Kuran-ı Kerim’de 104. sure (inzâl olunma sırasına göre 29) olan Kureyş Suresi anlamı, okunuşu ve tefsiri merak ediliyor! Liilafi Kureyş Suresi Arapça yazılışı ve faziletleri öğrenilmek isteniliyor. Sıralamada Fîl Suresi’nden ve inzâl olunma sırasında da Tîn Suresi’nden sonra gelen Kureyş Suresi konusu, indiriliş sebebi ve anlamı ile ilgili bilgiler araştırılırken okunuşuna dair videolar da sure ile ilgili Müslümanların en çok merak ettiği konular arasında yer alıyor. 30. cüzde yer alan ve 4 ayet, 17 kelime ve 76 harften oluşan Kureyş Suresi anlamı, okunuşu ve tefsiri, Liilafi Kureyş Suresi Arapça yazılışı ve faziletleri hakkında bilgi almak için haberimizin detayını inceleyebilirsiniz.

KUREYŞ SURESİ ANLAMI, OKUNUŞU VE TEFSİRİ! LİİLAFİ KUREYŞ SURESİ ARAPÇA YAZILIŞI VE FAZİLETLERİ

Kureyş Suresi, Kureyş Kabîlesi’nden bahseder. Kureyş, Peygamber Efendimiz Sallallâhu Aleyhi ve Sellem’in mensup olduğu kabîlenin adıdır. Sure, 4 âyettir.

Mekke-i Mükerreme’de nâzil olmuştur. Bu sûre-i celîlede, Allâhu Teâlâ’nın Kureyş kabîlesine olan lütufları hatırlatılarak şükür içerisinde kulluk etmeleri emir ve teşvik edilmektedir. Kur’ân-ı Kerîm evrensel olup ahkâmı kıyâmete kadar geçerli olduğundan, tüm insanlığı Allâh-ı Zü’l-Celâl’in hesapsız nimetlerine şükür içerisinde ibadet ve kulluk etmeye davet anlamını da kapsamaktadır. Bu sûrenin Kureyş Kabilesi hakkında nazil olması da ayrıca Kureyş için bir lütuftur.

Kureyş Suresi Arapça yazılışı

بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّح۪يمِ

لِا۪يلَافِ قُرَيْشٍۙ ﴿١﴾ ا۪يلَافِهِمْ رِحْلَةَ الشِّتَٓاءِ وَالصَّيْفِۚ ﴿٢﴾ فَلْيَعْبُدُوا رَبَّ هٰذَا الْبَيْتِۙ ﴿٣﴾ اَلَّذ۪ٓي اَطْعَمَهُمْ مِنْ جُوعٍ وَاٰمَنَهُمْ مِنْ خَوْفٍ ﴿٤

Kureyş Suresi okunuşu (Türkçe yazılışı)

Kureyş Suresi okunuşu ve Türkçe yazılışı şöyledir;

Bismillâhi’r-Rahmâni’r-Rahîm;

1- Li-îlâfi kurayş, 2- Îlâfihim rihlete’ş-şitâ’i ve’s-sayf, 3- Felya’budû Rabbe-hâze’l-Beyt, 4- Ellezî et’amehum min-cû’in ve âmenehum min-havf.

Kureyş Suresi anlamı

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır Tefsiri’ne göre Kureyş Suresi anlamı şöyledir;

Rahmân ev Rahîm olan Allâh’ın adıyla;

1)Kureyş’in ilâfı (güven ve barış andlaşmalarından faydalanmalarını sağlamak) için,

2)Kış ve yaz seferlerinde (faydalandıkları andlaşmaların) kadrini bilmiş olmaları için,

3)Bu Beyt (Kâbe)nin Rabbine kulluk etsinler.

4)O, kendilerini açlıktan kurtararak beslemiştir ve her tehlikeye karşı onlara emniyet vermiştir.

Kureyş Suresi konusu, sebeb-i nüzûlü (indirilme sebebi)

Kureyş Suresi konusu nedir; ‘Güvenliğini sağlamak için‘ şeklindeki çeviriye göre bu âyet-i kerime bir önceki sûrenin devamı gibidir ve önceki cümle, ‘Ebrehe ve ordusunu helâk ettik‘ şeklinde tamamlanır. Sûrenin sonunu başına bağlamak da mümkündür; bu takdirde mâna şöyle olur: ‘… sağladığı için Kâbe’nin rabbine kulluk etsinler.’

Kureyş, Peygamberimiz Aleyhissalâtü ve’s-Selâm Efendimiz’in mensup olduğu, İslâm’ın tebliğine ilk muhatap olan ve Kur’an’da adı geçen büyük Arap kabilesidir. Nesep bilginlerinin çoğunluğuna göre Kureyş’in atası Nadr b. Kinâne b. Huzeyme b. Müdrike b. İlyâs b. Mudar b. Nizâr b. Maad b. Adnân’dır. Hz. Peygamber Kureyş’in Hâşimoğulları koluna mensuptur. Kabile reisliği genellikle Hâşimoğulları ile Ümeyyeoğulları arasında mücadele konusu olmuştur.

