Hazırlayan; Uluslararası Fatih Sultan Mehmet Anadolu İmam Hatip Lisesi Genç Yazarları

Adım Mehmet Talha Coşkun. Sakarya ilinin Adapazarı ilçesinde doğdum. İlkokulu Adapazarı ilçesinde kendi bulunduğum Maltepe Mahallesi’nde okudum. 4. sınıfta önüme bir fırsat çıktı ve hafızlık için ortaokulda bir proje okulu açıldı. Allah’ın (cc) yardımıyla sınavı geçip okula yazıldım ve burada hem hafızlık eğitimimi hem de okul hayatımı devam ettirdim ve burada hafızlığımı tamamladım. Lise sınavına girdim, İstanbul’un Fatih ilçesinde bulunan Uluslararası Fatih Sultan Mehmet Anadolu İmam Hatip Lisesi’ni kazandım. Şuan hâlâ aynı okulda 11. sınıf öğrencisi olarak eğitimime devam etmekteyim.

-Ülkeye yön verecek donanımlı hâfızlar yetişiyor [TIKLAYINIZ!]

HAFIZLIK İNSANIN HAYATINA VE BENLİĞİNE ETKİ EDER

Hafızlık denilince insanın aklına imkânsız bir şeyi başarmaya çalışmak gibi bir şey geliyor. Her ne kadar zor olsa da aslında içine girince hiç de öyle olmadığı anlaşılıyor. Hafızlık hayatıma ilk adımımı atarken “Ben bunu yapmalıyım!” dedim. Annem, hafızlığa başlayacağımı duyduğunda çok sevindi. Çevremdeki kimi insanlar bunun zor olacağını bana hissettirseler de ben yılmadım. Ailem beni her zaman destekledi.

Hafızlık yaparken eski usulle ezber yapmıştım ve bu gerçekten güzeldi. Eski usul her cüzün son sayfasından başlayarak cüz cüz gitmektir. Bence bu yöntem iyi ama tabii yeni yöntemleri denemediğim için böyle diyorum. Cüz cüz ilerlemek sağlam bir hafızlık sağlıyor insana ancak hafızlık yaparken gevşek bir şekilde yapılırsa süreçten geri kalınıyor ve sayfalar birikiyor. Böyle olduğunda da hafızlık zorken daha da zorlaşıyor. Benim hafızlığım toplam iki yıl sürdü. Evet, belki bu uzun olabilir ama her insanın ezber kabiliyeti farklıdır. Hafızlık yaparken beni etkileyen şeyler de oldu tabii ki. Eski hocam gidip de yerine biraz daha sert bir hoca gelince alışma süreci beni etkiledi.

Hafızlık yaparken yurt ortamı ve arkadaş ortamı da çok önemlidir. Mesela bazen arkadaşlarınızı bırakıp hafızlığınıza odaklanmanız gerekiyor. Yani arkadaş ve hafızlık arasında seçim yapmak zorunda kalıyorsunuz. Arkadaşlarını seçersen hafızlık eğitimin yarıda kalabiliyor veya hafızlığı seçersen arkadaş ortamında asosyal olarak görünebiliyorsun. Tabii hafızlık yolunda başarıya ulaşmak için fedakârlık şart.

600 SAYFANIN İNSAN ZİHNİNE YERLEŞEBİLDİĞİNİ GÖRMEK!

Hafızlık gerçekten çok değerli. Hafızlık insanın hayatına ve benliğine etki ediyor. İnsanın ahlaki değerlerine etki eder ve hayatını daha güzel yaşamasını sağlar. Bu ahlaki değerler elbette kendi başına edinebilirsin ama hafızlık insanın ruhuna etki ederek bu değerlere değer katar. Hafız olan şahıs topluma da yarar sağlar. Ancak toplumda bu basite indirgeme çabası olduğu sürece insanlar hafızlığın kıymetini zor anlayacaktır. Yaptığı her şeyden maddi bir karşılık bekleyen birilerinin hafızlığın değerini anlaması elbette zor. Ben hafızlığı Allah (cc) rızası için yaptım, maddi bir karşılık beklemedim. Rızkın da Allah’tan (cc) geldiğini çok iyi biliyorum. Aynı zamanda hafızlık sayesinde insanın hafıza yeteneğini, altı yüz sayfanın nasıl insan zihnine yerleşebildiğini görüyorum, hissediyorum. Elbette bu duygu herkese nasip olmaz. Bunun için de Allah’a (cc) ayrıca hamdediyorum, çevremdekilere de hafızlığı tavsiye ediyorum.

BAŞLADIYSAN SONUNA KADAR GİDECEKSİN

Hafızlık yaparken bazı olumsuzluklarla nasıl mücadele edeceğini bilemiyorsun ve çıkışı kaçmakta buluyorsun. Kaçmaktan kastım, bu yoldan geçen herkesin çok iyi bildiği hafızlığı yarıda bırakma düşüncesidir. Hafızlıkta zorlandığım anlarda bırakmayı düşündüğüm oldu ama elhamdülillah bırakmadım. Ne zaman bu olumsuz hava içimi kaplasa, ne zaman vazgeçme duygusu belirse Allah’a (cc) sığınır, ondan yardım ister, Allah’ın (cc) bana vereceği mükâfatları düşünürdüm ve kendimi böyle motive ederdim. Aynı zamanda hafızlığın yarıda bırakılacak bir şey olmadığının da bilincindeydim. Ve hayatımda edindiğim düsturlardan biri de şuydu: Bir işe başladıysan sonuna kadar gideceksin. Çünkü başarı ancak sabırla ve azimle gerçekleşir.

