Sosyal Medya Uzmanı Deniz Unay/Analiz

İnsanlık tarihi boyunca bilinmezlikleriyle özel bir yere sahip olan uzay, günümüzde yepyeni bir pazar haline gelmeyi başarmıştır. İlk olarak ABD ve SSCB arasında 1957 yılından 1975 yılına kadar devam eden rekabet, yerini uzayda ticari savaşlara bırakmıştır. En hararetli rekabetin yaşandığı söz konusu dönemler sayesinde uzaya ilk defa insan gönderilmesi, uydu yarışları ve daha pek çok uzay araştırması uzay hakkında elde edilen bilgilerin artmasına olanak tanımıştır. Soğuk Savaşın bir parçası olarak her iki ülke arasında yaşanan rekabet, uzay teknolojisinin de hızla gelişmesini sağlamıştır. Zaman içinde diğer ülkelerin de bu yarışa katılması ve günümüzde ise Space X gibi özel şirketlerin de çok daha düşük maliyetler ile uzay yarışına yeni bir boyut kazandırması uzay hakkında yeni çalışmaların ortaya çıkmasını sağlamıştır.

Çin ve Rusya ay görevlerine başlıyor

Uzay savaşında ABD’nin yanında öne çıkan diğer iki ülke Çin ve Rusya, uzay çalışmaları konusunda ay görevleri ile yeniden gündeme geldiler. Çinli yetkililer tarafından yapılan açıklamalara göre önümüzdeki 10 yıllı süre içinde uzayda yeni bir araştırma üssünün kurulacağı bildirilmişti. Öte yandan 2020 yılı hedefleri içinde Çin’in Mars yüzeyinde sondaj çalışmaları ile uzay madenciliğine başlama hedeflerinin de olduğu ifade edilmişti. Çin’in uzayla ilgili dikkat çeken bir diğer projesi ise yapay ay görevi üstelenecek bir uydunun uzaya gönderilmesidir. Güneş ışınlarını dünyaya yansıtmak için büyük aynalara sahip olacak bu uydunun Ay ışığından yaklaşık 8 kat daha parlak olması bekleniyor. 24 saat boyunca sürekli aydınlatma sağlamasının beklendiği belirtilmiştir. Rusya ise uzay çalışmalarında yeniden Ay hedefleri ile öne çıkmaya başladı. Roskosmos (Rusya Federal Uzay Ajansı) yetkilileri tarafından yapılan açıklamaya göre, önümüzdeki yıllarda Ay’a yeniden insanlı uçuşların gerçekleştirileceği belirtildi. Ayrıca Rusya’nın son dönemdeki en önemli uzay çalışmalarından birini Avrupa Uzay Ajansı ile ortaklaşa olarak gerçekleştirmişti. Schiaparelli adlı uzay aracı geçtiğimiz yıllarda Mars’a başarılı bir şekilde indirilmişti.

Uzayda bir yanda devletlerin askeri ve stratejik bilimsel çalışmaları devam ederken diğer yandan ticari anlamda özel şirketlerin de büyük bir rekabet içinde oldukları görülmektedir. Uzay madenciliği kavramları ve uzay seyahatlerinin yaygınlaştırı- larak turizm amaçlı uzayın kullanımı ticari anlamda ortaya çıkan yenilikler arasında ilk sırada yer almaktadır.

ABD’NİN “UZAY GÜCÜ” KURMA HAZIRLIKLARI

Uzay yarışı deyince akla ilk gelen ülkelerden biri olan ABD, uzay yarışının günümüzde yeninden farklı bir boyuta evrilmesine ve kızışmasına neden oldu. Çin, Rusya ve Hindistan gibi ülkelerin uyduları yok etmeye yönelik yeni nesil silah teknolojileri geliştirmelerinin ortaya çıkmasının ardından resmi makamlardan gelen açıklamalara göre, ABD ordusu içinde ‘’Uzay Gücü’’ kurulmasına yönelik yeni girişimler de gün yüzüne çıktı. Hava Kuvvetleri bünyesinde ABD ordusunun 6’ıncı kolu olarak kurulmasının hedeflendiği ifade edilen uzay gücü, uzayın yeni bir savaş alanı olarak değerlendirildiğinin en somut göstergesi olarak tanımlanmaya başladı.