Câhiliye devrinde Kureyşliler Allah’ın (c.c.) varlığına inanmakla birlikte putları Allah’a (c.c.)ortak koşuyorlardı, bu sebeple Kur’an-ı Kerim onları, ‘ortak koşanlar’ anlamına gelen müşrikûn sıfatıyla nitelemiştir. 610 yılında Peygamberimiz Aleyhissalâtü ve’s-Selâm Efendimiz’e Kur’an-ı Kerim’in ayetleri inmeye başlayınca Kureyş’in bir kısmı ona iman etmekle birlikte çoğu inanmadığı gibi Peygamberimiz Aleyhissalâtü ve’s-Selâm Efendimiz’e karşı gittikçe sertleşen ve savaşlara kadar varan bir mücadeleye girişmişlerdir. Bu direniş hicretin 8. yılında Mekke-i Mükerreme’nin fethine kadar sürmüştür. Mekke-i Mükerreme’nin fethedilmesiyle birlikte İslâmiyet’in karşısındaki Kureyş düşmanlığı da tamamen ortadan kalkmıştır. Bundan sonra İslâm’ın dünyaya yayılması için Kureyşliler’in ön saflarda mücadele verdikleri görülmektedir (ayrıca bk. Casim Avcı, ‘Kureyş (Benî Kureyş)’, DİA, XXVI,

Kureyş kabilesi, Araplar’ca kutsal sayılan Kâbe-i Muazzama’nın gözetim ve bakımını üstlendikleri için diğer Arap kabileleri onlara büyük saygı gösterirlerdi; özellikle Kâbe-i Muazzama’yı yıkmaya gelen fil ordusunun mûcizevî bir felâkete mâruz kalarak Kâbe-i Muazzama’yı yıkma teşebbüslerinin başarısızlıkla sonuçlanması üzerine Kureyşliler’in kabileler nezdindeki saygınlığı iyice arttı. Emîrler ve krallar onlara saygı gösterir, başkaları çöllerde haydutlar tarafından saldırılara uğrarken Kureyşliler güven içerisinde yazın Tâif’in serin yaylalarına, kışın da Yemen’in ılık bölgelerine serbestçe seyahatlerde bulunarak büyük kazançlar elde ederlerdi. Hatta Kureyş’in ticaret kervanları kış aylarında Somali ve Habeşistan’a, yaz aylarında da Suriye, Mısır, Irak ve İran’a kadar giderlerdi.

Mekke-i Mükerreme’nin bulunduğu bölge tarım ve hayvancılığa elverişli olmadığı için halkın ticaretten başka gelir kaynağı yok denecek kadar azdı. Hac mevsiminde kurulan panayırlar ticaretlerinin canlanmasına vesile olduğu gibi buralarda düzenlenen şiir, hitabet vb. yarışmalar da dil, edebiyat ve kültürün gelişmesini sağlıyordu. İşte sûrede Allah’ın (c.c.) onlara lutfettiği bu imkânlar hatırlatılmakta, özellikle Kâbe-i Muazzama’ya vurgu yapılarak ‘Şu evin (Kâbe’nin) Rabbine kulluk etsinler’ buyurulmaktadır.

Kabile hayatı yaşayan Arap yarımadası devlet otoritesinden yoksun olduğu için burada genel bir güvensizlik bulunduğu halde Mekke-i Mükerreme Hz. İbrâhim zamanından beri Allah (c.c.) tarafından saygınlığı çiğnenmeyen (harem) bölge olarak insanlığa duyurulmuş, bu sayede Mekke-i Mükerreme ahâlîsi dış saldırılardan korunmuştur.

Nitekim bir âyet-i kerîmede, ‘Görmezler mi ki, çevrelerindeki insanlar durmadan yerinden koparılıp götürülürken biz (Mekke’yi) güvenli, dokunulmaz belde yapmışızdır?’ (Ankebût29/67) buyurularak bu nimetler hatırlatılmaktadır.

Ayrıca başka bölgelerde üretilen sebze, meyve ve diğer gıda maddeleri Hz. İbrâhim’in duası bereketiyle (İbrâhim 14/37), bir ticaret merkezi haline gelmiş olan Mekke-i Mükerreme’ye getirilip satılır, böylece bura halkının ihtiyacı karşılanırdı.

İşte sûre-i celîlenin sebeb-i nüzûlü, Kureyş’in, bütün bu nimetlerin şükrünü yerine getirmek için Allah’a (c.c.) kulluk etmelerini emir ve teşviğe yöneliktir. [Kaynak: Tefsir, Kur’an Yolu]

Harflerin ve kelimelerin telaffuz edilmesindeki detaylar için Kureyş Suresi okunuşunu aşağıdaki videodan dinleyebilirsiniz.

Bu surelere de göz atın:

Ayetel Kürsi

İnşirah Suresi

Fetih Suresi

♦ Yasin Suresi

♦ Ali İmran Suresi

Editör: TE Bilisim