Pınar KARAHAN/ Özel
Merkez Bankası'nın faiz artışı miktarı beklentilerin üstünde kalırken, ekonomistlerin kararın olası nedenlerini ve etkilerini Diriliş Postası'na değerlendirdi.
Merkez Bankası ( TCMB) politika faizini bugün yüzde 17,5’ten yüzde 25’e yükseltti.
Hafize Gaye Erkan başkanlığındaki toplantıda 750 baz puanlık faiz artışı, çoğu iktisatçının beklentisinin üstünde oldu.
Ağustos ayı olağan toplantısını yapan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) Para Politikası Kurulu politika faizini 7,5 puan artırarak yüzde 25'e yükseltti.
Ekonomistlerin Merkez Bankası'nın politika faizini yüzde 25'e çıkarmasına ilişkin ilk yorumları…

Ekonomist Murat Özsoy TCMB'nin faiz artışının piyasa beklentilerinin çok üzerinde olduğunu ve enflasyonla mücadelede önemli bir adım olduğunu vurguluyor. Özsoy, metinde yer alan enflasyonla mücadeleye yönelik mesajların da önemine dikkat çekmektedir.
Ekonomist Murat Özsoy, "TCMB 750 baz puanlık faiz artışı ile piyasaların beklentisinin çok üzerinde bir karar açıklamak ile kalmadı ayrıca metinde de bundan sonraki döneme ilişkin önemli sinyaller verdi. Bu yılın enflasyon rakamlarını en çok tehdit edecek unsurun akaryakıt fiyatlarındaki artışların olacağı vurgulanırken, dezenflasyon özellikle 2024 yılında başlayacağı söylenmekte. Yani yılın kalan döneminde fiyatlarda ilave artışların gelmesine hazır olmak lazım. Enflasyon hedeflemesi konusunda orta vadede yüzde 5 hedefinin halen metinde kalmaya devam etmesini, enflasyon raporu ile çelişkili olarak yorumluyorum. Enflasyon raporunda 2025 yıl sonu hedefi yüzde 15 ve bugünden 2025 yıl sonuna kadar olan sürenin orta vade ile uyuşmadığını düşünüyorum. Metinden ayrıca önümüzdeki günlerde, hatta bence Ekim ayındaki toplantıya kadar olan süreçte, ilave sıkılaşma adımlarının da geleceğini ve finansman maliyetlerinin artacağını anlıyoruz. Metinde TCMB’nin ayrıca TL mevduat payının artırılmasına da değindiğini görüyoruz. Eğer KKM düzenlemesinden beklenen derecede bir dönüşüm gerçekleşmez ise enflasyon raporunda bahsi geçen yeni TL enstrümanın da bu yıl bitmeden piyasaya sürüldüğünü görebiliriz. Piyasalar açısından bakıldığında karar sonrası dolar/TL kurunda yaşanan geri çekilme ile 27TL altı seviyelerini kalıcı olacağını düşünmüyorum. Yeniden bir toparlanma sonucunda gelinecek seviyelerde takip edilmesi gereken noktanın Ağustos ayının zirvesi olan 27.49TL olduğunu düşünüyorum. Borsa’daki ana yükseliş trendinin korunduğunu, gram altın açısından baktığımızda ise bugünkü seviyelerin yeni alımlar için çok elverişli olduğunu düşünüyorum."dedi.

İstanbul Medipol Üniversitesi İşletme ve Yönetim Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Serhat Yüksel, enflasyonun ekonomi için önemini “Enflasyonun bir ülkenin en büyük sorunlarından biri olduğunu ve enflasyonla mücadelenin en önemli yolunun faiz artırımıdır. Yüksel, TCMB'nin faiz artışının dolar kurunun düşmesine ve enflasyonun düşürülmesine yardımcı olacağını düşünmekteyim."vurguladı.
Yüksel, enflasyonla mücadelede faiz artırımının önemine “Enflasyon, fiyatlardaki sürekli artıştan kaynaklanan bir sorundur. Fiyatlardaki artış, özellikle ithal ürünler için dolar kurunun yükselmesinden kaynaklanmaktadır. Dolar kurunun yükselmesini durdurmak için faiz oranlarını yükseltmek gerekir. Faiz oranları yükseldiğinde, yabancı yatırımcılar Türk lirasında yatırım yapmayı daha cazip bulur ve bu da dolar kurunun düşmesine yardımcı olur. Dolar kurunun düşmesiyle ithal ürünler daha ucuz hale gelir ve bu da enflasyonun düşürülmesine yardımcı olur.” diyerek dikkat çekti.
Yüksel, TCMB'nin faiz artışının piyasalarda yarattığı olumlu algıyı “TCMB'nin faiz artış kararı, piyasalarda güveni artırmıştır.Güvenin artması, yatırımların artmasına ve ekonomik büyümenin hızlanması ile sonuçlanabilir.” şekilde değerlendirmektedir.
Yüksel, TCMB'nin faiz artışının enflasyonla mücadelede etkili olacağını ancak bazı olumsuz etkilerinin de olacağını vurgulayarak “Faiz oranlarının yükselmesi, kredi maliyetlerini artırabilir. Kredi maliyetlerinin artması, yatırımları ve tüketimi yavaşlatabilir. Enflasyonla mücadelede faiz artırımının etkisinin tam olarak görülmesi için zamana ihtiyaç vardır.” dedi.

Yalova Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Baki Demirel ise, Merkez Bankası'nın faiz artışının beklentilerin üzerinde olduğunu ve ekonomide çeşitli etkilere neden olabileceğini söylüyor. Ancak bu kararın, ekonomide geçici bir rahatlama ve kur dalgalanmalarına yol açabileceğini belirtiyor. Ayrıca, yabancı sermayenin nasıl tepki vereceğini ve piyasaların nasıl reaksiyon göstereceğini de değerlendiriyor. Demirel, bu kararın bankalara olan yükü artırabileceğini ve dış kaynaklı ekonomik sorunları çözmekte yardımcı olabileceğini ifade ediyor.
Ekonomistlerin bu görüşleri, Merkez Bankası'nın politika faizine yapılan artışın ekonomiye nasıl etki edebileceği konusunda farklı bakış açılarını yansıtıyor ve ekonomik gelişmelerin yakından takip edilmesi gerektiğini gösteriyor.





