Akran zorbalığının sonu gelmiyor.

Eskişehir'in Odunpazarı ilçesinde ikamet eden R.Ç., evinin karşısındaki okula 7 yaşındaki A.Ç. isimli oğlunu kaydettirdi.

Başkentte sağanak ve dolu felaketi: Caddeler su altında kaldı Başkentte sağanak ve dolu felaketi: Caddeler su altında kaldı

1'inci sınıfa başlayan öğrenci, iddiaya göre geçtiğimiz günlerde arkadaşları tarafından akran zorbalığına uğradı.

Kulağını peteğe çarptı

Dengesini kaybeden öğrenci, kalktıktan sonra başka bir arkadaşının çarpması sonrası kulağını kalorifer peteğine çarptı.

Kulağı oldukça derin kesilen öğrenciye doktorlar tarafından 4 dikiş atıldı.

Okulu şikayet etti

Konu hakkında iddialarını belirten öğrencinin annesi R.Ç., nöbetçi öğretmenlerin yeterince yaralı çocuğu ile ilgilenmediğini, öğretmenleri tarafından rencide edildiğini iddia edildi.

Gerekli yerlere şikayetlerini ilettiğini belirten veli, çocuğunun okula gitmek istemediğini belirtti.

"Benim çocuğum kanlar içinde orada ağlarken neredeydi"

7 yaşındaki oğlunun başına gelenleri anlatan anne R.Ç., “Çocuğum teneffüs sırasında tuvalette arkadaşı tarafından ittirilip düşürülüyor. Tekrar kalmak istediğinde kapıya gelen başka bir arkadaşı hızlı bir şekilde çarptığı zaman oğlumun kulağı peteğe denk geliyor. Öyle olunca kulağı yırtılıyor ve kanlar içinde o şekilde yere düşüyor. Korkuyor ve çığlık çığlığa ağlıyor. Oğlum arkadaşları tarafından kaldırılıp, sınıfa götürülüyor. Tuvaletten sınıfa götürüldüğü sırada nöbetçi öğretmen neredeydi? Benim çocuğum kanlar içinde orada ağlarken neredeydi? Yine çocuğumun arkadaşlarından birisi üst kata öğretmeni çağırmaya gidiyor.

"10 dakika sonra çocuğuma bakıyor"

Öğretmen 'Tamam gelirim' diyor, 10 dakika sonra çocuğuma bakıyor. Aradan süre geçiyor, ardından önce ambulansı sonra da beni arıyorlar. Benim iş yerinden okula gelmem zaten 30 dakika sürüyor. Bu süre zarfında benim oğlum acı çekiyor ve hiçbir şekilde sorumluluk yok. Ortada müdür, müdür yardımcısı yok. Öğretmenler sonradan geliyor. Benim tek amacım nöbetçi öğretmen neredeydi sorusuna cevap bulmak. Sorumsuzluktan başka bir şey değil. Şu an çocuğum okula gitmiyor, gitmek istemiyor. Öğretmeni sevmediğini söylüyor ve ben de göndermiyorum.” dedi.

"Bardağı taşıran son damla oldu bizim için"

Olaydan öncede çocuğunun öğrencilerinden kötü muamele gördüğünü belirten R.Ç., şöyle devam etti;

“Zaten okul içerisinde sürekli Ayşe Öğretmen'den hakaretler ve aşağılayıcı sözler işittik. Çocuğu başka çocukla kıyaslaması, sınıfın içerisinde beni arayarak, 'Çocuğunuz bunları yaptı' demesi ve benim de, 'Hocam böyle bir şey olmaz' demem üzerine hoparlörü açıp, 'Çocuklar böyle bir şey yapmadı mı?' diye sesimi duyurması, çocuğu orada küçük düşürüp aşağılaması gibi çok sorunlar yaşadık. Şu olay bardağı taşıran son damla oldu bizim için. Daha okul kaydım alınmadan okul bahçesinden çıkar çıkmaz öğretmen beni sınıf grubundan çıkartıyor. Yani belki okula kayıt ettirene kadar çocuğumun oradaki ödevlerini ben yaptırırım. Neden hemen çıkartılıyorum? Ben karakol, Milli Eğitim ve CİMER olmak üzere her gerekli yere şikâyette bulundum.”

"Beni hiçbir şekilde arayıp bir geçmiş olsun demediler"

Çocuğunun kulağında hasar kalacağını doktordan öğrendiğini belirten R.Ç., “Doktor hasar kalacağını söyledi. 4 tane dikiş atıldı. Ufak bir çıkıntı kalacakmış. Şunu da söylemek istiyorum, hastaneye benimle birlikte bir öğretmen, bir müdür ya da müdür yardımcısı hiçbir şekilde gelmedi. Beni hiçbir şekilde arayıp bir geçmiş olsun demediler. Çocuğumun duyma kaybı yaşayıp yaşamayacağını dikişler çıktıktan sonra öğreneceğiz. Sonuçta başından darbe yedi, orası şişti ve beyin kanaması da geçirebilir, hatta ölebilirdi de. Çok büyük bir travma atlattı. Ben ne yapacağımı bilmiyorum. Zaman kaybından başka hiçbir şey değil. Çocuğum eğitimden geri kaldı.” ifadelerini kullandı.

Editör: Nusret Odabaş