Vefatının üzerinden yüzyıllar geçse de kılıcının keskinliğiyle 8 yılda yedi kıtayı, kaleminden dökülen inci misali mısralarıyla milyonların gönlünü fetheden Yavuz Sultan Selim Han, asırlara silinmez izler bıraktı. Osmanlı’nın ilk İslam halifesi olduğu dönemde nefsini de yere seren Koca Sultan, ortaya koyduğu bütün başarının ihtişamını “Benim için, o mübarek makamların hizmetçisi olmaktan daha büyük şeref olamaz. Bana Hâdimü’l-Haremeyni’ş-Şerîfeyn (İki şerefli ‘harem’in; Mekke ve Medine’nin Hizmetçisi) deyin” sözleriyle, tevazu kanatlarıyla örtmüştür.

Dokuzuncu Osmanlı Padişahı, Osmanlı’nın ilk İslam halifesi, 88. İslam Halifesi, Hâdimü’l-Harameyni’ş-Şerîfeyn (İki şerefli ‘harem’in Mekke ve Medine’nin Hizmetkârı) II. Bayezid’in oğlu, Fatih Sultan Mehmet Han’ın torunu Yavuz Sultan Selim Han Hazretleri’ni vefatının 499. yıl dönümünde rahmet ve minnetle anıyoruz.

HAKK’A YÜRÜYÜŞÜN TİMSALİ

Vefatından az önce, ahvalini sorduğu Hasan Can “Artık Allah ile olma vaktidir hünkârım” dediği zaman, verdiği cevap unutulmazdır…

“Ya sen bizi şimdiye kadar kiminle bilirdin Hasan Can?..”

GÖNÜLLERE KAZINAN SÖZLERİ

*Cesaret insanı zafere, kararsızlık tehlikeye, korkaklık ise ölüme götürür.

*Haine cesaret veren merhamet, zulme yakındır.

*Devletleri yıkan tüm hataların altında nice gururun gafleti yatar.

*Biz bunca meşakkate alkış uğruna katlanmadık, halis niyetimiz rızayı İlahidir.

*Ben Allah’ın emirlerini yerine getirmek, zulüm görenlere yardım etmek için zırh giydim, kılıç kuşandım!

*Vükelâ ve ümerânın süslü elbiseler giymesi padişahlarına ta’zîmden ileri gelir. Biz Allah’tan başka kime ta’zîme mecbûruz ki bu külfeti ihtiyâr edelim? Bizim padişahımız Allah, vücudu saran elbiseye değil, içindeki imâna bakar.

*Pâdişâh-ı âlem olmak bir kuru kavga imiş, Bir velîye bende olmak cümleden a’lâ imiş…

*Hava kararsın, herkes evlerine dönsün, sokaklar boşalsın, ben ondan sonra İstanbul’a gireyim. Fânîlerin alkışları, zafer takları ve iltifâtları bizi nefsimize mağlûb edip yere sermesin!

*Şâyet askerlerimin torbalarında, geçmiş olduğumuz yerlerden alınmış bir şey bulunsaydı, Mısır Seferi’nden vazgeçecektim!..

*İsteyenler, karılarının yanına dönüp entarilerini giyebilirler! Ben düşmana karşı tek başıma da gidebilirim!

*Ulemânın atının ayağından sıçrayıp bizi boyayan çamur, bizim için şereftir, mübârektir. Bu çamurlu kaftanı, ben ölünce sandukamın üzerine kapatın!

VE SON SÖZLERİ…

“Hasan! Sûre-i Yâsîn oku…”

Editör: TE Bilisim