DEMET İLCE / MUHABİR

Reyting amacı güden, günün en çok televizyon izlenen saatlerinde yayınlanan gündüz kuşağı programlarının sayısı her geçen gün artıyor. Kimi programlar, izleyiciyi olumlu anlamda bilgilendirmeyi amaçlarken, kimi programlarda yaşanan entrikalı olaylar, insan psikolojisini derinden etkileyebiliyor. Sürekli olumsuzlukları yayınlayan gündüz kuşağı programlarının izleyicinin bilinçaltını nasıl etkilediğini ve neden bu tarz programlar izleme ihtiyacı hissettiğimizi Doğuş Üniversitesi Öğr. Üyesi Klinik Psikolog Kahraman Güler’e sorduk.

10 soruda hastanede onaylı randevu 10 soruda hastanede onaylı randevu

Gündüz kuşağı programlarında yaşanan entrikalı olaylar izleyicinin bilinç altını nasıl etkiliyor? (Özellikle sürekli olumsuzlukları yayımlayan programlar)

Gündüz kuşağı programlarındaki entrikalı olaylar, izleyicileri pek çok şekilde etkileyebilmektedir. Bunlardan ilki, izleyicinin belli karakterlerle bağ kurmasına neden olması ve bu karakterlerin içerisinde bulunduğu entrikalı durumların izleyicilerde benzer durumların içerisinde bulunmalarıdır. İzledikleri kişiler gibi tutum ve davranışlar sergilemelerine dolayısıyla da kendilerini zorlayıcı durumlar içinde bırakmalarına neden olmaktadır. Bunun yanı sıra şahit oldukları sahneler izleyicilerin gerilim ve stres düzeylerini artırır. Karakterler arasındaki çatışmalar ve karmaşık olaylar, izleyicilerde birtakım zorlayıcı tepkilere neden olabilir. Bazı sahneler ise izleyicilerin geçmişlerinde kendi yaşadıkları olumsuz yaşam deneyimlerini tetikleyici niteliktedir. Tetiklenen bu bireyler, ruhsal destek almadıkları sürece bu zorlu süreçlerle başa çıkmakta zorlanır, yeme ve uyku problemleri yaşayabilir, içe kapanabilir, öfke problemi görünebilir. Bu sahneler aynı zamanda bireylerin doğru ve yanlış konusunda kafalarının karışmasına ve ahlaki değer ve normlarını sorgulamalarına neden olur.

Bu programların özellikle kaç yaş grubunu olumsuz etkilediğinden bahsedebiliriz?

Bu programlar her yaş grubu için olumsuz etkiye sahip olabilmekle birlikte kişilik gelişiminin en önemli olduğu evreler olan çocukluk ve ergenlik için daha olumsuz anlamlar taşımaktadır. Yetişkinler belli düzeyde kimlik gelişimini tamamlamış, belirgin bir kimliğe sahip olmuş kimselerdir. Dolayısıyla onları bile etki altında bırakabilen, tetikleyebilen bu sahneler, kimlik gelişimini henüz tamamlamamış çocuk ve ergenler için oldukça riskli durumlardır.

Ev hanımlarının çoğunluklu izleyiciyi oluşturduğu bu programları izleyeceksek de nasıl izlemeliyiz?

Her ne kadar bu programların zararlı yanlarını bilsek de bazen kendimizi izlemekten ya da etkisi altında kalmaktan alıkoyamayız. Eğer bu sahneleri izlemeyi tercih edeceksek de üzerinde durmamız gereken belli durumlar vardır. Bunlardan ilki, gerçek ve kurgu ayrımını yapmak olacaktır. Yaşanan olayların belli bir kısmı gerçeği yansıtıyorsa da reyting alabilmek adına belli kısımlarının kurgulandığı da bir gerçektir. Bu nedenle bu sahnelerin tamamen gerçek hayatı yansıtmadığını biliyor olmak gerekir. Aynı zamanda bu programların yoğun duygusal anları içermesi, izleyenlerin de güçlü duygusal tepkiler verebilmesine yol açabilir. İzleyiciler bu duygusal tepkilerin geçici olduğunu ve kurgusal olaylara bağlı olduğunu bilmesi gerekir. Yanı sıra sosyal karşılaştırmalardan kaçınmalıyız. Bu programlardaki karakterlerin sahip olduğu yaşam tarzları, ilişkileri veya mal varlıkları ile hayatlarını kıyaslamaktan kaçınılmalıdır. Televizyondaki hayatlar çoğu zaman biraz önce de bahsettiğim gibi ya kurgusal karakterler olabilmekte ya da idealize edilmiş ve gerçek hayatla örtüşmeyen unsurları içerebilmektedir. İzleme süremizin kontrollü olması da önemlidir. Son olarak da bu programlardaki kişiler ve aile dinamikleri, izleyicilerin kendi sosyal ve aile ilişkilerini etkileyebilmesi açısından izleyicileri izledikleri ilişkileri daha geniş bir perspektiften değerlendirmeli ve kendi yaşamlarına uyarlamadan önce düşünmelidirler.

Gündüz kuşağı programları aile değerlerini nasıl etkiliyor?

