İstanbul Anadolu 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin titizlikle hazırladığı, avukat katili müteahhit Mehmet Sabri Kılıç’ın yalanlarını çürüten gerekçeli kararında özetle şu noktalara dikkat çekildi:

ÖLDÜRDÜ, SOĞUK KANLI BİR ŞEKİLDE DIŞARI ÇIKIP BİR SİGARA İÇTİ

“Yanında stajyer olarak çalışmaya başlayan tanık Gülseren Cinkul ile birlikte sanığın ofisine gittikleri, maktulün sanıkla bir müddet görüştüğü, bu görüşme sırasında tanık Gülseren Cinkul'un da maktül ve sanıkla birlikte ofiste oturduğu, sanığın maktulü bir üst katta bulunan sekreterinin yanına sıkıldın bahanesiyle gönderdiği, bir müddet sonra maktulün tanık Gülseren Cinkul'u mesajla ofise çağırdığı, bunun üzerine tanık Gülseren Cinkul'un sanık ve maktulün oturdukları ofise tekrar geldiği, sanığın tanığı burada sıkılırsın, biz erkek erkeğe konuşacağız bahanesiyle tekrar ofisten üst kata gönderdiği, akabinde sanığın oturduğu masaya bitişik sandalyede oturan ve telefonuyla uğraşan maktule sanığın çekmecede bulunan ruhsatlı ve ateşe hazır haldeki silahını çıkararak maktulün kafatasını hedef alarak bir el ateş ederek maktulü öldürdüğü, akabinde soğuk kanlı bir şekilde dışarı çıkıp bir sigara içtiği, maktulün öldüğünü bilmesine rağmen olaya kaza süsü vermek amacıyla 112'yi çağırdığı, 112'yi çağırdıktan sonra ofisin önündeki araçları kaldırdığı, bu sırada şüphelenen ve maktulün yanına inmek isteyen Gülseren Cinkul'u soğuk kanlı bir şekilde bizim görüşmemiz uzun sürecektir, sen evine git, sekreterim seni götürsün diyerek tanığa 20 TL dolmuş ücreti verip sekreteriyle tanığı olay mahallinden uzaklaştırdığı, akabinde maktulü gelen 112 ekibine gösterdiği, akabinde gelen polis ekibine emekli başçavuş olduğunu, kaza ile maktulü vurduğunu söyleyerek polis ekibine teslim olduğu, olayın bu şekilde gelişip bittiği anlaşılmaktadır.

Avukat Hüseyin Yama

SANIK SİLAHI ÖNCEDEN HAZIRLAMIŞ VE ÇEKMECEYE KOYMUŞTUR

Sanık olayın kaza ile meydana geldiğini savunmaktadır. Olay kazaen meydana gelmemiştir. Her ne kadar sanık tüm aşamalarda olayın kazaen meydana geldiğini, ofisten kalkacakları sırada silahını çekmeceden çıkarıp beline koymak üzere ceketiyle üstünü örtüp şarjörünü çıkaracağı sırada kazaen patladığını ve maktule değdiğini söylemiş ise de bu savunması suçtan kurtulmaya yönelik bir savunma olup olayın oluş şekline uygun düşmediğinden itibar edilmemiştir. Sanık yaklaşık 4x3 ebatındaki ofistedir. Krokide belirtildiği üzere sanığın oturduğu koltuğun arkasında dolap ve etajer vardır. Önünde sanığın masası vardır. Masanın bitişiğinde maktulün oturduğu koltuk vardır. Sanık 1.70 boyundadır. Maktul 1.75 - 1.80 boyundadır. Silahın bulunduğu çekmece sanığın oturma pozisyonuna göre dizinin hizasındadır. Maktulün kafası oturma şekline göre çekmeceden yaklaşık 70 cm yukarıdadır. Merminin girişi sağ temporal bölgede kulak sayvanının 5 cm üzerindedir. Merminin çıkışı sol kulak sayvanının içerisinde üst kıvrımdadır. Mermi maktulün kafatasından girip çıktıktan sonra hemen maktulün arkasında bulunan kitaplıktaki kitabın ucunu da sıyırmıştır. Açıya bakıldığında mermi aşağıdan yukarıya doğru bir seyir meydana getirmiştir. Sanığın iddia ettiği gibi silahın kazayla patlaması halinde maktulün oturuşuna göre maktule isabeti imkansızdır. Sağ el kullanan sanığın silahtaki şarjörü sağ elle çıkarması gerekmektedir. Şarjör çıkarıldığında silahın namlusu sanığa göre çaprazda oturan maktule değmesi de imkansızdır. Sanık silahı önceden hazırlamış, çekmeceye koymuş, tanığı yukarı gönderdikten ve odadan çıkacakları sırada maktulden habersiz maktule çok yakın mesafeden ateş ederek o şekilde öldürmüştür. Her ne kadar sanık silahın kazayla bir el ateş aldığını söylemekteyse de olay yeri inceleme raporuna göre çekmecede bulunan tabancanın yarı kurulu vaziyette olduğu, mermi yatağında bir adet fişeğin sıkışmış vaziyette olduğunun görüldüğü belirtilmektedir. Bu durumda sanığın ikinci kez veya üçüncü kez ateş etmesi mümkün değildir. Bu nedenle silahın kazayla patladığı yolundaki sanığın savunmasına itibar edilmemiştir... Mahkememizce sanığın öldürme kastıyla silahı hazır bulundurduğu ve öldürme eylemini gerçekleştirmek üzere tanık Gülseren Cinkul'u ofisten uzaklaştırdığı kabul edilmiştir.

SİLAHINI ATEŞE HAZIR HALDE ÇEKMECEDE BULUNDURMUŞ

Sanık emekli hava astsubayıdır. Silahın nasıl kullanılacağını bilmektedir. İki kez tanığı ofisten uzaklaştırmıştır. Silahını ateşe hazır halde çekmecede bulundurmuştur. Telefonla meşgul olan maktulü maktulün haberi olmadan ateş etmek suretiyle öldürmüştür. İkinci mermi tabancaya sıkışmıştır. Olay yeri ekibi tarafından silahtan çıkarılmıştır. Tüm bu nedenlerle eylem görevli memura karşı görevinden dolayı kasten öldürme olarak kabul edilmiştir.

Katil Mehmet Sabri Kılıç

KATİL'İN "PİŞMANIM" YALANINA MAHKEME KANMADI

Her ne kadar sanık pişman olduğunu söylemiş ise de; gerçekten pişmanlık göstermemiştir. Soğuk kanlı davranmıştır. Maktul 38 yaşında genç bir avukattır. Sanık ile maktulün babası arasındaki alacak davası icraya konu edilmiştir. Hukuki yollardan borçlu olmadığını ispat etmesi mümkün iken maktulü babasının alacağını takip etmesi nedeniyle maktulü öldürmesi, akabinde soğukkanlı bir şekilde olayın kaza olduğunu ısrarla savunması eyleminde pişman olmadığının göstergesidir.”

Avukat Hüseyin Yama'nın Avukatlık Cübbesi

Editör: TE Bilisim