Hafızlık bittiğinde aslında hafızlık daha yeni başlamıştır. Çünkü tekrar etmek, unutmamak hafızlığın olmazsa olmazıdır. Dedik ya bir işi yapıyor isen tam yapacaksın. Ben hafızlığımı hafızlık yaparken uyguladığım Türk usulü ezber yöntemi ile tekrar ediyorum. Önerim de herkesin kendi yaptığı şekilde tekrar etmesi zaten.

Hafızlığa başlayacaklara son olarak şunu tavsiye edebilirim: Bol bol yüzüne çalışsınlar. Ezber olarak hangi tekniğin uygun olduğunu bulsunlar. Azim ve sabrı eksik etmesinler.

KUR’AN BEREKETİN DİĞER ADIDIR

Benim adım Malek Al Soufı. 17 yaşındayım. 11. sınıfta okuyorum. Suriyeliyim ve 6 yıldır Türkiye’de yaşıyorum. 6-7 yaşlarındayken Kur’an’ı ezberlemeye başlamıştım. İlk başlarda yarım sayfa ezberliyordum. Daha sonraları yaşım ilerleyince 1-2 sayfa ezberlemeye başladım. Her cüzü bitirdiğimde o cüzden sınav oluyordum. Annem beni dinliyordu. Ve hafızlığın bazı aşamalarında çeşitli kurslara katıldım. O kurslardaki hocalar beni dinliyordu ve beni o cüzden sınav yapıyorlardı. Annem ve babam hep beni motive ediyordu, her bir cüzü bitirdiğimde bana hediye alıyorlardı ve televizyonu ezberlemem gerekeni ezberledikten sonra izleyebiliyordum. Bu süreci tamamlamamda ailemin rolü çok çok büyük.

Hafızlığımı 7. sınıfın sonunda bitirdim. Ama pek sağlam değildi. Çok fazla tekrar edip sağlamlaştırmaya ihtiyacım vardı. Hafızlığa başlayacak kişilere tavsiyem, hafızlık yaparken az az ilerleseler de sağlam bir şekilde ilerlemeleri, tüm ezberlerini bir haftada tekrar etmeleridir. Örneğin yedi cüz ezberleyen bir kişinin her gün bir cüz tekrar etmesi gerekir ki Kur’an, hafızasında kalsın. Peygamber Efendimizin (sav) şöyle bir hadisi vardır: “Şu Kur’an’ı hafızanızda korumaya özen gösteriniz. Muhammed’in canını kudretiyle elinde tutan Allah’a yemin ederim ki Kur’an’ın hafızadan çıkıp kaçması, bağlı devenin ipinden boşanıp kaçmasından daha hızlıdır.” (Buhârî, Fazâilü’l-Kur’ân 23; Müslim, Müsâfirîn 231).

ALLAH’IN KELAMINI ANLAMAK İÇİN!

Hafızlığımı bitirdikten sonra Gazanfer Ağa Medresesi’ndeki Gıyas Hoca’dan icazet almak için derslerine devam ettim. İcazet, muttasıl bir senet anlamına gelir. Okuyan kişiden Hz. Peygamber’e (sav) kadar uzanan silsiledir bu. Ve hocam beni takip etti ve her beş cüzü bitirdiğimde bana sınav yaptı. Bana çok katkısı oldu bu tekrarların. Allah ondan razı olsun.

Hafızlığa başlayacak kişilere, talimli okuma icazetine sahip bir hocadan bu eğitimi almalarını tavsiye ediyorum. İcazet alan kişilerin harf mahreçleri ve tecvitleri doğru olur. Bu kişiler Kur’an’ı Peygamber Efendimizin (sav) okuduğu şekilde okumaktadırlar. Ana dili Arapça olmayan kişiler bazı harfleri okumakta zorlanabiliyorlar. Mesela  ve dad harfleri. Bu iki harfi karıştıran büyük hocalar bile var. Bu iki harfin doğru okunuşu öğrenilmek isteniyorsa icazet sahibi hocalara gidilmesini tavsiye ediyorum. Hafız olan kişilere de icazet sahibi hocalarda hafızlıklarını tekrar etmelerini ve onlardan icazet almalarını tavsiye ediyorum

Birçok kişi hafız olmak ister ama genelde “Vaktim yetmiyor.” ya da “Çalışmam gereken çok şey var.” gibi bahanelerin ardına sığınırlar. Ancak şu bir gerçektir ki Kur’an’a ne kadar vakit ayrılırsa vaktin bereketi o kadar artar. Kendimden örnek vereyim. Ben Türkçeyi iyi bilmememe rağmen 8. sınıfta LGS’de yüzde 7’lik dilime girmeyi başardım. Türkiye’deki 3. yılımda LGS’de yüzde 7’lik dilime girmek benim için güzel bir başarıydı. Bunu kendimi övmek için söylemiyorum. Kur’an’ın hayatıma kattığı bereketi anlatmak için dile getiriyorum. Ben, buna inanıyorum.

Kur’an’ı ezberlerken ve okurken gösterdiğimiz çabayı Allah’ın kelamını anlamak için de göstermeliyiz. Sık sık meal ve tefsir okuyarak onu anlamaya çalışmalıyız.

Editör: TE Bilisim