Bu programlardaki karakterler arasındaki iletişim tarzları, izleyicilerin kendi aile içindeki iletişim biçimlerini etkileyebilir. Olumlu ve etkili iletişim modelleri, aile üyeleri arasındaki iletişimi güçlendirebilir; ancak olumsuz modeller, aile içindeki çatışmalara yol açabilir. Programlardaki karakterlerin değerleri, izleyicilere farklı perspektifler sunabilir. Bu, aile içindeki değerlerle çatışmalara veya aile üyeleri arasındaki değerleri tartışmaya yol açabilir. Aynı zamanda aile ilişkileri, izleyicilere aile içindeki ilişkileri farklı bir açıdan görmelerini sağlayabilir. İzleyiciler, programlardan aldıkları örnekleri kendi aile dinamiklerine uyarlamaya çalışabilirler. Bu programlardaki karakterlerin cinsiyet rolleri ve stereotipleri, izleyicilerin kendi aile içindeki rol ve beklentilerini etkileyebilir. Bu, geleneksel cinsiyet rollerini destekleyebileceği gibi, aynı zamanda bu rolleri sorgulamaya da teşvik edebilir. Bu etkiler kişiden kişiye değişebilir ve aile yapısına, kültüre ve diğer çeşitli faktörlere bağlı olarak farklılık gösterebilir. Aile üyelerinin bu programları bilinçli bir şekilde izlemesi, aile değerlerini ve ilişkilerini daha sağlıklı bir şekilde yönetmelerine yardımcı olacaktır.

Bu tarz programları izleyen insanların sayısı neden fazla? Bu insanlar neden bu tarz programları izleme ihtiyacı hissediyor?

İnsanların bu tarz programları izleme ihtiyaçlarını doğuran pek çok neden vardır. Bunların ilki izleyicilere günlük stresten kaçma ve rahatlamaya yönelik bir kaçış sunmasıdır. Programlar, izleyicilerin gerçek dünyadaki sorunlardan uzaklaşmalarına ve eğlenceli bir atmosferde zaman geçirmelerine imkan tanır. Bu tür programlar, izleyicilere ortak bir konu sağlar ve aynı programları izleyen insanlar arasında sosyal bağlar oluşturabilir. İzleyiciler, programlar hakkında konuşma ve tartışma fırsatları bulabilirler. Programlardaki karakterlerin yaşadığı olaylar, izleyicilerin duygusal bir bağ kurmalarına olanak tanır. İzleyiciler, karakterlerin başarılarına sevinir veya zorluklarına üzülür, bu da duygusal bir tatmin sağlar. Gündüz kuşağı programları, izleyicilere sıradan gündelik hayatlarının monotonluğunu kırma şansı sunabilir. Dramatik olaylar, entrikalar ve heyecan, izleyicilerin günlük rutinlerinden sıyrılmalarına yardımcı olabilir. Gündüz kuşağı programları genellikle ilgi çekici ve dramatik hikayelere sahiptir. İzleyiciler, bu hikayelerin karmaşıklığına ve karakterlerin gelişimine odaklanabilir, bu da izleyicilerin hikayenin bir parçası gibi hissetmelerine neden olabilir. Bazı toplumlarda, gündüz kuşağı programları izlemek sosyal bir norm olabilir. Bu da insanları bu tür programları izlemeye yönlendirebilir. Son olarak da programlardaki karakterler arasındaki ilişkiler, izleyicilerin kendi sosyal ve duygusal ilişkileri hakkında düşünmelerine neden olabilir. Bu, izleyicilerin karakter dinamikleri aracılığıyla kendi yaşamlarını değerlendirmelerine yol açabilir. Bu faktörlerin kombinasyonu, insanların gündüz kuşağı programlarını izleme ihtiyacını etkileyebilir. Her bireyin tercihleri ve motivasyonları farklı olduğu için, izleyicilerin neden bu tür programları izlediklerini anlamak karmaşık bir konudur.

Çocukları nasıl etkilediğinden bahsedebilir misiniz?

Gündüz kuşağı programlarının çocukları etkilemesi konusunda birkaç önemli nokta bulunmaktadır. Bu etkiler, programların içeriği, çocuğun yaş ve gelişim düzeyi, izleme süresi ve ailenin bu konudaki tutumları gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir. Bunlardan ilki duygusal gelişim üzerindeki etkisidir. Gündüz kuşağı programlarındaki dramatik olaylar, çocukların duygusal gelişimini etkileyebilir. Olumlu karakterlerin başarılarına veya olumsuz karakterlerin karşılaştığı zorluklara tepki verme, çocukların duygusal zekalarını geliştirebilir. Bir diğer etki dil gelişimi üzerinedir. Programlardaki konuşma dilinin ve hikayelerin karmaşıklığı, çocukların dil gelişimine katkıda bulunabilir. Ancak, dildeki olumsuz örnekler ve argo kullanımı gibi unsurlar da dil gelişimini olumsuz etkileyebilir. Sosyal davranışlar üzerindeki etkisi de yadsınamaz bir gerçektir. Programlardaki karakterlerin sosyal davranışları, çocuklar üzerinde etkili olabilir. Olumlu rol modeller, çocuklara iyi davranma, paylaşma ve empati gibi sosyal beceriler öğretebilir. Ancak, olumsuz karakterlerin gösterdiği davranışlar çocukların yanlış davranışları benimsemesine neden olabilir. Yanı sıra Gündüz kuşağı programlarındaki korku unsurları veya gerilim, bazı çocuklarda korkulara veya endişelere neden olabilir. Bu nedenle, çocukların yaşlarına uygun olmayan içeriklerden kaçınılmalıdır. Reklamlar aracılığıyla çocuklara yönelik pazarlama, programlarda sıkça karşılaşılan bir durumdur. Bu durum, çocukların tüketim alışkanlıklarını şekillendirebilir ve ebeveynlere yönelik talepleri artırabilir. Aileler, çocuklarının bu programları izlemesini yönetirken içerik derecelendirmelerine, yaşa uygunluklara ve izleme sürelerine dikkat etmelidirler. Ayrıca, çocukların programları izlerken ebeveynleriyle etkileşimde bulunmaları ve izledikleri içeriği anlamaları için destek almaları önemlidir.

Editör: Demet İlce