ATV’de yayınlanan Kim Milyoner Olmak İster yarışmasında 1 milyonluk soru görüldü. İstiklal Marşı’nda hangi kelime daha az geçer herkes bunu merak ediyor. 1 milyonluk sorunun doğru cevabı ve tüm detayları haberimizde…

Arda Ayten isimli genç oyuncu, karşısına gelen İstiklal Marşı sorusunu doğru yanıtlayarak bir milyon liranın sahibi oldu.

İstiklal Marşı’nın on kıtasında hangi kelime daha az geçer? Programda sorulan soru şuydu: On kıtadan oluşan İstiklal Marşı’nın tamamında bu kelimelerden hangisi diğerlerinden daha az geçer?

Seçenekler ise şöyleydi: Vatan, Kan, Toprak, Yurt…

Yurt kelimesi 3, Vatan kelimesi 3, Kan kelimesi 3, Toprak kelimesi ise 2 defa geçer…

İşte cevap: TOPRAK

İSTİKLAL MARŞI’NI KİM YAZDI?

İstiklal Marşı, İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy tarafından Ankara’da bulunan Taceddin Dergahı’nda yazılmıştır. 12 Mart 1921’de 1. TBMM tarafından kabul eden İstiklal Marşı 1982 Anayasamızda yer almıştır. İlk olarak Açıksöz Gazetesinde yayımlanan İstiklal Marşı; ilk dergi olarak da Sebiülreşad Dergisinde yayımlanmıştır.

İstiklal Marşımızın ilk bestesi Ali Rıfat Çağatay tarafından hazırlanmış olsa da günümüzde Osman Zeki Üngör’ün bestesiyle seslendirilmektedir. İstiklal Şairi Akif Ersoy, Marşı, Mehmetçik’e ithaf etmiştir.

İşte İstiklal Marşımız…

İSTİKLÂL MARŞI

Korkma, sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak;

Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak.

O benim milletimin yıldızıdır, parlayacak;

O benimdir, o benim milletimindir ancak.

Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilâl!

Kahraman ırkıma bir gül… ne bu şiddet bu celâl?

Sana olmaz dökülen kanlarımız sonra helâl,

Hakkıdır, Hakk’a tapan, milletimin istiklâl.

Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım.

Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!

Kükremiş sel gibiyim; bendimi çiğner, aşarım;

Yırtarım dağları, enginlere sığmam, taşarım.

Garb’ın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar;

Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var.

Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir îmânı boğar,

“Medeniyet!” dediğin tek dişi kalmış canavar?

Arkadaş! Yurduma alçakları uğratma sakın;

Siper et gövdeni, dursun bu hayâsızca akın.

Doğacaktır sana va’dettiği günler Hakk’ın…

Kim bilir, belki yarın… belki yarından da yakın.

Bastığın yerleri “toprak!” diyerek geçme, tanı!

Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı.

Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır atanı;

Verme, dünyâları alsan da, bu cennet vatanı.

Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki fedâ?

Şühedâ fışkıracak, toprağı sıksan şühedâ!

Cânı, cânânı, bütün varımı alsın da Hudâ,

Etmesin tek vatanımdan beni dünyâda cüdâ.

Ruhumun senden, İlâhî, şudur ancak emeli:

Değmesin ma’bedimin göğsüne nâ-mahrem eli!

Bu ezanlar-ki şehâdetleri dînin temeli

Ebedî yurdumun üstünde benim inlemeli

O zaman vecd ile bin secde eder –varsa- taşım;

Her cerîhamdan, İlâhî, boşanıp kanlı yaşım,

Fışkırır rûh-i mücerred gibi yerden na’şım;

O zaman yükselerek Arş’a değer, belki başım.

Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl;

Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl.

Ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlâl:

Hakkıdır, hür yaşamış bayrağımın hürriyet;

Hakkıdır, Hakk’a tapan milletimin istiklâl!

MEHMET AKİF ERSOY

Muhabir: Haber Merkezi