Fizik dünyası kökten bir dönüşümle karşı karşıya olabilir. Alaska Üniversitesi'nden jeofizikçi Gunther Kletetschka, evrendeki tüm olayların, atom altı parçacıkların hareketinden galaksilerin devinimine kadar, aslında üç boyutlu bir zaman yapısına dayandığını öne sürüyor.

Bu fikir ilk kez ortaya atılmıyor olsa da Kletetschka’nın teorisi, evrenin bilinen fiziksel özelliklerini yeniden üretebilen ilk 3D zaman modeli olmasıyla dikkat çekiyor. Yani sadece matematiksel bir varsayım değil, gerçek dünyada test edilebilir ve deneylerle doğrulanabilir bir çerçeve sunuyor.

“Daha önceki 3 boyutlu zaman modelleri soyut matematiksel yapılardı,” diyen Kletetschka, “Ancak benim çalışmam, bu fikri fiziksel olarak test edilebilir bir teoriye dönüştürüyor,” ifadesini kullanıyor.

ZAMAN, UZAYDAN DAHA TEMEL OLABİLİR

Kletetschka’nın teorisinde, zaman üç ayrı boyutta işliyor:

  • Biri kuantum parçacıkların anlık değişimleri,
  • Diğeri evrenin kozmik zaman ölçeğinde genişlemesi,
  • Ve ortada bizim günlük yaşantımıza denk düşen zaman algısı.

Resim 2025 07 01 103806707

Bu üç zaman boyutu, birbiriyle dik açılarla ilerleyen üç farklı zaman çizgisi gibi işliyor. Kletetschka, bu boyutları neden-sonuç ilişkisini koruyacak şekilde birbirine matematiksel olarak bağlıyor.

Bu yapı sayesinde hem kuantum alanlarında parçacıkların neden “var olma” eğiliminde olduğunu, hem insanların neden kuantum gariplikleri deneyimlemediğini, hem de evrenin neden sürekli genişlediğini açıklamak mümkün hale geliyor.

“Zamanın üç boyutu her şeyin asıl kumaşı. Uzay hâlâ var ama bu kumaşın üzerindeki boya gibi,” diyen Kletetschka, evrenin temelinde zamanın yer aldığını vurguluyor.

Bilim insanları açıkladı: İnsan yaşlanmasının dönüm noktası 50 yaş
Bilim insanları açıkladı: İnsan yaşlanmasının dönüm noktası 50 yaş
İçeriği Görüntüle

DENEYLERLE DOĞRULANABİLİR Mİ?

Kletetschka’nın modeli sadece teorik değil; elektron, müon ve top kuark gibi parçacıkların bilinen kütlelerini doğru hesaplayabiliyor. Ayrıca henüz bilinmeyen nötrinoların kütlelerine dair öngörülerde bulunuyor ve kütleçekim dalgalarının hızlarındaki olası sapmalara dikkat çekiyor.

Bu öngörüler, ileride yapılacak deneylerle test edilerek teorinin geçerliliği hakkında güçlü veriler sağlayabilir. Bu da kuantum mekaniği ile görelilik teorisini birleştirme çabalarında yeni bir sayfa açabilir.

Kletetschka, “Birleşik fizik teorisine giden yol, fiziksel gerçekliğin doğasını kökten yeniden düşünmeyi gerektiriyor olabilir.” dedi.

Muhabir: Berfin Bitirim