Yüzyıllar boyunca yeri gelmiş dünyaya hükmetmiş yeri gelmiş varlığını dünyanın çeşitli yerlerinde varlığını sürdürmüş Türklerin kullandıkları diller bölgelere göre şive ve kullanım olarak değişiklik göstermiştir. Hangi bölgelerde hangi dillerin kullanıldığı ve ne tür ortamlarda şive değişikliğine uğradığı ile ilgili tüm detaylar haberimizde. Peki, Türkiye Türkçesinin başladığı tarih hangisi? Türkiye Türkçesi hangi lehçe grubuna aittir? İşte detaylar…

Türkiye Türkçesinin başladığı tarih hangisi? 

Türkiye Türkçesi Batı Türkçesinin III. dönemini oluşturur. Ömer Seyfettin ve arkadaşlarının konuşma dilinden yeni bir yazı dili oluşturmak amacıyla “Genç Kalemler” dergisinde başlattıkları “Yeni Lisan Hareketi” (1911) bu dönemin başlangıcı kabul edilir. Bu hareketin temsilcileri “Milli bir edebiyat meydana getirmek için önce millî bir dile ihtiyaç vardır.” görüşünden hareketle şu ilkeleri benimsemişlerdir:

Arapça ve Farsçadan Türkçeye giren dil bilgisi kuralları ve bu kurallarla yapılan bütün tamlamalar kaldırılmalıdır. Dilimize Arapça ve Farsçadan girmiş kelimelerle yapılacak isim ve sıfat tamlamaları, Türkçenin kurallarına göre düzenlenmelidir. Yazı dili ile konuşma dili arasındaki büyük farklılıkları kaldırmak için yazı dili konuşma diline yaklaştırılmalı, İstanbul konuşması yazı dili olmalıdır. Bu ilkelerden yola çıkarak taklit değil, yeni ve millî bir edebiyat meydana getirilmelidir.

LEHÇE NE DEMEK, ANLAMI NEDİR?

Tanımlardan da anlaşılacağı gibi, ‘ağız’da genellikle ses ve söyleyiş farklılığı varken, lehçede ses ve söyleyiş farklılığıyla birlikte, dilin yapısı (söz dizimi) ve söz varlığı da değişmektedir. O kadar ki, bu farklılıklar zamanla lehçelerin birer dil olmasına bile yol açmaktadır. Söz gelimi, Latincenin çeşitli lehçeleri arasındaki farklılık zamanla o kadar büyümüştür ki, sonunda Fransızca, İtalyanca, İspanyolca, Portekizce, Rumence gibi diller ortaya çıkmıştır.

Adriyatik Denizi’nden Çin Denizi’ne kadar uzanan çok geniş bir coğrafyada yaşayan Türkçe de birçok lehçelere ayrılmıştır: Batı Türkçesinin Anadolu, Azerî, Türkmen lehçeleri gibi ve Özbek lehçesi, Kazak lehçesi, Kırgız lehçesi.

Lehçenin ayrı bir dile dönüşmesi olayına Türk dilinde de rastlanmaktadır. Yaşayan Türk lehçelerinden ikisi, bugün artık birer dile dönüşmüştür. Bunlardan biri, Sibirya’da Lena Nehri’nin iki yanında yaşayan Yakut Türklerinin konuştuğu Yakutça diğeri ise, Orta Volga bölgesinde Kama Irmağı’nın Volga’ya kavuştuğu yerde yaşayan Çuvaş Türklerinin dili olan Çuvaşçadır.

Bir dilin lehçeleri arasındaki bağı ya da farklılıkları en iyi lehçeler sözlüğü ortaya koyar. Örneğin, W. Radloff’un “Türk Lehçeler Sözlüğü” bu nitelikte bir sözlüktür. Hüseyin Kâzım’ın “Büyük Türk Lugatı” da bu alanda hazırlanmış büyük bir eserdir. Türk lehçeleri hakkında ilk bilgileri veren eserse Kaşgarlı Mahmut’un ölümsüz eseri “Divanü Lugat-it Türk”tür.

Burada, (biri dışında) tüm Türk topluluklarının kendi dillerini yani Türkçenin lehçelerini ve şivelerini anadil olarak konuştukları kabulu kesinlikle yanlış olmayacaktır. İkinci dil olarak ise, geçmişte veya günümüzde de bağımlı bulundukları devletlerin resmi dilini konuşmaktadırlar. Bunlar içinden en önemlileri Rusça, Çince, Farsça, Bulgarca ve Ukraynaca’dır. Kuşkusuz bu dillere ayrıca Arapça, Yunanca ile 1960’dan sonra Türklerin işçi olarak yabancı ülkere göçü sonucu öğrendikleri diller olan Almanca, Hollandaca Fransızca ve İngilizce de eklenebilir.

TÜRKİYE TÜRKÇESİ HANGİ LEHÇE GRUBUNA AİTTİR?

ANADOLU TÜRKÇESİ (TÜRKİYE TÜRKÇESİ): Anadolu Türkçesi, Türk dilleri içinde Oğuz dilleri grubunda yer alır. Toplam nüfusları 85 milyona yaklaşan ve Anadolu, Trakya, Kuzey Kıbrıs’ta (Kıbrıs’taki Türk nüfusu yaklaşık 250 bindir) yaşayan Anadolu Türkleri tarafından konuşulan bu dil, Türk lehçeleri arasında en büyük grubu oluşturur.

AZERBAYCAN TÜRKÇESİ: Anadolu Türkçesine yakınlığı ile bilinen Azerbaycan Türkçesi de Oğuz dil grubundadır. Azerbaycan Türklerinin toplam nüfusu yaklaşık 45 milyon kadardır ve Azerilerin ancak 10 milyon kadarı Azerbaycan Cumhuriyeti’nde yaşarken yaklaşık 35 milyon Azeri, İran İslam Cumhuriyeti’nin kuzeyinde (Güney Azerbaycan), 500 bini Gürcistan’da ve 150 bini Ermenistan’da yaşamaktadır.

ÖZBEK TÜRKÇESİ: Dilleri Karluk grubunda yer alan “Özbek Türkleri”nin büyük çoğunluğu Özbekistan Cumhuriyeti’nde yaşamaktadır. (35 milyon) Başta Tacikistan olmak üzere Kazakistan, Kırgızistan, Türkmenistan ve Afganistan’da yaklaşık 5 milyon Özbek bulunmaktadır.

KAZAK TÜRKÇESİ: Kazakça, Türk dillerinin Kıpçak grubunda yer alır.”Kazak Türkleri”nin büyük bölümü Kazakistan’da yaşarken, komşu cumhuriyetlerde de (özellikle Türkmenisten, Moğolistan) Kazak azınlıklara rastlanır ve toplam nüfusları 20 milyonu aşar.

Editör: TE Bilisim