Yeni aktör: Hindistan

Uzay yarışında hem teknolojik hem de politik anlamda güç kazanmaya başlayan Hindistan, bu alanda çalışmalarının ciddiyetini göstermek için 2018 yılında 1,5 milyar dolarlık bir bütçeye onay vermişti. 2022 yı- lına kadar uzaya insanlı seyahat gerçekleştirme hedefleri olduklarını belirten Hindistan, Rusya, ABD ve Çin’in ardından uzaya insan gönderen dördüncü ülke olarak yerini alacak. 1960’lı yıllardan itibaren uzay programları yürüten Hindistan, günümüzde uzayda güç savaşları denince akla gelen ilk ülkeler arasında yerini almayı başarmıştır.Hindistan’ın uzaya insanlı seyahat gerçekleştirme hedeflerinin yanı sıra ayrıca Mars yörüngesine 2014 yılında yerleştirmeyi başardığı uydusu da bu alandaki başarısının en önemli göstergeleri arasında yerini aldı. Bu yönüyle Hindistan uzay yarışında önemli güçler arasında yer almaktadır. Ülkelerin askeri ve ticari güç yarışlarının yanında özel şirketlerinde de hem turizm hem de madencilik ve taşımacılık alanlarında rekabetlerinin giderek artması uzayın yeninde keşfi için süreci büyük ölçüde kısalmasını sağlamıştır.

Küresel güçlerin büyük bölümü iletişim, askeri amaçlar ve gözetleme konusunda uzayın imkanlarından yararlanmaya başlamaları ve bu alanda ülkelerin politikaları uzayda faaliyet gösteren ülkelerin farklı önlemler almasını da zorunlu hale getirmiştir. Hem askeri hem de sivil, ticari faaliyetlerin yürütüldüğü uzay yarışında özellikle 1960’lı yıllardan sonra ciddi bir tedirginlik söz konusu. ABD dı- şında Çin ve Rusya’nın da askeri anlamda bu uzay yarışında öne çıkması gelecekte muhtemel bir savaşın uzay savaşlarını da beraberinde getirebileceği ihtimalini artırmıştır. Günümüzde ülkelerin bilgi toplama ve iletişimi sağlama konusunda uyduların gücünden yararlanması bu savaşta ilk olarak hedefin bilgi kaynakları yok etmek yani uyduları ortadan kaldırmak olması sonucu doğurmuştur.

UZAYDA “TİCARİ FAALİYETLER” HIZ KAZANIYOR

Askeri amaçlar dışında uzayda ticari faaliyetlerinde özellikle son yıllarda artış göstermesi birçok kişi için ilgi çekici olmuştur. Bu alanda öne çıkan firmalardan biri olan Space X, uzaya gidip gelebilen roketleri sayesinde NASA astronotları- nı çok daha düşük maliyetler ile uzaya taşımasının ardından uzaya sivil taşımacılık konusu yeniden gündeme gelmiştir. Diğer yandan uzay madenciliğinin geleceğin altını olarak görülmesi özel ticari işletmelerin bu alanda yatırımlarını artırmaları ve uzay çalışmalarına katılım sağlamalarına neden olmuştur. Uzayda ticari faaliyetler arasında ayrıca turizm amaçlı uzay seyahatlerinin de yakın bir gelecekte başlayacak olması birçok yönden uzay rekabetinin de artmasına neden olmuştur. Asteroid madenciliği konusunda öne çıkan Kepler Energy Space Engineering LCC tarafından önümüzdeki on yıl içinde robotlar göndererek dünyaya birkaç ton madenin getirilmesini sağlama hedefi bu alandaki kayda değer en önemli çalışmalar arasında yer almaktadır. Dikkat çeken bir diğer çalışma ise PlanetaryResources şirketi tarafından gerçekleştirilmesi hedeflenen uzayda üretim faaliyetleri. James Cameron’ın da yatırımcıları arasında yer aldığı bu şirket, asteroidlerden elde edilen madenlerin uzayda kurulacak bir yakıt tankı ile ayrıştırılarak roket yakıtının üretilmesi sağlanacak. Bu sayede ticari, askeri veya diğer amaçlarla uzayda faaliyet gösteren araçlar uzayda yakıt ikmali gerçekleştirebilecekler.

TÜRKİYE UZAY ÇALIŞMALARINI HIZLANDIRDI

Son yıllarda küresel ölçekte uzay çalışmalarının hız kazanması ve ülkeler arasında rekabetin giderek artması Türkiye’nin de bu alanda harekete geçmesini sağlamıştır. 13 Aralık 2018 yılında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile belirlenen görevleri yürütmekle görevli olarak kurulan Türkiye Uzay Ajansı, Türkiye’nin uzay konusunda attığı en somut adımlar arasında yer almaktadır. Uzay bilimleri ve havacılık ile uzay araştırmaları konusunda görevlendirilen Ajans 2019 yılında ilk toplantısını gerçekleştirmiştir. Milli Uzay Programı hazırlanarak bu kapsamda çalışmaların yürütülmesinin yanı sıra Türkiye’nin uzayda iletişim uydusu gönderme çalışmaları da devam etmektedir. Türkiye’nin başarılı bir şekilde uzaya uydu göndermesi ve TUA tarafından yapılacak çalışmalarla uzay faaliyetlerinin hızlandırılması bu alanda atılan somut çalışmaların bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir.

Editör: TE Bilisim