ülkelerde ise büyüme 2025'te yüzde 1,4, 2027’de ise sadece yüzde 1,5 olacak.
ENFLASYON VE TİCARET POLİTİKALARI RİSK OLUŞTURMAYA DEVAM EDİYOR
Raporda, gümrük tarifelerindeki artışlar ve sıkı iş gücü piyasalarının küresel enflasyon üzerinde baskı oluşturduğu belirtildi. 2025’te küresel enflasyonun ortalama yüzde 2,9 olması bekleniyor ancak bu oran hâlâ pandemi öncesi seviyelerin üzerinde kalıyor.

ABD VE AVRO BÖLGESİ BÜYÜME TAHMİNLERİ AŞAĞI ÇEKİLDİ
Dünya Bankası, ABD ekonomisinin bu yılki büyüme tahminini yüzde 2,3’ten 1,4’e düşürdü. Gelecek yıl için öngörülen büyüme ise yüzde 1,6 oldu. Avro Bölgesi için büyüme beklentileri bu yıl yüzde 0,7, gelecek yıl ise yüzde 0,8’e indirildi. 2027’de bölgenin büyüme oranının yüzde 1 olması bekleniyor.
TÜRKİYE EKONOMİSİ İÇİN TAHMİNLER YUKARI YÖNLÜ REVİZE EDİLDİ
Raporda, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3,1, 2025'te yüzde 3,6 ve 2027’de yüzde 4,2 büyümesinin beklendiği bildirildi. Ocak ayında açıklanan önceki tahminlerde Türkiye’nin 2025 büyümesi yüzde 2,6 olarak öngörülmüştü. Yukarı yönlü revizyonun nedeni olarak 2024’ün son çeyreğinde beklenenden güçlü gerçekleşen büyüme ve küresel petrol fiyatlarındaki düşüş gösterildi.
Raporda, 2026 ve 2027'de özel tüketimin, devam eden dezenflasyonun da desteğiyle büyümenin ana itici gücü olmaya devam etmesinin beklendiği, ancak ihracat büyümesinin, liranın reel olarak değer kazanması, Avro Bölgesi'ndeki zayıf talep ve büyük ekonomilerde ticaret politikalarına ilişkin belirsizlik nedeniyle sınırlı kalacağının öngörüldüğü belirtildi.





