FETÖ ile mücadeleyi sadece Türkiye’yi klonlayan, taşeron vekil, hakim ve savcısıyla siyaset mühendisliği yapmaya teşebbüs eden, iktidarı sindirmeyi planlayan bir örgütün temizlenmesi veya rövanş alma olarak okumamalıyız. 17-25 Aralık en avam tabirle, yataktan kalkmaya çalışan hasta adamın ölümünü, samimi görünen espiyonaj doktorun elinden yapmak için tezgahlanan bir darbe girişimidir. Çok şükür ki, devletin sahibi olan millet, Menderes, Demirel ve Erbakan’da gösteremediği direniş hareketini, Erdoğan’da gösterdi, kaybedilecek en az 69 yılı kurtardı. 69 yıldan kastım 2002’den başlayarak 2071’e uzanan vizyondur. Söz konusu çok uluslu darbe girişimi hayata geçirilmiş olsaydı, utanarak söylüyorum, Kemalistlerin deyimiyle “Dini kullanarak” şeytani yüzünü gizleyen örgüt, Türkiye’yi CIA ve MOSSAD’ın karargah evine çevirir, ilk fırsatta ekonomiyi siyoniste bırakır, kendi aleyhine olanları fişler, hapse atar, zorbalıkların en alası uygulanırdı.

Tarih bu dönemi alkışlayacak

FETÖ’ye indirilen darbenin bölgenin umudu olan Türkiye’ye birçok hayati kazanımı oldu. İslami dünya görüşü ile vakalara yorum getirmeye çalışan bizler, geçtiğimiz hafta ‘bin yıl” sürecek denilen 28 Şubat’ı konuştuk, milletin geleceğine ipotek koyan darbecilerin yanında FETÖ’nün ihanetlerini belgeledik. Mahkemelerden önce 28 Şubat’ın hesabını vicdan ve akıllarda sorduk. Mücadelemizle “Savunan Adam Erbakan Hoca’nın, hakkını “Adil” bir şekilde aldık. Diğer yandan üniversite, KPSS, askeri, polislik, hakimlik ve savcılık sınavlarında soru çalınmasına tedbir alarak bende dahil olmak üzere milyonlarca gencin umudunun, hayalinin tekrardan gasp edilmesine izin vermedik. Fiilen Şu’cu, Bu’cu grupsal kast sistemini yıktık. Bunun anlamı Sabetay dönmesi beyaz Türklerden çok çeken bir millet olarak, Edirne’nin ile Diyarbakır’ın köyünde büyüyen “Ahmet’imin” devletin bekasına yön vermesini sağlamaktır. Örgütle karşı savaşımızın sonuçlarından biri de Türkiye ve Erdoğan eksenli şekilde uyanışımıza darbe vurabilecek İslam’a karşı İslam’ın (Ilımlı) kalesini yıkmak oldu. Bu kapsamda ezanı Peygamberimizin (S.A.V) Allah’ın resulü olduğuna şahitlik etmeden okuyanlardan, Harran’da Müslüman kadın ile gayrimüslim erkeğin sözde nikahını imam, papaz ve haham ile kıyan diyalogculardan, hesap sorduk. Hamlemiz Suriye’deki zulme, Irak’taki katliamlara karşı dik durmamıza, modern dedikleri dünyayı “5” ülkenin tekelinden kurtarmamızda elimizi güçlendirecek İnşaallah. Ayrıca, bölgesel ve küresel bekamıza direkt olarak katkı sağlayacak 2023 ile 2071 hedeflerine giderken “Özgürlük” adı altından fitne çıkaracak medya organlarına dur demekle casusluk ile gazetecilik arasındaki ayrımın yapılmasının önü açılmış oldu. Türkiye’de artık ‘Ali’ menfaatler dezenformasyona kurban edilmeden milletçe tartışılacak, yine milletin tecellisi ile uygulanabilecek. Türkiye’yi dokunulmaz kılacak yegane zırh olan Başkanlık sistemi Paralel’e, PKK’ya, Ulusalcısına rağmen gelecek. Bu zırhı milletin eliyle kuşanacağız. Oyunlar, nifak tohumları, ihanetler bitmeyecek, feraset ve izzetimizle, şer ve zillet saçan her terör örgütünü sileceğiz. Zaman uyanış ve şahlanış zamanı…

Sabri İşbilen

Editör: TE Bilisim