Sadece ülkemizde değil tüm dünyada son yılların en önemli problemlerinden birisi bilgi kirliliği. Çoğu zaman düşünce özgürlüğü kavramı ile meşrulaştırılmaya çalışılsa da gıda güvenliği konusunda hatalı bilgiler bireysel, toplumsal, kurumsal ve sektörel düzeyde beslenme, ekonomi, psikoloji ve hatta teknoloji üzerine olumsuz etkiler oluşturmakta.

Gıda güvenliği ve beslenme konusunda bilgi kirliliğine kimler, neden ve nasıl sebep oluyor?

Gıda hijyeni konusunda hiçbir eğitimi, uzmanlığı, deneyimi ve derinlemesine bilgi birikimi olmayan kişiler, çoğu zaman kötü bir örneği genelleyerek yaptıkları aykırı açıklamalarla bilgi kirliliğine sebep olmakta. Özellikle toplumda itibarı yüksek meslek gruplarından olan doçent ve profesör ünvanlı akademisyenler, tıp doktorları toplumun kendilerine olan koşulsuz güvenlerini suistimal ederek kendilerine veya bazı lobilere çıkar sağlayabilmekte.

Son yıllarda, popülarite arayışı içinde olan bazı insan hekimlerinin ve diyetisyenlerin, uzmanlık alanlarının dışında olmasına rağmen gıda güvenliği ve hijyeni konularında, genellikle internetten edindikleri sınırlı bilgilerle aykırı açıklamalar yaparak gündemde kalmaya, kitaplarını tanıtmaya, çeşitli ürünler satmaya, yaşam koçluğu ve danışmanlık yapmaya çalıştıklarını görüyoruz.

Kendi çıkarları uğruna gerçek bilgiyi çarpıtan bu provokatörlerin açıklamalarının karşısında uzmanlar tarafından yapılan bilimsel ve gerçeği yansıtan açıklamaların ise basında ve sosyal medyada pek ilgi görmediği bir gerçek.

Gıda güvenliği konusunda sadece uzmanların açıklamalarına güvenilmeli!

Diğer tüm bilim alanlarında olduğu gibi gıda güvenliği konusunda da çok fazla bilimsel bilgi mevcut. Bu büyük hacimde bilgiyi bir araya getirerek anlamlı bir sonuç ortaya çıkartmak ise uzmanlık ve deneyim gerektirir.

Televizyon, internet ve sosyal medya, bilgiye ulaşmayı çok kolay bir hale getirmiş olsa da bu mecralardaki paylaşımların güvenilirliğinin sorgulanması şart.

Doğru, faydalı ve gerektiği kadar bilgiye ulaşmak ancak konunun gerçek uzmanları tarafından toplumun farklı katmanlarına göre hazırlanmış açıklamaların takip edilmesi ile yani bilinçli gıda okuryazarlığı ile mümkün.

Bilgi kirliliği ile mücadele için;

Bireysel olarak, takip ettiğimiz kişilerin uzmanlığına dikkat etmeliyiz.

Medya kuruluşları ile muhabirler, medyatik ve sansasyonel kişilerden ziyade ilgili alanda bilimsel çalışmaları ve araştırmaları ile öne çıkan uzmanların görüşlerini yayınlamalı.

Meslek kuruluşları ve resmî kurumlar, toplumu yanlış ve taraflı bilgiler ile zehirleyen kişiler ve yayın kuruluşları hakkında cezai yaptırımlarda bulunmalı.

Ayrıca, diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de tarafsız araştırmalar yapan ve elde edilen bilgileri toplum ile paylaşan bağımsız birgıda güvenliği otoritesi kurulmalı.