Muzaffer Doğan

Günler günleri, aylar ayları, mevsimler mevsimleri kovalıyor… İlkbahar- yaz; sonbahar-kış… Dönüp duruyor dünya… Yaratılan her varlığın bir ömrü var. Mutlak kudret sahibi Allah, yarattığı canlı-cansız her varlığa bir ömür biçmiş. O mutlak, her şey mukayyet. O sonsuz, her şey sonlu… Ömrü dolan, müddeti biten, sırası gelen, geçip göçüp gidiyor…

Her varlık, zamanla ve mekânla mukayyet. Var eden, var ettiklerine zaman ve mekân tayin etmiş. Her şey, zamanla ve mekânla kuşatılmış. Zamandan ve mekândan münezzeh olan, yalnız O… Her şey yokken, O vardı. Her şey yok olacak, bu dünya hayatı topyekûn sona erecek, zaman bitecek, mekân kalkacak, Allah’ın tayin ettiği kıyamet gelecek… Şimdilik dönüp duruyor dünya.

Kış bitiyor… Bir ilkbahara daha şahid oluyoruz. Dün sabah erkenden, yürüyüş için evimden çıktım. Gözüm birden, çiçek açmış bir erik ağacına takıldı. Biraz yürüdüm, çiçek açmış bir erik ağacı daha gördüm. Biraz ilerde, bir daha… Erik ağaçları, gelinlik giymiş genç kızlar gibi süslenmişlerdi. “Elhamdülillah” dedim içimden, bir daha, bir daha “elhamdülillah.” 

Kış mevsiminde, her tarafı beyaza boyayan Mutlak Sanatkar, ilkbaharda da her tarafı yeşile, beyaza, sarıya, kırmızıya boyayacak… İlkbahar, erik ağaçlarının beyazı ile başladı. Erik ağaçları, hep birden “EVET!” dedi adeta… Aklıma bir halk türküsündeki şu mısralar geliverdi:

Bahçelere geldi bahar,

Yeşil halı serdi bahar.

Sonra, Bizim Yunus‘un şu mısraları hücum etti hâfızama:

Okunur dilde destanın,

Açılır bağ u bostanın,

Sen baktığın gülistanın,

Gülleri solmaz Allah’ım.

Bahar geliyor, bahar! Her taraf yeşile boyanıyor. Kâinat, Hakk’ın boyasıyla boyanıyor. En temel renklerden biri beyaz. İşte, erik ağaçları şimdiden beyaza büründü.

Ziya Osman Saba‘nın şu, müjde yüklü şiiri ile bitirelim:

Bu bahar güleceğiz en içten bir sevinçle,

Bir melek ordan bize uzatacak elini.

Beni bırakma kalbim, kalbim sen bana söyle,

Ümitlerin en güzelini!

Muhabir: Haber Merkezi